Büyük hukuk âlimi Hıfzı Veldet Velideoğlu’nun belirttiğine göre eskiden Anadolu evlerinde (Eski yazımla, sağdan sola)”Bu da geçer yahu” sözleri yazılı olurmuş. Bu sözleri herhalde Nazım Hikmet’in sözleriyle “Mutluluğun resmi” değil… Olsa, olsa akıp giden zaman için, dönemsel olaylar nedeniyle gelenin gideni aratacak süreçlerin devamlılığındandır. Artan nüfusa karşın, yeterince üretim yapılamaması zengin-yoksul ve fukara kesimler arasında farkı çoğaltmış. Kitleler yokluk ve yoksulluk içinde uzunca süreler yaşam kavgası vermekten yorulmuştur. Gün olur, bu çektiklerimiz biter, rahat yüzü görürüz diye beklemişler. Ama büyük kitlelerin kaderi değişmemiş. Eski dünyadan yeni dünyaya sürekli göçlerin olması ve bu durumun ardı arkasının kesilmemesi, yaşanabilir bir dünya arayışından kaynaklanmaktadır. Bunun en somut örneğini yurdumuz Türkiye yaşamaktadır.
Sadece, Suriye’den gelen mültecilerin sayısı yeni doğanlarla birlikte 5-6 milyonu geçmektedir. Asya’dan gelenlerle, Afrika’dan gelenler ağırlıklı olarak kapağı İstanbul’a atmaktadır. Daha ötede amaçları da Avrupa’ya geçmektir. Kıyılarımızda ve sınırlarımızda sık, sık karşı tarafa geçmek isteyen göçmenler yakalanmakta, kimi zaman da batan sağlıksız ve eski teknelerde yaşamlarını kaybetmektedir. Bu yetmezmiş gibi insanlık, Aralık-2019’dan beri Korona Virüs (Kovit-19) salgını ile boğuşmaktadır. İlk ölümlü vakanın 11.3.2020 tarihinde yaşadığımız Korona Virüs salgınında, ülkemizi de kasıp kavurmaktadır. Ülkemizdeki koronadan ölenlerin sayısı 25 bine yaklaşıktı. Hala her gün yüzlerce yurttaşımızı toprağa veriyoruz. Yaşanan kısıntılar, yasaklamalar ve karantinalar da cabası… İşin en keskin yanı, tüm çalışma yerlerinin kapalı olması. İnsanlar çalışmıyor, üretmiyor, birikmiş borç, kira, vergi ve kredi taksitlerini ödeyemiyor. Korona Virüs’ün neden ve nasıl çıktığını bilen yok. Merak ediyorum. Son 20 yılda dünyamızda 4 büyük salgın (PANDEMİ) yaşandı. Bundan sonra böylesi yeni bir virüsle karşılaşır mıyız? Mesleki yaşamda, 30 yıl liselerde Milli Güvenlik derslerinde görev aldım. Ders konularından biri de NBC (Nükleer, Biyolojik ve Kimyasal) silahlar ve bunlarla mücadele idi. Ne yazık ki Milli Güvenlik dersleri kaldırıldı. Tıpkı Astronomi, Sosyoloji, Psikoloji, Felsefe ve Mantık derslerini kaldırıldığı gibi… Bizim kuşağımız bu dersleri liselerde okudular.
Arama, araştırma, sorma, soruşturma, nedensellik ve bilimsel şüpheciliğin neresindeyiz? Doğrusu irdelemeye değer. Bir yazarımız, “Yaşamak güzel şey kardeşim “ demiş. Enseyi karartmayalım. Bu da geçer yahu!