Tevfik OVACIK
Köşe Yazarı
Tevfik OVACIK
 

Ne İstediğini Doğru Tarif Etmek

Ne İstediğini Doğru Tarif Etmek Bir muhasebe müdürü arkadaşım; “ne istediğini bilmezsen doğru sonuçlarla karşılaşmaman normal” dedi. Ben de yaşamın bam telini yakaladın dedim. O da bu konuyu yazar mısın dedi. Ben yazacağım dedim. Gerçekten toplumumuz açısından bakarsan yazılması gereken bir konu. Üzerinde düşünülüp analiz edilip tartışılması gereken bir konu olduğu için yazmak istedim. Aile, şirket, sokak,  devlet, politika, basın, televizyon şöyle çevremize bir bakalım; çatışmaları bir izleyelim, acaba bütün bu iletişimsizliklerin perde arkasında bu yok mu? Ne istediğimizi doğru tarif edememek yok mu? Belki de bütün çatışmaların, kaosların, sızlanmaların, mutsuzlukların bağırmaların, çağırmaların temelinde sanki ne istediğini doğru tarif edememek var. Öncelikle insanın kendinden ne istediğini bilememesi belki de çatışmaların en temeli… Ne istediğini, insan bilmiyorsa, karşı tarafa iletemiyorsa doğal olarak istemediği sonuçlarla karşılaşması doğal değil mi? Bir de işin içinde sanki ne anlatmak istediğini kendisi anlatamasa da anlatmasa da karşısındakinin onu bilmesi gerektiği gibi durum da olabiliyor. Aklının okunmasını ister gibi bir durum… Neden bir türlü bunu yapamıyorsun? Neden sürekli aksaklık çıkıyor? Neden işler sürekli düzene oturmuyor? Arnavutluk’ta bir demir çelik fabrikasını özelleştirme ile almıştık. 650 Arnavut çalışıyordu. Biz de 100 kişi mühendis, usta, yönetici gitmiştik.   Bizim yönetici arkadaşlar, mühendisler, ustalar sürekli Arnavut arkadaşlardan şikâyet ediyorlardı. Anlamıyorlar, beceremiyorlar hatta salaklar diyen oluyordu… Toplantımız bu şikâyetlerden ilerlemiyordu. Hatta bazı kendi problemlerinin de sebebi Arnavutlara yükleniyordu. Bir gün sordum;  Siz ne istediğinizi, nasıl çalışmak istediğinizi, yönteminizi onlara anlatan bir eğitim yaptınız mı? Hayır dediler. Dedim ki onlar müneccim mi? Sizin aklınızdan geçeni okuyacaklar? Sadece iş yeri değil çevremize bakınca her yerde görebiliriz. Birileri sanki aklımızdan geçeni okuyacak ve istediğimizi yapacak. Hatta kendimizin bile aklına gelmeyen ama olmayınca kızdığımız olaylar yok mu? Olmayınca başkasına kızmıyor muyuz? Başkalarını suçlamıyor muyuz? İşimize de geliyor tabii? Uyanıklık kültürümüzün tezahürü de diyebiliriz… Seçim arifesindeyiz, kaç kişi ne istediğini partilerine ulaştırdı mı? Bir şeylere kızıyoruz da doğrusu ne onu ne kadar karşı tarafa iletebiliyoruz? “Kaliteli talepler kaliteli sonuçlar üretir” sözünü çok seviyorum. Şahsım adına siyasetten, toplumdan, yaşamdan beklentilerimi en kötü ihtimalle yazılarımla yansıtmaya çalışıyorum. Bugün toplumsal olarak kızdığımız, nefret ettiğimiz yöneticiler tarafından yönetilemememizin de temelinde ne istediğimizi doğru tarif edemememiz yatmıyor mu? Tabi kızmak daha kolay… Bağırıyoruz, çağırıyoruz tatmin oluyoruz… Sevdiğimizin yanlışı olsa da görmüyoruz, nefret ettiğimizin doğrusuna tahammül edemiyoruz. Duygusalız yani… Aklımız nerede? Onu kullanmak zahmetli geliyor. Ama sonuç; hayat istediğimiz gibi gitmiyor. Düşünelim memleketin istiklal ve istikbali söz konusu;  memleket bizim istemediğimiz, istemeyeceğimiz güçlerle paylaşılmak isteniyor? Siyasetçi, gazeteci, yönetici, fayda meraklıları bu ilişkiden gelir elde etmek için ilişkiler kuruyor ama millet hala ne istediği konusunda net değil? Daha doğrusu memleket ve doğru yaşam konusunda ne istediğimiz çok da önemsemiyoruz… Gazeteci kaynak sağlamak istiyor, Siyasetçi seçilmek için sponsor arıyor, Yönetici bürokrat atanma alt yapısı hazırlıyor? İhaleci iş kurtarmaya çalışıyor, Yani kaynaklar aç kurtlar tarafından pay ediliyor; Millet nefretinin sevgisinin derdinde. Sonuç milleti tatmin edici gelir ve adaleti içeren yaşam düzeni kurulamıyor… Neden? Çünkü şahsi ve grup faydası olan bu güçler ne istediğini çok iyi biliyor? Millet ve vatandaş ne kadar duyarsızsa bunlar o kadar bu seçime önem veriyor. Şimdiden musluğa hortumunu bağlıyor. Vatandaş mı? Ne istediğini bildi mi ki ne fayda sağlayacak… O güçler devlete millete, ilimize, ilçemize, köyümüze sahip olacak bizim güvendiğimiz basın, siyaset, yöneticileri satın alacak ve kendi düzenlerini kuracaklar… Peki, doğru düzen kurulacak mı? Düzen gelir düzen gider… Düzülen, düzene konan hayat olamaz; vatandaş olur…  
Ekleme Tarihi: 24 Nisan 2023 - Pazartesi

Ne İstediğini Doğru Tarif Etmek

Ne İstediğini Doğru Tarif Etmek

Bir muhasebe müdürü arkadaşım; “ne istediğini bilmezsen doğru sonuçlarla karşılaşmaman normal” dedi.

Ben de yaşamın bam telini yakaladın dedim.

O da bu konuyu yazar mısın dedi.

Ben yazacağım dedim.

Gerçekten toplumumuz açısından bakarsan yazılması gereken bir konu. Üzerinde düşünülüp analiz edilip tartışılması gereken bir konu olduğu için yazmak istedim.

Aile, şirket, sokak,  devlet, politika, basın, televizyon şöyle çevremize bir bakalım; çatışmaları bir izleyelim, acaba bütün bu iletişimsizliklerin perde arkasında bu yok mu?

Ne istediğimizi doğru tarif edememek yok mu?

Belki de bütün çatışmaların, kaosların, sızlanmaların, mutsuzlukların bağırmaların, çağırmaların temelinde sanki ne istediğini doğru tarif edememek var.

Öncelikle insanın kendinden ne istediğini bilememesi belki de çatışmaların en temeli…

Ne istediğini, insan bilmiyorsa, karşı tarafa iletemiyorsa doğal olarak istemediği sonuçlarla karşılaşması doğal değil mi?

Bir de işin içinde sanki ne anlatmak istediğini kendisi anlatamasa da anlatmasa da karşısındakinin onu bilmesi gerektiği gibi durum da olabiliyor.

Aklının okunmasını ister gibi bir durum…

Neden bir türlü bunu yapamıyorsun?

Neden sürekli aksaklık çıkıyor?

Neden işler sürekli düzene oturmuyor?

Arnavutluk’ta bir demir çelik fabrikasını özelleştirme ile almıştık. 650 Arnavut çalışıyordu. Biz de 100 kişi mühendis, usta, yönetici gitmiştik.  

Bizim yönetici arkadaşlar, mühendisler, ustalar sürekli Arnavut arkadaşlardan şikâyet ediyorlardı. Anlamıyorlar, beceremiyorlar hatta salaklar diyen oluyordu… Toplantımız bu şikâyetlerden ilerlemiyordu. Hatta bazı kendi problemlerinin de sebebi Arnavutlara yükleniyordu.

Bir gün sordum;  Siz ne istediğinizi, nasıl çalışmak istediğinizi, yönteminizi onlara anlatan bir eğitim yaptınız mı?

Hayır dediler.

Dedim ki onlar müneccim mi? Sizin aklınızdan geçeni okuyacaklar?

Sadece iş yeri değil çevremize bakınca her yerde görebiliriz.

Birileri sanki aklımızdan geçeni okuyacak ve istediğimizi yapacak.

Hatta kendimizin bile aklına gelmeyen ama olmayınca kızdığımız olaylar yok mu?

Olmayınca başkasına kızmıyor muyuz?

Başkalarını suçlamıyor muyuz?

İşimize de geliyor tabii? Uyanıklık kültürümüzün tezahürü de diyebiliriz…

Seçim arifesindeyiz, kaç kişi ne istediğini partilerine ulaştırdı mı?

Bir şeylere kızıyoruz da doğrusu ne onu ne kadar karşı tarafa iletebiliyoruz?

“Kaliteli talepler kaliteli sonuçlar üretir” sözünü çok seviyorum.

Şahsım adına siyasetten, toplumdan, yaşamdan beklentilerimi en kötü ihtimalle yazılarımla yansıtmaya çalışıyorum.

Bugün toplumsal olarak kızdığımız, nefret ettiğimiz yöneticiler tarafından yönetilemememizin de temelinde ne istediğimizi doğru tarif edemememiz yatmıyor mu?

Tabi kızmak daha kolay… Bağırıyoruz, çağırıyoruz tatmin oluyoruz…

Sevdiğimizin yanlışı olsa da görmüyoruz, nefret ettiğimizin doğrusuna tahammül edemiyoruz.

Duygusalız yani…

Aklımız nerede? Onu kullanmak zahmetli geliyor.

Ama sonuç; hayat istediğimiz gibi gitmiyor.

Düşünelim memleketin istiklal ve istikbali söz konusu;  memleket bizim istemediğimiz, istemeyeceğimiz güçlerle paylaşılmak isteniyor?

Siyasetçi, gazeteci, yönetici, fayda meraklıları bu ilişkiden gelir elde etmek için ilişkiler kuruyor ama millet hala ne istediği konusunda net değil?

Daha doğrusu memleket ve doğru yaşam konusunda ne istediğimiz çok da önemsemiyoruz…

Gazeteci kaynak sağlamak istiyor,

Siyasetçi seçilmek için sponsor arıyor,

Yönetici bürokrat atanma alt yapısı hazırlıyor?

İhaleci iş kurtarmaya çalışıyor,

Yani kaynaklar aç kurtlar tarafından pay ediliyor;

Millet nefretinin sevgisinin derdinde.

Sonuç milleti tatmin edici gelir ve adaleti içeren yaşam düzeni kurulamıyor…

Neden?

Çünkü şahsi ve grup faydası olan bu güçler ne istediğini çok iyi biliyor? Millet ve vatandaş ne kadar duyarsızsa bunlar o kadar bu seçime önem veriyor.

Şimdiden musluğa hortumunu bağlıyor.

Vatandaş mı?

Ne istediğini bildi mi ki ne fayda sağlayacak…

O güçler devlete millete, ilimize, ilçemize, köyümüze sahip olacak bizim güvendiğimiz basın, siyaset, yöneticileri satın alacak ve kendi düzenlerini kuracaklar…

Peki, doğru düzen kurulacak mı?

Düzen gelir düzen gider…

Düzülen, düzene konan hayat olamaz; vatandaş olur…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (3)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
ahmet atay
(24.04.2023 10:02 - #561)
ortak düşünme, ortak değerlerle bir arada olur... bu kadar savruk düşüncelerde boğulmamız, aslında illüzyonla yaşanan hayatın, zihinlerimizin aldığı şeklin de bir göstergesidir... dağıldık kısaca....
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Rifat Karaduman
(24.04.2023 18:07 - #565)
Yukardakileri tenkit ediyoruz. Ama hiç birisi oraya silah zoruyla gelmedi. Kendimiz seçtik. Yani işler düzelsin istiyorsak değişime kendimizden başlamamız gerekiyor.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Halil Dölek
(30.04.2023 10:44 - #568)
“Sistem içeri kültür dışarı”. Eğer sistemi kuramazsan, sistemsizliğin kültürü dışarı vurur. Almanya’da niye trafikte korna çalmazlar, yaşlıya ve yayaya yol verirler! Fakat aynı kişi Kapıkule’den geçtikten sonra niye değişir? Çünkü orada sistem var, sistemin getirdiği kurallar var, ceza var, ihbar var!
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 blossomtips.com