Tuğrul TOL
Köşe Yazarı
Tuğrul TOL
 

YETENEK

(Açıklama NOTU: Geçen, “Mutasyonlu Virus” yazımı, bazı okurlar yanlış algılamış. Kısaca tekrar ediyorum: İngiliz bilim adamı Darwin’in “Mutasyon” yani “Evrim” tezi, “eğer iyi niyetle bakılırsa, tüm dinlerle zıtlaşmaz” demek istemiştim. Din ile Bilimi de sanki aykırı şeylermiş gibi görüp “Kamplaşmaya gerek yok” demek istemiştim. Bilgilerinize)                YETENEK Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde  “Yetenek”: “Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği” şeklinde tarif edilmiştir. Türkçe “Yet” kökeninden gelen bir kelimedir.  “Liyakat” ise “Yakışmak, yaraşmak, uygun olmak” demektir.  Arapça kökenli bir kelimedir.  Herhangi bir konunun çözümü eğer tek bir kişiye, tek bir lidere kalmış ise;  o kişinin, o işi çözümleyip çözümlemeyeceğine; yani “Yeteneğine” ve “Liyakati” ne bakmak gerekmektedir. Demokrasilerde ideal olan, kendisinin  “Yetenekli” ve “Liyakatli” olduğunu iddia eden adayların, parti içinde yapılan seçimlerle yükselerek lider olup toplumu yönetmesidir. Siyasi partiler ise toplumun sorunlarına getirdikleri çözümlerin, “Sağ” veya “Sol” oluşuna göre sınıflandırılmaktadır. Yani “Sağ” ve Sol” sadece farklı çözüm metotlarıdır. Bu nedenle aslında “Sağ” ve “Sol” birbirinin düşmanı değildir. Örneğin nasıl yuvarlak olan dünyada herhangi bir yere “Sağ”dan yola çıkıp dünyayı dolaşıp gidebileceğiniz gibi. Aynı yere “Sol”dan başlayarak yola çıkıp yine gidebilirsiniz gibi. Ancak mühim olan “Sağdan” veya “soldan” olsun hedefe,  “Yetenekli” kişilerin önderliğinde ve doğru, akılcı ve kolayca gidebilmektir. Yanlış yere gitmemektir. Bu ön açıklamaları yaptıktan sonra şimdi de konumuz olan YETENEK ve YETENEKLİ LİDER konusunda siyasi partiler arasındaki detay çekişmelere girmeden Türkiye son 20 yılda yaşananlara şöyle basitçe bir bakalım:   20 Yıl önce Türkiye’de 3 Kasım 2002 Genel Seçimi’nde, oylar çok bölününce birçok parti % 10 barajını aşamamış. “Sağ”da yeni kurulan AK Parti,  % 34 oy ile Meclisteki milletvekillerinin % 63’ünü almıştı. En önemlisi de AK Parti genel başkanı Sn. Erdoğan yasaklı olunca seçilememişti.   Buna karşın “Sol”daki CHP/Deniz Baykal ise: Örneğin “Bu nasıl seçim sistemi? Her parti aldığı oy kadar niye milletvekili çıkaramıyor? Seçim Sistem değişmeli” demeyince ve Yasaları değiştirip AK Parti ve Sn. Erdoğan’a iktidar imkanı tanıyınca: “Yetenekli” Sn. Tayyip Erdoğan da bu fırsatı değerlendirmiş, iktidar olmuş ve 18 yıldır da iktidarını korumuştu. Kimse inkar etmesin bu olay bence;  Sn. Erdoğan’ın kendi “Sağ” cenahındaki en  “Yetenekli” lider olduğunu göstermektedir.   Buna karşı “Sol”daki CHP lideri Sn. Baykal’ın ise  “Yetenekli” bir lider olmadığını da açıkça göstermektedir. Peki CHP’de Baykal’a karşı o zamanlar kimse niye hiç ses çıkarmamıştır? CHP’liler bu soruyu kendilerine sormalıdır. Üstelik “Yeteneksiz” Baykal 8 yıl daha genel başkan olarak kalmış ve ancak  “Kaset” rezaleti ile 2010 yılında istifa etmek zorunda kalmıştır.   Baykal’ın istifasından sonra, parti tabanından mücadele ile gelen onca kişi varken kimse aday olmamış.  Enteresan bir şekilde Sn.Kılıçdaroğlu “tek aday” olarak  “Kasetle” partinin başına gelmiştir. Ancak Sn. Kılıçdaroğlu’nun, sonraki 9 seçimi de kaybedince  “Yeteneğinin ne olduğu” ortaya çıkmıştır. Peki Kılıçdaroğlu buna rağmen 10 yıl genel başkan olarak nasıl o koltukta kalmıştır ? CHP’lilerin bu soruya da kendilerine sormalıdır.     Sn. Devlet Bahçeli ise: Kendi partisi iktidarda iken, kendisinin önerdiği  3 Kasım 2002 seçimleriyle kendi kendini iktidardan düşmüştür. Daha sonra partisinden ayrılan Sn. Meral Akşener de kısa sürede Sn.Bahçeli’den daha fazla oya ulaşmıştır.   Sonuç olarak görüldüğü gibi  “Sağ” , en “Yetenekli” liderini seçebilmiş. “Sol” ise bir türlü “Yetenekli” bir lider üretememiştir. Gelelim CHP den ayrılan Sn. Muharrem İnce’ye. Sn.Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı adaylığında CHP’nin % 25 oyunu geçerek aldığı % 30,6 oyla belki bir “Yetenek” olabileceği görülmüştür. Ancak “Yeteneğinin” ne kadar olduğu, zamanla tam olarak ortaya çıkacaktır. CHP’liler şimdi bana kızıp hemen “Muharrem İnce o gece ortaya çıkmayarak  zaten kendini bitirmişti” diyecek biliyorum. Ama ben Sn. CHP’lilere: Muharrem İnce’yi bir seferde böyle kolayca bitiriyorsunuz da “Ekmek için Ekmeleddin” olayını hiç açmadan bile, Sn. Kılıçdaroğlu 9 seçim kaybettiğinde onu niye 9 defa bitirmediniz? Desem...
Ekleme Tarihi: 15 Şubat 2021 - Pazartesi

YETENEK

(Açıklama NOTU: Geçen, “Mutasyonlu Virus” yazımı, bazı okurlar yanlış algılamış. Kısaca tekrar ediyorum: İngiliz bilim adamı Darwin’in “Mutasyon” yani “Evrim” tezi, “eğer iyi niyetle bakılırsa, tüm dinlerle zıtlaşmaz” demek istemiştim. Din ile Bilimi de sanki aykırı şeylermiş gibi görüp “Kamplaşmaya gerek yok” demek istemiştim. Bilgilerinize)   

            YETENEK

Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde  “Yetenek”: “Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği” şeklinde tarif edilmiştir. Türkçe “Yet” kökeninden gelen bir kelimedir.

 “Liyakat” ise “Yakışmak, yaraşmak, uygun olmak” demektir.  Arapça kökenli bir kelimedir. 

Herhangi bir konunun çözümü eğer tek bir kişiye, tek bir lidere kalmış iseo kişinin, o işi çözümleyip çözümlemeyeceğine; yani “Yeteneğine” ve “Liyakati” ne bakmak gerekmektedir.

Demokrasilerde ideal olan, kendisinin  “Yetenekli” ve “Liyakatli” olduğunu iddia eden adayların, parti içinde yapılan seçimlerle yükselerek lider olup toplumu yönetmesidir.

Siyasi partiler ise toplumun sorunlarına getirdikleri çözümlerin, “Sağ” veya “Sol” oluşuna göre sınıflandırılmaktadır. Yani “Sağ” ve Sol” sadece farklı çözüm metotlarıdır.

Bu nedenle aslında “Sağ” ve “Sol” birbirinin düşmanı değildir. Örneğin nasıl yuvarlak olan dünyada herhangi bir yere “Sağ”dan yola çıkıp dünyayı dolaşıp gidebileceğiniz gibi. Aynı yere “Sol”dan başlayarak yola çıkıp yine gidebilirsiniz gibi.

Ancak mühim olan “Sağdan” veya “soldan” olsun hedefe,  “Yetenekli” kişilerin önderliğinde ve doğru, akılcı ve kolayca gidebilmektir. Yanlış yere gitmemektir.

Bu ön açıklamaları yaptıktan sonra şimdi de konumuz olan YETENEK ve YETENEKLİ LİDER konusunda siyasi partiler arasındaki detay çekişmelere girmeden Türkiye son 20 yılda yaşananlara şöyle basitçe bir bakalım:

 

20 Yıl önce Türkiye’de 3 Kasım 2002 Genel Seçimi’nde, oylar çok bölününce birçok parti % 10 barajını aşamamış. “Sağ”da yeni kurulan AK Parti,  % 34 oy ile Meclisteki milletvekillerinin % 63’ünü almıştı. En önemlisi de AK Parti genel başkanı Sn. Erdoğan yasaklı olunca seçilememişti.

 

Buna karşın “Sol”daki CHP/Deniz Baykal ise: Örneğin “Bu nasıl seçim sistemi? Her parti aldığı oy kadar niye milletvekili çıkaramıyor? Seçim Sistem değişmeli” demeyince ve Yasaları değiştirip AK Parti ve Sn. Erdoğan’a iktidar imkanı tanıyınca: “Yetenekli” Sn. Tayyip Erdoğan da bu fırsatı değerlendirmiş, iktidar olmuş ve 18 yıldır da iktidarını korumuştu.

Kimse inkar etmesin bu olay bence;  Sn. Erdoğan’ın kendi “Sağ” cenahındaki en  “Yetenekli” lider olduğunu göstermektedir.

 

Buna karşı “Sol”daki CHP lideri Sn. Baykal’ın ise  “Yetenekli” bir lider olmadığını da açıkça göstermektedir. Peki CHP’de Baykal’a karşı o zamanlar kimse niye hiç ses çıkarmamıştır? CHP’liler bu soruyu kendilerine sormalıdır.

Üstelik “Yeteneksiz” Baykal 8 yıl daha genel başkan olarak kalmış ve ancak  “Kaset” rezaleti ile 2010 yılında istifa etmek zorunda kalmıştır.

 

Baykal’ın istifasından sonra, parti tabanından mücadele ile gelen onca kişi varken kimse aday olmamış.  Enteresan bir şekilde Sn.Kılıçdaroğlu “tek aday” olarak  “Kasetle” partinin başına gelmiştir.

Ancak Sn. Kılıçdaroğlu’nun, sonraki 9 seçimi de kaybedince  “Yeteneğinin ne olduğu” ortaya çıkmıştır. Peki Kılıçdaroğlu buna rağmen 10 yıl genel başkan olarak nasıl o koltukta kalmıştır ? CHP’lilerin bu soruya da kendilerine sormalıdır.  

 

Sn. Devlet Bahçeli ise: Kendi partisi iktidarda iken, kendisinin önerdiği  3 Kasım 2002 seçimleriyle kendi kendini iktidardan düşmüştür.

Daha sonra partisinden ayrılan Sn. Meral Akşener de kısa sürede Sn.Bahçeli’den daha fazla oya ulaşmıştır.

 

Sonuç olarak görüldüğü gibi  “Sağ” , en “Yetenekli” liderini seçebilmiş.

“Sol” ise bir türlü “Yetenekli” bir lider üretememiştir.

Gelelim CHP den ayrılan Sn. Muharrem İnce’ye. Sn.Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı adaylığında CHP’nin % 25 oyunu geçerek aldığı % 30,6 oyla belki bir “Yetenek” olabileceği görülmüştür. Ancak “Yeteneğinin” ne kadar olduğu, zamanla tam olarak ortaya çıkacaktır.

CHP’liler şimdi bana kızıp hemen “Muharrem İnce o gece ortaya çıkmayarak  zaten kendini bitirmişti” diyecek biliyorum.

Ama ben Sn. CHP’lilere: Muharrem İnce’yi bir seferde böyle kolayca bitiriyorsunuz da “Ekmek için Ekmeleddin” olayını hiç açmadan bile, Sn. Kılıçdaroğlu 9 seçim kaybettiğinde onu niye 9 defa bitirmediniz? Desem...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 blossomtips.com