CUMHURİYETİMİZ 99 YAŞINDA
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu (29 Ekim 1923)’nun 99. Yılındayız. Türk Ulusuna kutlu olsun. Cumhuriyetimizin ilanı, 20. Yüz yılın başında başlı başına bir devrimdir. Bugün gezegenimizde 205 devlet var. Oysa Cumhuriyetimiz kurulduğunda bağımsız devlet sayısı yirmiyi geçmiyordu. Koca Asya kıtasında, SSCB ile Afgan Emirliği ve İran Şahlığı hariç, Çin’de dâhil tüm Asya alt kıtası ülkeleri sömürge ya da yarı koloni idi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün deyimi ile “Savaşımız salt kendi ülkemiz için değil, tüm mazlum ülkeler ve kardeş halklar içindir.” Diyordu. Şunun şurasında ne kaldı? Cumhuriyetimizin 100. Yıl şafağındayız artık. Hep ileri, daha ileri gideceğiz. Behe mahal çağdaş ülkeler düzeyine ulaşacağız. Ne diyor kurucu atamız? “Durmayalım, düşeriz.” Çünkü insanlık yerinde durmuyor. Bakınız çok yakın geçmişte, ABD’de bilim insanları gezegenimizden uzak dursun diye “Göktaşı”nı vurdular. Atatürk yazılı peyklerimizi biz de gökyüzüne gönderebilmeliyiz.
Cumhuriyetimiz kurulduğunda, ülke nüfusumuz 13 milyon kadardı. Nüfusumuzun yarıya yakını yaşlı ve hasta idi. Verem, kolera, tifo, tifüs, frengi, trahom ve cüzam, sıtma vb. hastalıklar Anadolu insanını yüz yıllardır kırıp, geçirdi. Tarımımız ilkel, sanayimiz yok denecek kadar azdı. Doğan Avcıoğlu üstadımızın deyimi ile toplu iğne bile üretemiyor, tabaka tütün kâğıdını İngiltere’den getirtiyorduk. Sanayileşme hamlelerine üç beyazla başladık. Şeker, un ve bez (kefen bezi). Bir yandan da cehalete savaş açtık. Halkımızın %95’i okuryazar değildi. 1928 yılında Latin harfleriyle başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde okur-yazar seferberliği başladı. Millet mektepleri açıldı. Dünyamızın tanık olduğu büyük ekonomik buhranda (1929 yılı) devletçilik ilkesi ile ayakta durmaya çalıştık. Sermaye birikimimiz yoktu. İş Bankası kuruldu. Bir yandan Osmanlı Devletinin batılı ülkelere olan borçlarını ödüyorduk. (Bu borçları 1954 yılında bitirdik.) Birbiri ardına şeker fabrikaları, bez fabrikaları açıldı. Nazilli Bez Fabrikası açılışında (1937) Gazi Mustafa Kemal Atatürk şöyle diyordu. “Her fabrika, bir kaledir.” 1932 yılında planlı döneme geçildi. Ağır sanayi hamlesi olarak, Karabük’le bir demir-çelik fabrikası-1939 yılında çalışmaya başladı. Ne yazık ki bu büyük fabrikayı görmek Atatürk’e nasip olmadı.
Yüce Atatürk’ün deyişi ile “Her şey insan aklının eseridir.” “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” erdemli gençler yetiştirmeliydik. Kurucu atamız boşuna demiyordu, “Bütün ümidim gençliktedir” diye. Cumhuriyetimizi yolda bulmadık. Kanla ve irfanla kurduk. Yaşasın Demokratik Cumhuriyet.
Kaynak:
1)Mustafa Kemal Atatürk-Enver Behnan Şapolya-Sayfa:425
2)Atatürk Devrimi-Fethi Karaduman-Günizi Yayınları
3)Yüzyılın Kitabı-Yüzyılın Lideri-Sinan Meydan-İnkılap Kitapevi