SİLİFKE’NİN YOĞURDU Silifke’nin yoğurdunu doğduğumuz günden beri hayatımızın bir yerinde duyduk yaşadık. Hatta Silifke oyun havalarında Silifke’nin yoğurdu türküsü ile sanat alanında da yoğurt yanı başımızda idi. En çok annemin yoğurdunu severdim. Ama Açılay teyzemin yoğurdu kalıp gibi olurdu. Yayık ayranı kahvede, lokantada, büfede hep vardı soğuk soğuk içerdik. Tulukta yoğurdu yayıp tereyağı ve ayran olduğunu da yanı başımızda hep gördük. Silifke’nin yoğurdu soframızın da başköşesinde doğal tahtında hep vardı. Yani yoğurt Silifke’mizin kültürünü de besleyen, zenginleştiren bir ürünümüzdü. Ama Silifke’nin yoğurdu nerde satılır desek onu ticari olarak çok da göremezdik. Küçük stillerde bakraçlarda satılan köylülerimizin sattığı yoğurtlar dışında düzenli satın alınabilecek bir yer yoktu. Yurdumuzun çeşitli yerlerinde karşılaştığım dostlar; Önce Silifke’nin yoğurdu gerçekten meşhur mu? Diye sorarlar, ben evet deyince de geçen Silifke’ye gidince bulamadık derlerdi. Bana Silifke’nin yoğurdu nasıl oluyor diye sorarlar ben de anlatırdım. Genelde keçi sütünden, koyun da karışık olabilir. Peynir gibi olur, tası ters çevirsen dökülmez derdim. Ama teyzemin yoğurdundan başka da öyle göremezdim. Yoğurt konusunda hep bu çelişkileri yaşadım. Ta ki geçen yıl 15 Haziran 2021 tarihinde  Silifke Sanayi ve Ticaret odasının Coğrafi Sicil Belgesi başvurusu ve 1022  tescil numarası ile tescil ile sonuçlanması ile yoğurdumuz farklı bir boyuta taşınana kadar. Üretici ve pazarlamacı Zekeriya Şenel işin ticari boyutunu organize ederek yoğurdu sürekli bulunabilir hale getirdi. Artık yoğurdun nerede bulunabileceğini adresini tarif ediyoruz. Zekeriya Şenel, işi öyle ciddiye aldı ki Silifke ile ilgili her organizasyonda ürünlerine profesyonelce tanıtımını yapıyor. Şehir şehir geziyor. İstanbul, Gaziantep, Ankara... Geçtiğimiz günlerde Silifke’de, Şirketimizin patronları ve yöneticilerini Silifke’mizde ağırladım. Onlara Silifke ürünlerinden bir kahvaltı hazırladım. Kahvaltılıklarımı güvenerek Zekeriya Şenel’den aldım. Yoğurt ikramını da... Misafirlerime masa hazırladım. Sıra yoğurtları ikrama geldi. Elime küçük toprak kaselerde yoğurtları aldım. Arkadaşlarım masada otururken; aniden düşürmüş gibi yaparak yoğurtlar masaya yüksekten bıraktım. Yoğurtlar kasenin ağzı masaya kapaklanacak şekilde düştü. Küçük bir panik oldu. Önce arkadaşlarım etrafa sıçramasından korktular ama hiçbir şey olmadığını gördüler. Sonra hepsi birer birer kaseleri çevirdi. Peynir gibi sapa sağlam yoğurtları yediler. Çok memnun oldular. Hayran kaldılar… Benim bu konuda düşüncem kalitesi bozulmadan Silifke’nin bu kültürel değeri gıdasını daha düzenli pazarlamak. Bulunabilirliğini arttırmak. Daha çok ailenin bundan fazlası ile kazanmasını sağlamak. Zekeriya arkadaşımın bu gayretlerinin karşılığını fazlası ile alabilmesi. Bunun için Silifkeli olarak bizler misafirlerimizi ağırlarken ikramlarımızın başköşesine yoğurdu koymalıyız. Esnaflarımız ve iş adamlarımız dışardan gelen misafirlerine muhakkak yoğurdu ikram etmeliler. Hediye olarak yoğurdu göndermeliler. Bir otelci olarak, gıda meraklısı, mutfak  düşkünü, gurme olarak yoğurdumuz her türlü taktiri hak ediyor. Ona güveniyorum gurur duyuyorum.