BİR TAŞ YAPI USTASI
Adı Taşeli olan coğrafyanın merkezi olarak bilinen Silifke’nin taş yapı ustaları parmakla sayılacak kadar az. Bunlardan biri de dostum Süleyman Uçan’dır. Geçenlerde kahvede otururken sordum ona, ustam şu anda bir işin var mı? Diye… Süleyman Uçan, var dedi. Nerede? Ne yapıyorsunuz? Dediğimde, Cumhuriyet Okulu (Şimdiki adıyla Cumhuriyet Bilim Müzesi) karşısındaki tek katlı bir binayı onarıyorlarmış. Merakımdan konuşmayı sürdürdüm. Binanın yerini tanımladım. Hayır o değil dedi. İşin ucunu bırakmadım. Ayrıntıya girdim, dedim ki Cumhuriyet Okulu önünden geçen sokağa Mirza Bey Sokağı derler. Mirza Bey deyince şöyle bir durmak lazım… Mirza Bey Cumhuriyet Okulu ve onun kocaman bahçesini bağışlayan kişidir. Dahası da var, Mirza Bey, Çiftlikli Emin Beyin kızı Dr. Mürüvvet Türkili’nin dedesidir. Ama esas olan onun Kurtuluş Savaşında Orta Toroslar’da Kuvayı Milliye ateşini ilk yakanlardan olması, Mut Müdafaayı Hukuk Derneğinin kurucularından biri olmasıdır. Bu yüzden olsa gerek Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de büyük övgüsüne mazhar olmuştur. Mirza Bey Sokağı içinde İ. Etem Doğan (Namı diğer Cıngarcı)’ın iki katlı konağının bitişiğindeki tek katlı bahçeli ev sizin onardığınız evdir, dedim. Evin yeri konusunda nihayet anlaştık. Süleyman Usta, bu evde kimler oturdu? Diye sorunca ilk aklıma gelen Hakkı Ketenoğlu oldu.
Oysa öncesine de değinmek gerekir. Kardeşler olarak hepimiz Cumhuriyet okulunda okuduk. Yıllarca o sokaklardan gelip geçtik. Okul çağımızda şu anda onarım gören o binada okul öğretmenlerinden Nezihe Hanım (Namı diğer Kara Nezihe) oturuyordu. Nezihe Hanım, eşimin dayısı Mehmet Evirgen Bey’in eşiydi ve çok değerli, mesleği ile bütünleşmiş bir öğretmemdi. Daha sonra okuldan ayrıldı. İstanbul’a göçtü. Bir süre sonra da orada vefat ettiğini öğrenmiştik.
Gelelim Hakkı Ketenoğlu’na… Hakkı Ketenoğlu, 1938 yılında Silifke Cumhuriyet Savcısı idi… “O zaman ki adıyla C. M. Umumi” 21 Kasım 1938 tarihinde Atatürk’ün naşı geçici kabristanı olan Ankara-Etnografya Müzesine konurken, Silifke’de anıt önünde günün anlam ve önemini içeren bir konuşma yapar. “O konuşmanın fotoğrafı elimizde” Bu fotoğraftan yola çıkarak kentimizde nerede oturduğunu araştırdık. Yaşayan büyüklerimize sorduk. İ. Etem Doğan’ın bitişiğindeki tek katlı evde oturduğu söylendi. Bir süre sonra Hakkı Ketenoğlu İstanbul’a atanmış. Büyük mizah ustası Aziz Nesin’in yapıtlarını okurken öğrendim. Hakkı Ketenoğlu, İstanbul Ağır Ceza’da Aziz Nesin’i de yargılamış. 1960’dan sonra da Anayasa Mahkemesine başkan seçilmiş.
Kısacası, Süleyman Uçan’ın bir sorusu neleri anımsattı bize. Süleyman Ustama bundan sonra ki çalışmalarında başarılar diliyoruz. O binada oturacak olanlar da sağlık ve esenlik içinde olsunlar…