30 AĞUSTOS UTKUSU - 101. YIL             30 Ağustos utkusunun 101. Yılını ulusça kutluyoruz. Büyük zaferi bizlere yaşatan, başta Gazi Mustafa Kemal Paşa olmak üzere, onun çok değerli silah ve dava arkadaşlarını, bu uğurda yaşamlarının baharında vatan toprağına düşen tüm şehit ve gazilerimizi rahmet, minnet ve saygı ile anıyoruz. 30 Ağustos utkusu, 20. YY’da Ekim Devrimi ile birlikte dünyamızdaki en büyük devrimlerdir. 30 Ağustos utkusunun öncelikle ülkemizde o denli büyük etkileri olmuştur ki, öncelikle dünyaca tanınan tam bağımsız bir ülke olduk. 30 Ağustos utkusunu tamamlayan öğeler, sırasıyla Lozan Barış antlaşması ile Montrö Boğazlar antlaşması olmuştur. Asya ve Afrika’nın sömürülen tüm ülkeleri 30 Ağustos utkusunu kendilerine örnek alıp, birer birer bağımsızlık mücadelesini verdiler ve bağımsızlıklarını kazandılar. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda, ülkemizi tanıyan başlıca ülkeler, birincisi Afgan Emirliği, ikincisi İran Şahlığı, üçüncüsü de SSCB olmuştur. Diğer ülkelerin, ülkemizi tanıması ve elçilik binalarını Ankara’ya taşımaları yıllar almıştır.             Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, Ulusal Kurtuluş savaşına başlamadan önce, Ordu’nun tüm eksiklerini karşılamak için Tekâlifi Milliye Yasası (Milli Yükümlülük Yasası) çıkarmış ve bu yasayı Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri ile tüm ülkede uygulamaya koyulmuştur. Nedir bu yasa derseniz; iğneden ipliğe, makine aksamı, silah, mermi, tel, çivi, hayvan varlığının büyük baş yarısını, kaput bezi, sargı bezi, pamuk ve demir vb. makbuz karşılığı halkımızdan toplanmıştır. Gazi Mustafa Kemal Paşa, ordunun tüm eksiklikleri tamamlayarak, Büyük Taarruz’un nasıl yapılacağını komutanlarla Akşehir’de görüştü. Emperyalist orduları yanıltmak için tüm komutanların katılacağı bir futbol maçı düzenlendi. Ayrıca aynı günlerde Gazi’nin Ankara’da bir çay partisi vereceği duyuruldu. Sonunda, 26 Ağustos 1922 sabahı saat 05.30’da topçu atışları Yunan mevzilerini dağıttı. Düşülmez sanılan tahkimat 6 saatte düşürüldü. Gazi Mustafa Kemal Paşa, Büyük Taarruz için, “2 haftada İzmir’de olacağız” dedi. Bir gün gecikmeyle Türk Ordusu’nun süvarileri 9 Eylül 1922’de kordon boyunda süngülerini gösterdiler 3,5 yıldır emperyalist orduların topraklarımızı kirletmesi o gün bitirilmişti. Arkalarına bakmadan gittiler. Cumhuriyetimizi yolda, sokakta bulmadık. O’nu Türk Halkının büyük fedakârlığı, kanla, canla, şehitler pahasına kurduk. Özgürlük ve bağımsızlığımızın kıymetini bilelim. O’nu gözümüz gibi koruyalım. Yaşasın tam bağımsız, laik ve demokratik, sosyal hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti. Kaynak:               1- Mustafa Kemal Atatürk - Enver Behnan Şapolya - Kepemik Yayınları               2- Yüzyılın Kitabı Yüzyılın Lideri - Sinan Meydan - İnkılâp Yayınları               3- Atatürk - İlber Ortaylı - Kronik Yayınları