Patinaj Çeken Bir Şehir
Geçtiğimiz günlerde Kaymakamımız Sayın Namık Kemal Nazlı ziyaretleri sırasında Silifke patinaj çekiyor dedi.
Gazetemiz de bu doğru ve yerinde tespiti haber yaptı.
İyi dostu olanın aynaya ihtiyacı olmazmış.
Ayna insanın güzelini de çirkinini de gösterir.
Kendimize dostun aynasında bir bakalım neyiz ne olabiliriz? Benim aynamda görünen aşağıdaki gibi…
105 km sahili, doğal limanları ile turizmini geliştirememiş bir Silifke,
Akdeniz ile 23 Akdeniz ülkesi ile deniz komşusu ama irtibatı yok,
Sıfır rakımdan 2000 metreye kadar sahip olduğumuz iklimde meyve ve sebzenin turfanda ve yıl boyunca yetişebildiği bir coğrafya ama çiftçimi henüz istediği ekonomiyi sağlayamıyor.
Antik kentleri tamamen açığa çıkarılamamış ve turizmle entegre edilmemiş tarihi zenginliklerimiz,
Bir ırmak, güçlü bir dere akıp duruyor,
Sayısız güzellikte orman mekânı,
Tıbbi ve aromatik bitkiler potansiyeli yüksek ama henüz yeni orman müdürlüğümüzce kontrol edilmeye başlayan orman zenginliğimiz,
Yurdun ve dünyanın dört bir tarafında faydalanılamayan kaliteli ve yetişmiş insan kaynağı,
İle hala potansiyeline göre harekete geçemeyen ve yerinde sayan Silifke patinaj çekmesin de ne yapsın.
Neden patinaj çekiyoruz o zaman?
Uzun dönem bakmak kaydıyla, siyaset mekanizması Silifke’yi ulusal ve küresel ekonominin gelişimine uyum sağlayacak şekilde çözümler üretememiş.
Odalarımız ve sivil toplum örgütlerimiz son yıllarda atılım yapmalarına rağmen Silifke’nin gerçek potansiyeline uygun bakış açısı ile çözümlere ulaşamamış.
Atanmış ve seçilmiş yöneticilerimiz ile sivil toplum örgütlerimiz ortak akıl üretememiş.
Dayanışma ve katılımcı yönetim yerine ötekileştirici ve dar çevre ekipçilik ile olaylara yaklaşılması sonucu kutuplaşmış bir Silifke.
Yıllarca ideolojik olarak farklı partiler yönetime gelmesine rağmen yönetim biçimi olarak sadece seçilenlerin gücü ve kaybedenlerin pasifleşmesi üzerine bir idare sistemin benimsenmiş.
Henüz aktif bir proje üretemeyen ama pandemi sonrası yeni projeler yapacağız diyen bir kent konseyi,
Doğal olarak yerinde sayan bir Silifke…
Yani Silifke’yi son model bir araca benzetirsek, kaygan siyasi zemin, katılımcı olmayan toplumsal yapı, bizden bir sonuç çıkmaz diyen psikolojik iklim, girişimcilik yanımızın çok zayıf olduğu, tırnakları olmayan ekonomik teker ile aracımıza bir türlü istenilen hareketi sağlayamıyoruz.
Yapılması gereken bence, atanmış ve seçilmiş bütün yöneticiler ile sivil toplum örgütleri bir birini tamamlayacak ve katılım düzeyi yüksek, paylaşımcı bir iletişim ortamının sağlanması.
Pandemi döneminde online da olabilir.
Ülkücülerimiz Silifke için ülkülerini, sosyal demokratlarımız yapacakları inkılapları, muhafazakârlarımız koruyacakları ve geliştirecekleri adalet ve kalkınmayı sağlayacak projeleri, topluma iyi gelecek, deva olacak fikir ve düşünceler ile şeffaf olarak paylaşabilecek bir ortam sağlanırsa eminim güzel sonuçlar elde edilir.
Sayın kaymakamımıza düşen bu iklimi sağlamak olmalı.
Bize düşen ne varsa başımız üstüne…