SİLİFKE İL OLUR MU?
Geçtiğimiz günlerde Silifke’nin il olma meselesi Silifke kamuoyunda yeniden gündeme geldi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin -partisinin grup toplantısında- “Yeni yüzyılda 100 il, 1000 ilçe” açıklaması ve bu açıklamanın Ak Parti ve hükümet kanadında da “olumlu” karşılandığına dair haberler, Silifkelileri heyecanlandırmış görünüyor. Önümüzdeki yıl gerçekleşecek olan Yerel Seçimlerden sonra bu yöndeki çalışmaların hız kazanacağı ve yasa değişikliği ile il ve ilçe sayılarının artırılacağı söyleniyor.
Şimdilerde, bazı internet sitelerinde il potansiyeline sahip ilçelerin listeleri yayımlanmakta. Üzücü olan şu ki, o listelerin hiçbirinde Silifke’nin adına yer verilmiyor. O listelerde yer almak, il olmak için “belirleyici” değil elbette ki. Ama Silifke’nin bu anlamda medyada sesini yeterince duyuramadığı, il olma beklentisi doğrultusunda Silifke’ye dair bir farkındalığın yaratılamadığı da bir gerçek.
Silifke, Türkiye kamuoyunda ne kadar yer alıyor, Silifke’ye dair gelişmeler medyanın ne kadar ilgisini çekiyor, bunların da üzerinde durmak gerekli diye düşünüyorum. Silifke denilince, “Silifke’nin yoğurdu, ah seni kimler doğurdu?” dan ziyade başka şeyleri de anımsamalı insanlar. Silifke’nin her geçen yıl daha da büyüdüğü, alelade bir ilçe olmaktan çıkıp nüfus, yerleşim, yatırımlar ve ticari hareketlilik anlamında adeta bir il potansiyeline ulaştığı gerçeğini anlatmak gerekiyor zannımca. En nihayetinde, Silifke’ye son yıllarda yapılan ulusal ve uluslararası yatırımlar, ticari hareketlilikle beraber bir nüfus yoğunluğu da getirdi. Şimdilerde bu yoğunluğun olumsuz etkilerini biz Silifkeliler fazlasıyla yaşıyoruz. Kısa vadede Silifke nüfusunun daha da artacağı, 300 bini, 350 bini aşacağı söyleniyor. Bu anlamda, biz Silifkeliler, önümüzdeki yıllarda daha da vahim bir tablo ile karşı karşıya kalacağız.
Türkiye’de son yıllarda enerjide, sanayide ve ticarette atılımlar söz konusu. Bunun etkilerini elbette Silifke’de de görüyoruz. Türkiye’nin büyük önem verdiği ve asrın projesi olarak da nitelendirilen Akkuyu Nükleer Santrali Projesi, hemen yanı başımızda devam etmekte. SEKA’nın serbest ticaret bölgesi olarak açılacak olması da şehre ayrı bir hareketlilik katacak. Medcem Çimento fabrikası ve yıllardır faaliyet gösteren bir büyük mermer fabrikasının da Silifke ekonomisine katkısı yadsınamaz. Ve yine son yıllarda Silifke Organize Sanayi Bölgesi’nde birbiri ardına açılan firmaların bölgeye katma değeri de azımsanmayacak nitelikte. Silifke, halihazırda turizmde istenilen noktaya gelememişse de potansiyelin ortaya çıkartılacağına dair olumlu gelişmeler var. Silifke tarımı, hepimizin malumu: Silifke Ovası ve Göksu Vadisi’nde yetiştirilen tarım ürünleri, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanına pazarlanıyor. Yani, gelinen noktada Silifke’nin “marka değeri” her geçen yıl daha da yükseliyor. Eldeki bütün veriler, Silifke’nin il olmayı çoktan hak ettiğini, dahası bunun bir mecburiyet olduğunu gösteriyor.
Ancak; bizler seçim sürecinde parti yönetimlerini ikna edip bir Silifkeli vekil bile gönderemedik TBMM’ye. Yasa değişikliği yapılırken canhıraş bir şekilde TBMM’de sesini yükseltecek, “Silifke Neden İl Olmalı?” sorusunun cevabını meclis komisyon salonlarında ve genel kurulunda “veri”lerle dile getirecek bir vekilimiz yok. Gönül isterdi ki, tam da il olma meselesinin bu derece ciddiye alındığı bir siyaset ortamında TBMM’de sesimizi duyurabilecek Silifkeli vekillerimiz olsun. Mersin’in diğer vekilleri mi? Bir umut, belki dile getirirler Meclis’te bu meseleyi…
Aslında, Silifke’nin il olma meselesinde öne sürülen argüman daha çok şu yönde: Silifke il olmak istemiyor, Silifke daha önce elinden alınan il statüsünün geri verilmesini istiyor. Silifke, 1933 yılında elinden alınan il statüsüne yeniden kavuşmak istiyor ama Silifke o yıllardan bu tarafa kentlilik anlamında neyi başardı? Nasıl bir kent kültürü yarattı? Silifke’nin geldiği nokta ne? Silifke’nin il olması gelinen noktada neden zorunlu hale geldi? Tüm bu meseleleri derli toplu ve anlaşılır bir şekilde medyada ve karar vericiler nezdinde siyaset mekanizmasında derli toplu ve anlaşılır bir şekilde anlatmak gerekiyor. Öyle zannediyorum ki, “yörüklük vurgusu” üzerinden, bir devenin üstüne binip “Silifke İl Olmak İstiyor” pankartını taşımaktan ve basına poz vermekten çok daha fazlasını yapmak gerekiyor. Şayet; Silifke’nin gerçekten “il” olması isteniyorsa…