TARİHİ AFRODISIAS BÖYLE Mİ KORUNUYOR?

Afrodisias (Tisan) olarak bilinen ve dünya cenneti koya adını veren Afrodisias, Allah’a emanet bir şekilde iken, çok değerli denen mozaikler ise yer yer sökülmüş. Üzerine örtülen bez ile korunmaya çalışılması de oldukça manidar!

Sesimiz Haber Merkezi Bölgenin en önemli antik yapıları arasında yer alan Tisan (Afrodisias), son yıllarda çok ciddi bir yapılama ile dikkatleri üzerine çekerken, tarihi alanların korunması ise bez parçaları ile yapılıyor olması oldukça manidar bulundu. AFRODISIAS’IN TARİHİ Afrodisias antik dönemde Taşlık Kilikya’da kurulmuş bir liman kentidir. Silifke’ye 50 km mesafede bulunan tarihi kent, Tisan yarımadasının güneyindeki tombolo üzerindedir. Dana Adası ve Tisa Adası Sit alanın doğusunda yer alır. İlk olarak kimler tarafından ve hangi tarihte kurulduğu belli değildir. Ancak MÖ 4. Yüzyılda Mısır’da Ptolemaios Krallığının limanlarından biri olduğu bilinmektedir. Daha sonra kent Selefkos İmparatorluğu yönetimine girmiştir. MS 101 yılında Ps. Skylax tarafından yazılan Roma İmparatorluğu limanlarına ait bir kitapta adı Cap Aphrodisias olarak geçmektedir. Bizans İmparatorluğu döneminde ise adı Porto Calaviere’ydi. Ancak Orta Çağ’da Arap akınları döneminde liman işlevini yitirdi ve unutulup gitti. SIT alanı 1891 yılında Avusturyalı arkeolojist Rudolf Heberdey tarafından bulundu. Şu anda kent surları nekropol ve sarnıç ile Hıristiyanlık öncesinde tapınak olarak inşa edilip, daha sonra kiliseye çevrilen Aziz Panteleon kilisesi açığa çıkarılmıştır. 1987 yılında Alman arkeolog Ludwig Budde bu kiliseye ait St. Pantaleon von Aphrodisias in Kılikien adlı bir kitap yayınlamıştır Değerli bir taban mozaiği varsa da henüz mozaiğin tamamı açığa çıkarılmamıştır. NEDEN BU İLGİSİZLİK Bölgeye gelen özellikle yerli turistlerin böylesine güzel ve yörenin tarihine ışıt tutacak bir alanın hiçbir şekilde korumasının olmamasını büyük bir ilgisizlik olarak yorumlarken, yetkilileri de göreve davet ettiler.   Tarihi bir bölgenin bu kadar ilgisizliğe kurban edilmemesi gerektiğine dikkat çeken yöreye gelen yerli turistler, “Bu tarihi alan, bu güzelliklerle Avrupa’nın hangi ülkesinde olursa olsun milyarlarca dolar para kazanabilecek potansiyele sahip olurdu ancak böyle bir güzelliğe ülkemizde hiçbir şekilde değer verilmiyor. Böylesine bir güzelliğin korunması ve tanıtılması ülke turizmine de büyük katkı sağlayacaktır. Böylesine ilginç ve görsel olarak mükemmel olan alanlar korunmalı ve tanıtımı yapılmalıdır” şeklinde görüş belirtirken, tarihi alanın bakımı ve korunması konusunda da yetkilileri göreve davet ettiler.