CUMHURİYETİMİZ 97 YAŞINDA
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun (29 Ekim 1923) 97. Yılındayız. Türk Ulusuna kutlu olsun. “Benim en büyük eserim, Türkiye Cumhuriyeti’dir” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Türk Devrimi” dediği Cumhuriyeti ilan ettiğinde, Çin, Endonezya, Asya alt kıtası olan Hint Yarımadası (Pakistan, Hindistan, Bangladeş, Nepal, Burma ve Srilanka-Seylan) ile Hindiçin Yarımadasındaki mazlum halkların hepsi sömürge idi. Hatta Maşrık’tan (Doğudan) Mağribe(Batıya) Mısır, Libya, Tunus, Cezayir, Fas ve diğer Afrika ülkeleri de sömürgeydi...
Asya ve Afrika’nın tüm mazlum halkları, bağımsızlıklarını ancak 2. Dünya Savaşı’ndan sonra kazanabildiler. Türk Ulusunun, Ulusal Kurtuluş Savaşı Destanı ve ardından Türkiye Cumhuriyetinin (29 Ekim 1923’te) kuruluşu onlara ışık tutmuş, örnek olmuştur. Cumhuriyetin ilan edildiği gece, Gazi Mustafa Kemal Paşa, birlikte olduğu arkadaşlarına “Arkadaşlar, bilime dayanan bir devlet kurduk” diyordu. Halkının çoğunluğu Müslüman olan 57 ülke içinde, arasında “Laiklik” ilkesi olan tek devlettir, Türkiye Cumhuriyeti. Türkiye Cumhuriyeti, 20. YY’ın ilk çeyreğindeki Ulusal Kurtuluş Savaşı utkusu(zafer) ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile dünyadaki tüm mazlum ve az gelişmiş ülkelere örnek olmuştur.
Yeni rejim Cumhuriyet, nasıl bir yurt devraldı? On yıldır savaşmaktan yorulmuş bir halk, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın deyimi ile 45 yıl süren yemen savaşlarında 1.5 milyon Anadolu insanını yitirdik. Ülke harap ve bitaptı. 13 milyon nüfuslu halkın yarıya yakını yaşlı ve hastalıklı idi. Halkımız verem, trahom, sıtma, tifo, tifüs, kolera, frengi ve cüzamdan kırılıyordu. Ekonomik yapı; ilkel bir tarım toplumu ile yarı sömürge durumda, batılı ülkeler kapitülasyonlarla iliğimizi ve kemiğimizi sömürüyordu. Cumhuriyet kalkınma çabalarına(üç beyazla: un, şeker, bez) fabrikaları kurmakla başladı. Çalışmalıydık, hem de çok çalışmalıydık. Nazilli Bez fabrikası (1937) açılışında Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Her fabrika bir kaledir.” diyordu. Köy Enstitülerinin işliklerinde (Atölye) şöyle yazıyordu: “Üretmeden yaşamak en büyük şerefsizliktir.” 17 Şubat 1923 İzmir İktisat Kongresi’nde Gazi Mustafa Kemal Paşa yaptığı konuşmada, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünün en büyük nedeni olarak iktisadi (ekonomik) gelişmemişliği gösteriyordu. Batı sanayi toplumu idi. Rönesans ve Reform’u nasıl atlamışsak, sanayi devrimini de öyle atlamıştık. Bir büyük neden de kitlelerdeki cehalet idi. Ülke nüfusunun yüzde 95’i okur-yazar değildi. Bilindiği gibi “Her şey insan aklının eseridir.” Cehaleti yenmek, Cumhuriyet için temel bir ilke olacaktı. Cumhuriyetin ilanından sonra Gazi Mustafa Kemal Paşa Cumhur Başkanı seçildi. Cumhur Başkanı olarak yaptığı konuşmanın sonunda şöyle diyordu: “Milletimiz teveccühünü daima nokta-ı istinat telakki ederek hep ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.”
Yüce Cumhuriyet’in 97. Yılı Türk Ulusuna kutlu olsun.
Kaynak: 1. Mustafa Kemal Atatürk Yazan: Enver Behnan Şapolyo Sayfa:425 2. Atatürk Devrimi Yazan: Fethi Karaduman-Günizi Yayınları