Silifke'nin Sonraki On Yılı İçin Genellikle bugünü yaşayarak yarın için de bir şeyler yapıyormuş gibi yaparak hiçbir yere varamıyor, tabir caiz ise yerinde sayıyoruz. Son kırk yıldaki yönetim biçimimiz böyle yaptığı için, birçok ilçe, il memleket ülke gelişirken bizim çok az ileri gitmemiz, aslında çok geri kalmamız anlamına geliyor. Dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmeler ışığında hatta daha ileri giderek;  insanımız ve toplumumuzun ihtiyaçlarını doğru analiz, tespit ederek tasarlamak, başta yöneticilerimiz olmak üzere; düşünme, proje yapma, planlama becerisi olan hepimizin sorumluluğunda. Değişen dijital ve küresel ekonomi çağı bunu zorunlu da kılıyor. Eğer kendimiz toplumumuz, insanımız ve memleketimiz ile ilgili doğru tasarımlar yapıp doğru projelerle yaşamı,  potansiyelimize de uygun olarak inşa etmez isek;  birilerinin hazırladığı ve dayattığı yaşamın oyuncuları haline geliriz. Bugün sosyal medya ve mobil telefonlarla bütün dünyanın bir merkezden kontrol edilebilir hale geldiği gibi. Köyümüzde Ayşe teyzem bile yaşamını sosyal medyaya göre planlıyor. Bunun için bireysel ve toplumsal irademizi harekete geçirmemiz lazım. Bu seçilmiş,  atanmış ve sivil toplum örgütlerimizin yöneticilerinin sorumluluğunda. Öncelikle şehir için düşünen fikir üreten, proje yapan insanlarımızı daha çok dinlememiz lazım. Ki bu gayret içerisinde birçok arkadaşımız olduğunu biliyorum. Halkını uyutan yönetim yerine, uyandıran, halkını memleketi için düşünebilir hale getirebilen yönetim biçimleri bizi geleceğe hazırlar. Sürekli şikâyet eden, Tek marifeti olmazı iddia eden, Yeni fikirlere ve projelere fırsat vermeyen, Kendinden başka herkesi itibarsızlaştıran, Dedikodu, söylenti gibi yöntemlerle kendine toplumda yer alan, Tahayyül eden, tasavvur eden ve tasarlayan sonra da projelendiren insanları küçümseyen insanlar yerine; Fikir sahibi, hayal eden, tasavvuru olan, tasarlayan proje üreten insanlara fırsatlar vererek, gençliği bu yönde yüreklendirerek gelecek için bir şeyler yapabiliriz. Klasik, cenaze düğün, mevlit, ziyaretlerini en aza indirip, insanları memleket ülküsü, inancı ideali etrafında toparlayabilen, ortak paydası gelişmiş bir şehir olan katılımcı, işbirliği, dayanışmacı şeffaf bir yönetimle bu girişim başarılı olabilir. Memleket için fikri ve projesi olan arkadaşlarımızın sosyal medyada ve değişik mecralarda paylaşımları var. Eminim onlar kadar sesi çıkmayan ama fikirleri ve projeleri olan onlarca vatandaşımız da var, ben buna inanıyorum. Bu fikirleri projeleri bir araya getirsek,  yeni fikir ve projelerle zenginleştirerek ve bunu bütün halkımızın paylaşabileceği, katılabileceği ülküler idealler, inançlar haline getirirsek;  eminim çok kısa zamanda önümüzdeki on yılı değil elli yılı yönetebilecek seviyeye gelebiliriz. Potansiyel var, insan kaynağı var,  coğrafi konum var, vekilimiz de bakan oldu; şartlar bizim lehimize. Tek yapmamız gereken 1970 model yönetim tarzını ve bakış açısını bırakmak.