Baba ve Oğul…
Babayı çok eskiden beri tanıyorum. Bildiğim, kendisini spora(futbola) adamış biri olduğudur. Uzun yıllar Silifke Belediye Spor’un arkasından koştuğu, Silifke Belediye Spor’a amigo gibi hizmet ettiğidir. Yeri gelmişken Silifke Belediye Spor( Şimdilerde bir de MED adı eklenmiş) kentimizin simgesi olan bir takım. Oysa daha 1923 yılında Cumhuriyet ilan edilmeden Muhafız Alay Komutanının başkanlığında Muhafız Alay Takımı Silifke’ye geliyor ve Silifke İdman Yurdu ile 2 maç yapıyor. Dahası da var. 27 Ocak 1925 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bugünkü Belediye Kültür Merkezinin olduğu yerde, Silifke İdman Yurdu’nu ziyaret ediyor. Kulübün başkanı rahmetli Hasan Cahit Paker’dir. Çalışmalardan memnun kalıyor ve yetkililere Silifke İdman Yurdu’na 1000(Bin) TL yardım yapılması talimatını veriyor.
Demem o ki, kentin simgesi olan Silifke İdman Yurdu, sürekli ad değiştirmiş. Erken Cumhuriyet dönemi bir bakınız, futbol takımlarının adı hep Cumhuriyeti anımsatıyor. Çukurova İdman Yurdu, Tarsus İdman Yurdu, Milli Mensucat, Trabzon İdman Ocağı, Mut İdman Yurdu… Bizim yaptığımız “Tarih Bilinci” eksikliğidir. Futbol takımımızı yap-boz tahtasına çevirmişiz. Tez zamanda özüne dönmeliyiz diye düşünüyorum. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında Silifke İdman Yurdu da yüzüncü yılını kutlamalı. Örneğin Mersin İdman Yurdu’nun da kuruluş tarihi 1923’tür.
Konumuz bu değildi ama yazmasak olmayacaktı. Babamız(I) 1958 doğumlu. Oğul ise 26 yaşında… İlk gördüğümde 18-20 yaşlarında gözüken orta boylu, çok zayıf bir genç görüntüsü veriyordu. Çarşıda çok sık görüyorum onları. Benzetme yerinde olası, babası çanta gibi taşıyor onu. Delikanlı rahatsızmış, anneleri de yok. Babası ile oturup konuştuk. Başına bir hal gelmeden, oğluna yaşayabileceği bir küçük ev olsun istiyor. Elde yok, avuçta yok. Mülki amirliğe de başvurup, yardım kampanyası başlatmışlar. Sanırım yardım ağır gidiyor. Ekonomik sıkıntının herkesi bunalttığı bir süreç yaşanıyor ülkemizde. Az, çok hepimizin sunabileceği bir katkı olsa gerek. Halkımız “varını veren, utanmaz.” der. Enseyi karartmayalım, kara gün, kararıp gidecek değil ya…
Baba I. S. Ve Oğul K. S.
Yardım ve katkılarınızı bekliyor.