Tevfik OVACIK
Köşe Yazarı
Tevfik OVACIK
 

Öğretim, Eğitim, İnsan Kaynakları ve Ülkemiz

Öğretim, Eğitim, İnsan Kaynakları ve Ülkemiz Yeni eğitim yılına giriyoruz. Öncelikle öğrencilerimize, ailelerimize, öğretmenlerimize başarılar diliyorum. Gelecek yüzyılın devleti ve milleti olarak hepimizin sorumluluğuna dair fikirlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Öncelikle öğretim ve eğitimin çevresini devlet, okul, aile, öğretmen ve öğrenci olarak bildiğimiz bakış açısını genişletmek istiyorum. Bir şehrin sanayi ve ticaret odaları ile diğer meslek kuruluşları, belediye, valilik veya kaymakamlık, üniversite, OSB’leri de ekleyerek daha geniş bir açıdan olaya bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü; Ülkemizde bir tarafta işsizler bir tarafta işgücü açığı var. İş bulmasına rağmen işini sevmeden yapanlar var. Ya da üniversite bitirmiş diploması var ama hala meslek seçmemiş olanlar var. Meslek tercihini bilinçli yapmasına rağmen sevdiği ya da becerisine uygun iş yapamayanlar var. Meslek seçimini potansiyel kabiliyet, beceriye göre meslek seçimi yapanlar o kadar az ki… Soruya bir de şu açıdan soralım; Acaba öyle bir sistem kursak geleceğin projeleri tasarlansa, insan kaynakları belirlense, öğrenciler, öğretmenler, aileler, okullar o talebe göre tercihlerini yapsalar acaba işsizlik olur muydu? Bence olmazdı yaratılış becerisine, kabiliyetine göre meslek seçimi yapmış, geleceğin projelerine göre tercihlerini oluşturmuş öğrenciler zaten kendi iş çevrelerini oluştururlar. Tabi sadece sorumluluk öğrencilerin tercihi değil. O çocukların, okul, diploma başarının ötesinde iş ve hayat tecrübesinden yoksun eğitim ve öğretim çevresi ile bağı kopuksa, daha okul öncesinden başlamak üzere iş ve mesleğini icra edebileceği yaşam koşulları ile ilişkisi kurulamamışsa sonuç hüsran üretir… Tam da yaşadığımız gibi… Peki, nereden başlanmalı? Önce devlet; Geleceğin meslekleri ve projeleri için çalışma başlatmalı. Üniversiteler devleti bu yönde harekete geçirmeli. Bilim insanları hayata, iş çevrelerine daha yakın olmalı. Her bakanlık kendi alanında geleceği öngörme ve ona uygun projeler üzerine çalışma yapmalı. Devlet iş çevreleri ile üniversiteleri daha uyumlu hale getirmeli. İş çevrelerini üniversitelerle çalışabileceği teşviklerle motive etmeli Üniversiteleri de iş çevreleri ile bir birini tamamlayacak şekilde çalışmalarını sağlamalı. Eğitim ve öğretim bu çalışmalara göre daha okul öncesinden planlanmalı. Çocukların meslek seçimi ile ilgili çalışmalar ortaokulda yapılmalı, hatta tamamlanmalı. Meslek liseleri, meslek yüksekokulları ve üniversiteler Sanayi ve Ticaret Bölgeleri ile iç içe olmalı. Bu çalışma başladı ama hızlandırılmalı. Sanayi ve Ticaret Odaları ve meslek kuruluşları Şehirlerinin sanayi, ticaret odaları diğer meslek kuruluşları ile şehrin sanayi ticaret, tarım, turizm ve diğer sektörlerin potansiyeline göre devletin bu çalışmalarına, gerek ürettikleri projelerle,  gerekse şehrin bu projelere hazırlanması açısından tamamlayıcı bir çalışma yapmalılar. Şehrin belediye, üniversite, diğer eğitim kurumlarının bir birini tamamlamasında lokomotif rol oynamalılar. Özellikle ticaret ve Sanayi odası toplumun dayanak gücü ekonominin baş aktörü olarak bu konularda sorumlulukların güçlü bir şekilde yerine getirmeliler. Günümüzde bütün yaşam ekonomi çevresinde yer alıyor. Ekonomi gelişmiş ve güçlü toplumun istiklal ve istikbali daha emin ellerde oluyor. Özellikle milli ekonomi… Ekonominin baş temsilci sanayi ve ticaret odaları… Belediyeler Geleceğin ekonomisine uygun şehirleri planlamalılar. Geleceğin ekonomisinin gelişimini kolaylaştırıcı imarlar ve projeler yapmalılar. Şehrin sosyal ve kültürel yapasını geliştirerek toplumun geleceğin ekonomisine hazırlamalılar. Konya’da  Komek’in bu konuda önemli bir görev üstlendiğini söyleyebilirim. Sanayi, ticaret, tarım turizm sanatla ilgili yarının ekonomisini daha aktif yönlendirmeli. Valilik ve Kaymakamlıklar Yarının devleti ve yaşamı için devletin çalışmalarına katkı sağlarken bu çalışmalardan halkın anlayabileceği şekilde haberdar olabilecekleri çalışmalar yapmalı. Kurumları ekonomik ve sosyal gelişimi yarınlara göre hazırlanması için daha aktif roller üstlenmeli. Aileler Okulu çocukların potansiyelini keşfedebilecekleri ve harekete geçirebilecekleri bir ortam olarak görüp okul ve öğretmenlerle iş birliği yapmalı Çocuğun okul öncesinden itibaren yetenek ve becerilerinin keşfedilmesi için bu iş birliği devam etmeli Daha okulda iken çocukları hayata alıştıracak bir yaşam düzeni kurmalı. Öğrencinin kendini bulacağı, becerilerini tanıyacağı şekilde yaşam ve iş ortamı ile ilişki ve iş ağı kurma amaçlı bir yaşam düzeni oluşturmalı. Kabiliyeti ile tanışmış öğrencileri potansiyeline uygun iş ve yaşam çevresi ile ilgi kuracak girişimlerde bulunulmalı. Bilim merkezleri, fuarlar,  sergiler,  sanatsal aktiviteler bu mesleklerin erbabı ile çocuğun tanışmasını sağlar. Meslekle bağ kurmasına yardımcı olur. Hevesini arttırır. Mümkünse becerileri ile ilgili okuma, araştırma, ziyaret gibi aktivitelerde ailenin de paydaş olması çocuğun hayata karışma cesaretini arttıracaktır. Aile okul çevresi ile bu çalışmaları işbirliği halinde yürütürse katma değeri daha yüksek olur. Okul ziyaretleri, aile birliği toplantılarına etkili katılım çocuğun gelişimine katkı sağlar. Öğretmenleri ile daha yakın iletişim çocuğu ve eğitimini olumlu etkiler. Çocuğun anlaşılması kolaylaşır. Çocuğun kendini tanıması güçlenir. Okul ve öğretmeni tamamlayan ailenin çocukları daha bilinçli bir eğitimin başrolünü kapar. Milli eğitim, okul ve öğretmenler Bu konuda en bilinçli taraf, eğitim ve öğretimin meslek olarak eğitimini almış, mesleğinde tecrübe ve yetenekler kazanmış olan okul ve öğretmenler diyebilirim. Ama ona rağmen eğitim kurumlarımız da yarının yaşamları konusunda kendilerini güncellemeliler Ve öğrencinin kendini keşfini en yakından gözlemleyen meslek sahipleri olarak onların daha çok dinlenilmesi daha çok anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Belki de yarının Türkiye’si ve Toplumu için onların daha çok motivasyonunun arttırılması gerektiğini düşünüyorum. Öğretmenleri ve okulları düşünmeye, proje üretmeye, geleceği hazırlamaya devlet ve toplum ikna edebilirse onların hazırlayacağı insan kaynakları geleceğin mimarları olacaktır. Yeter ki devlet, millet, toplum ve iş çevresi geleceğin insan kaynakları ihtiyacını doğru belirlesinler. Çocuk daha okul öncesinden hayata dair becerilere göre eğitilmeli ve öğretim buna göre düzenlenmeli Düz okullar kalkmalı.  Her mesleğin başlangıcı öğretimin başlangıcı ile başlamalı.   Yeni eğitim ve öğretim yılı hepimize hayırlı uğurlu olsun.  
Ekleme Tarihi: 09 Eylül 2024 - Pazartesi

Öğretim, Eğitim, İnsan Kaynakları ve Ülkemiz

Öğretim, Eğitim, İnsan Kaynakları ve Ülkemiz

Yeni eğitim yılına giriyoruz.

Öncelikle öğrencilerimize, ailelerimize, öğretmenlerimize başarılar diliyorum.

Gelecek yüzyılın devleti ve milleti olarak hepimizin sorumluluğuna dair fikirlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle öğretim ve eğitimin çevresini devlet, okul, aile, öğretmen ve öğrenci olarak bildiğimiz bakış açısını genişletmek istiyorum.

Bir şehrin sanayi ve ticaret odaları ile diğer meslek kuruluşları, belediye, valilik veya kaymakamlık, üniversite, OSB’leri de ekleyerek daha geniş bir açıdan olaya bakmamız gerektiğini düşünüyorum.

Çünkü;

Ülkemizde bir tarafta işsizler bir tarafta işgücü açığı var.

İş bulmasına rağmen işini sevmeden yapanlar var.

Ya da üniversite bitirmiş diploması var ama hala meslek seçmemiş olanlar var.

Meslek tercihini bilinçli yapmasına rağmen sevdiği ya da becerisine uygun iş yapamayanlar var.

Meslek seçimini potansiyel kabiliyet, beceriye göre meslek seçimi yapanlar o kadar az ki…

Soruya bir de şu açıdan soralım;

Acaba öyle bir sistem kursak geleceğin projeleri tasarlansa, insan kaynakları belirlense, öğrenciler, öğretmenler, aileler, okullar o talebe göre tercihlerini yapsalar acaba işsizlik olur muydu?

Bence olmazdı yaratılış becerisine, kabiliyetine göre meslek seçimi yapmış, geleceğin projelerine göre tercihlerini oluşturmuş öğrenciler zaten kendi iş çevrelerini oluştururlar.

Tabi sadece sorumluluk öğrencilerin tercihi değil.

O çocukların, okul, diploma başarının ötesinde iş ve hayat tecrübesinden yoksun eğitim ve öğretim çevresi ile bağı kopuksa, daha okul öncesinden başlamak üzere iş ve mesleğini icra edebileceği yaşam koşulları ile ilişkisi kurulamamışsa sonuç hüsran üretir… Tam da yaşadığımız gibi…

Peki, nereden başlanmalı?

Önce devlet;

  • Geleceğin meslekleri ve projeleri için çalışma başlatmalı.
  • Üniversiteler devleti bu yönde harekete geçirmeli.
  • Bilim insanları hayata, iş çevrelerine daha yakın olmalı.
  • Her bakanlık kendi alanında geleceği öngörme ve ona uygun projeler üzerine çalışma yapmalı.
  • Devlet iş çevreleri ile üniversiteleri daha uyumlu hale getirmeli.
  • İş çevrelerini üniversitelerle çalışabileceği teşviklerle motive etmeli
  • Üniversiteleri de iş çevreleri ile bir birini tamamlayacak şekilde çalışmalarını sağlamalı.
  • Eğitim ve öğretim bu çalışmalara göre daha okul öncesinden planlanmalı.
  • Çocukların meslek seçimi ile ilgili çalışmalar ortaokulda yapılmalı, hatta tamamlanmalı.
  • Meslek liseleri, meslek yüksekokulları ve üniversiteler Sanayi ve Ticaret Bölgeleri ile iç içe olmalı. Bu çalışma başladı ama hızlandırılmalı.

Sanayi ve Ticaret Odaları ve meslek kuruluşları

  • Şehirlerinin sanayi, ticaret odaları diğer meslek kuruluşları ile şehrin sanayi ticaret, tarım, turizm ve diğer sektörlerin potansiyeline göre devletin bu çalışmalarına, gerek ürettikleri projelerle,  gerekse şehrin bu projelere hazırlanması açısından tamamlayıcı bir çalışma yapmalılar.
  • Şehrin belediye, üniversite, diğer eğitim kurumlarının bir birini tamamlamasında lokomotif rol oynamalılar.
  • Özellikle ticaret ve Sanayi odası toplumun dayanak gücü ekonominin baş aktörü olarak bu konularda sorumlulukların güçlü bir şekilde yerine getirmeliler.
  • Günümüzde bütün yaşam ekonomi çevresinde yer alıyor. Ekonomi gelişmiş ve güçlü toplumun istiklal ve istikbali daha emin ellerde oluyor. Özellikle milli ekonomi… Ekonominin baş temsilci sanayi ve ticaret odaları…

Belediyeler

  • Geleceğin ekonomisine uygun şehirleri planlamalılar.
  • Geleceğin ekonomisinin gelişimini kolaylaştırıcı imarlar ve projeler yapmalılar.
  • Şehrin sosyal ve kültürel yapasını geliştirerek toplumun geleceğin ekonomisine hazırlamalılar.
  • Konya’da  Komek’in bu konuda önemli bir görev üstlendiğini söyleyebilirim.
  • Sanayi, ticaret, tarım turizm sanatla ilgili yarının ekonomisini daha aktif yönlendirmeli.

Valilik ve Kaymakamlıklar

  • Yarının devleti ve yaşamı için devletin çalışmalarına katkı sağlarken bu çalışmalardan halkın anlayabileceği şekilde haberdar olabilecekleri çalışmalar yapmalı.
  • Kurumları ekonomik ve sosyal gelişimi yarınlara göre hazırlanması için daha aktif roller üstlenmeli.

Aileler

  • Okulu çocukların potansiyelini keşfedebilecekleri ve harekete geçirebilecekleri bir ortam olarak görüp okul ve öğretmenlerle iş birliği yapmalı
  • Çocuğun okul öncesinden itibaren yetenek ve becerilerinin keşfedilmesi için bu iş birliği devam etmeli
  • Daha okulda iken çocukları hayata alıştıracak bir yaşam düzeni kurmalı.
  • Öğrencinin kendini bulacağı, becerilerini tanıyacağı şekilde yaşam ve iş ortamı ile ilişki ve iş ağı kurma amaçlı bir yaşam düzeni oluşturmalı.
  • Kabiliyeti ile tanışmış öğrencileri potansiyeline uygun iş ve yaşam çevresi ile ilgi kuracak girişimlerde bulunulmalı.
  • Bilim merkezleri, fuarlar,  sergiler,  sanatsal aktiviteler bu mesleklerin erbabı ile çocuğun tanışmasını sağlar. Meslekle bağ kurmasına yardımcı olur. Hevesini arttırır.
  • Mümkünse becerileri ile ilgili okuma, araştırma, ziyaret gibi aktivitelerde ailenin de paydaş olması çocuğun hayata karışma cesaretini arttıracaktır.
  • Aile okul çevresi ile bu çalışmaları işbirliği halinde yürütürse katma değeri daha yüksek olur.
  • Okul ziyaretleri, aile birliği toplantılarına etkili katılım çocuğun gelişimine katkı sağlar.
  • Öğretmenleri ile daha yakın iletişim çocuğu ve eğitimini olumlu etkiler. Çocuğun anlaşılması kolaylaşır. Çocuğun kendini tanıması güçlenir.
  • Okul ve öğretmeni tamamlayan ailenin çocukları daha bilinçli bir eğitimin başrolünü kapar.

Milli eğitim, okul ve öğretmenler

  • Bu konuda en bilinçli taraf, eğitim ve öğretimin meslek olarak eğitimini almış, mesleğinde tecrübe ve yetenekler kazanmış olan okul ve öğretmenler diyebilirim.
  • Ama ona rağmen eğitim kurumlarımız da yarının yaşamları konusunda kendilerini güncellemeliler
  • Ve öğrencinin kendini keşfini en yakından gözlemleyen meslek sahipleri olarak onların daha çok dinlenilmesi daha çok anlaşılması gerektiğini düşünüyorum.
  • Belki de yarının Türkiye’si ve Toplumu için onların daha çok motivasyonunun arttırılması gerektiğini düşünüyorum.
  • Öğretmenleri ve okulları düşünmeye, proje üretmeye, geleceği hazırlamaya devlet ve toplum ikna edebilirse onların hazırlayacağı insan kaynakları geleceğin mimarları olacaktır.
  • Yeter ki devlet, millet, toplum ve iş çevresi geleceğin insan kaynakları ihtiyacını doğru belirlesinler.
  • Çocuk daha okul öncesinden hayata dair becerilere göre eğitilmeli ve öğretim buna göre düzenlenmeli
  • Düz okullar kalkmalı.  Her mesleğin başlangıcı öğretimin başlangıcı ile başlamalı.

 

Yeni eğitim ve öğretim yılı hepimize hayırlı uğurlu olsun.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 blossomtips.com