KAPTAN ALİ VE OĞLU
Kaptan Ali’nin babası, 20.yy başında Elazığ-Harput’tan gelmişler. Harput-Elazığ dedim de birkaç satırla değinmek isterim. 19.yy gelinceye dek Elazığ diye bir kent yoktu. Sadece bugünkü Elazığ’a 10 km uzaklıkta bir tepenin üzerinde Harput vardı. Harput, bir ordu merkezi olup, 18 mahalleli bir kentti. 19.yy başında yaşanan bir depremle Harput yıkıldı. Osmanlı bir önlem olarak yeni bir kent kurmak istedi. Altınova ile Uluova’nın kesiştiği yerde Sultan Abdülaziz’in buyruğu ile 1830 yılında Mamura tül El Aziz, Elazığ’a dönüştü. 1960’larda ziyarete gittiğimiz Harput’ta beş, on binanın dışında sağlam bina yoktu. (Şimdilerde sanırım, imar görüp, yayla gibi kullanılmaya başlanmış)
Kaptan Ali’nin babasının 4 oğlu varmış, sırasıyla Mevlüt, Halil, Ali ve emekli öğretmen Ahmet Erdem’in babası... Kaptan Ali (1908-1971) Harput’tan Silifke’ye geldiğinde 8 yaşındaymış. Yerini yurdunu terk edip göçmek, göçtüğün yerde yeni bir düzen kurmak kolay bir şey değil. Kaptan Ali askerliğini denizci olarak yapar. Kaptan lakabı birazda oradan geliyor.
Silifke “Uzun çarşı” taş köprünün sağ başından başlar, eski Ziraat Bankası (şimdi ki Sağlık Okulu)’na dek devam eder. Bu çarşının orta yerinde eski belediye binası karşısında Kunduracı Mustafa Ustanın (Mustafa Kol) iki katlı iş yeri vardı. Bitişiğinde ise Kaptan Ali’nin derme çatma manav dükkânı... Kaptan Ali dükkânında sebze-meyve, tulum yoğurdu bir de şeker kamışı satar. Kaptan Ali, ortadan bir uzun boyu, Tanrı vergisi davudi sesiyle bağırarak, sebzesini, meyvesini satar. Şeker kamışı alan çocukların kamışlarını temizler, çocukların kamışları kolay somurmalarını sağlardı. Kaptan Ali, ilk görüşte insanı duruşu, bakışı, ses tonuyla etkileyen biriydi. Kaptan Ali’nin görünüşü ciddi olmakla birlikte, yakın dostlarının söylediğine göre oldukça şakacı ve muzip bir insanmış. Kaptan’ın 4 kızı ve bir oğlu varmış. Artık aramızda değiller.
Kaptan Ali’nin tek oğlu Cezmi ağabey (Diğer adıyla Zabıta Cezmi-Belediye’de çalışıyordu) Biz onu sporculuğu ile tanıyoruz. Göksu Spor’un futbolcusu idi. İri yapılı gücü kuvveti yerinde bir insandı. Top oynarken, öyle sağlam oynardı ki sanki tank gibiydi. Eski Cumhuriyet alanında az top oynamadık Cezmi ağabey ile. O da babası gibi az gülen, ciddi bir insandı. Cezmi Erdem, Kamile Hanım’la evliydi. Cezmi Ağabeyin bu evlilikten ikisi kız biri erkek 3 çocuğu oldu. Eşi Kamile Hanım’ında ilk eşinden bir kızı vardı. Cezmi Erdem, 01.05.2003 tarihinde aramızdan ayrıldı. Kaptan Ali ve oğlu Zabıta Cezmi kentimizin farklı bir rengiydi. Ruhları yücelerde olsun.