Tevfik OVACIK
Köşe Yazarı
Tevfik OVACIK
 

Silifke’den Doğan Güneş;

Silifke’den Doğan Güneş; Bu hafta Rahmetli Doğan Cüceloğlu Hocamızın şahsında yerelden evrensele kıymetlenmesi gereken değerlerimizden bahsetmek istiyorum. Geçen hafta Silifke’de çok değerli bir etkinlik oldu. Silifke’mizin yetiştirdiği araştırmacı yazar Rıfat Yörük tarafından hazırlanıp Silifke Belediye’sinin de katkıları ile Prof. Dr. Mehmet Doğan Cüceloğlu’nu anma etkinliği düzenlendi. Bu haber duyunca çok mutlu oldum. Benim inancım yerel değerleri kıymetlendirmemiz lazım. Bunlar kültür, sanat, zanaat, bilim emekçilerimiz… Bu konuda çalışma yapan değerlerimizi unutmamız, unutturmamız lazım. Zaten Doğan hocamızın yazdığı kitaplarının her birinin amacı Anadolu insanını kıymetlendirmek değerlerini zenginleştirmektir. Bunun için insanların ve toplumun içinde var olan potansiyel değerlerini kaynak olarak kullanır. Ziya Gökalp Osmanlı imparatorluğunun son yüzyılı ve Cumhuriyetin başlangıcında aydınların;  Avrupa’ya gidip aydınlanıp gelip Anadolu değerlerini de kullanarak halkı ve toplumu aydınlatacağı yerde Avrupa’dan ezberleyerek kopyaladıkları gelişmeleri Anadolu halkına dayatmasını eleştirir. Doğan hoca; toplumun ve bireyin bu gelişme yolculuğunda önündeki engelleri nasıl kaldıracağımızı her bir kitabında ve konferansında bizlere anlatmıştı. 1998’de Ekinciler holding kurumsallaşma aşamasında iken Doğan Cüceloğlu hocamızdan faydalanmış, üst düzey yöneticiler için bastırdığı çok kıymetli bir o kadar da özgün ajandasında adeta Doğan Hoca’nın “İçimizdeki Biz” Kitabını özlü bir şekilde sayfalarında kullanmıştı. Sayfaları çevirdikçe “biz kültürüne ait” ayrı bir bilgiyi anlatıyordu. Hem ajanda hem de not defteri gibiydi. Biz olmanın erdemlerini, şirketlerin, ailelerin, toplumun bizleştikçe gelişeceğini anlatıyordu Doğan hoca kitaplarıyla da bize yaşam ajandası hazırlamıştı. Her kitap sayfalarında ayrı bir yaşam biçimimiz aydınlatıyordu. İnsan İnsana kitabında; “insan ilişkilerinin niteliği o insanın yaşamının kalitesini belirler” diyerek, insanı ve toplumunun kalitesini iletişimin güçlü olduğunu anlatır. İçimizdeki Çocuk kitabıyla İçimizdeki çocukla tanışmamızı anlatır. Eğer onun anne baba, çevre yanlış yönlendirmişse ve çevrenin kontrolündeyse onu nasıl irademiz altına alacağımızı anlatır. Bunun bir zaman alacağı bilinciyle; sabırla ve ilgiyle içimizdeki çocukla ilgilenmemizi iletişim halinde olmamızın yolarını anlatır. “Miş” Gibi Yetişkinler; Yetişkin Çocuklar Kitabında; Anlaşamayan, sürekli didişen, birbirini yargılayan yetişkinler arasında büyümek zorunda kalan çocukların; hüzün, kızgınlık hatta suçluluk duyguları içinde yaşamaya mahkûm olmalarının sonuçları anlatılıyor. Büyümüş ama olgunlaşmamış yanımızı tanımamızı anlatıyor. “Savaşçı” Kitabında; Herkesin başkasını değiştirmeye çalıştığı bir zamanda kitabın kahramanı Arif Hoca’nın kendi kendini değiştirmeye çabalaması, anlam arayışı Arif hocayla Doğan hocanın bir kahvede çayla başlayan muhabbeti insanın içindeki savaşçı ruhunu farkına varmadan hareket geçiriyor. Doğan Hocamızın yirminin üzerinde kitabıyla toplumumuzun her kesiminin ve bireyin ruhunun her aşamasını yeniden güncellemek için muhteşem bir metotla yazmış. İnsanın kendi ruhunu yeniden inşa etmek için nasıl adım adım çalışılacağını bizlerle paylaşmış. İlmek ilmek sağlıklı bir ruha nasıl ulaşabiliriz kendi aynasında bize göstermiş. Bütün bunları yaparken yerelden kopmadan yereli zenginleştirerek yapmış Doğan hocanın kitaplarını okurken onun sohbetlerini izlediğim zamanlarda her memleketin kendine has değeri ve değerleri olduğunu bunu bizlerin metotlaştırarak ilkeler halinde; ailemizi, şirketlerimizi, organizasyonlarımızı, devletimizi, kendimize yabancılaşmadan kurumsallaştırabileceğimiz düşündüm. Hiçbir gelişme yaşam biçimi haline gelmeden kültürleşemez. Bu da ancak içimizdeki evrensel değerleri ortaya çıkarmakla olur. Doğan hocam 11 çocuklu bir aileden uluslararası bir bilim adamı haline gelmiş. Onun anlattıkları ile acaba içimizdeki nice keşfedilmemiş yerel filozofları da keşfedemez miyiz? İçimizdeki beceri ve yetenekleri topluma kazandırabilsek ne gibi sonuçlara ulaşırız. Doğru analiz, doğru eğitim kaliteli iletişim ile aile, okul, devlet ve iş çevresinin uyum içinde çalıştığını bir düşünelim neler olmaz? Bunun için toplumun içinde görev almış topluma ölmeyecek bakiyeler kazandırmış sanatçı, zanaatkâr, bilim adamı, iş adamı,  uzman, usta, mühendis gibi yetenekleri unutmayıp onları ve eserlerini toplumun güncel hayatında paylaşabilir haline getirmek bizi zenginleştirir geliştirir. Böylece bireyin ve toplumun içinde yaşadığı coğrafyanın potansiyel zenginlikleri de ortaya çıkar. Bu aynı zamanda yeni nesile de mesajdır. Eğer kaliteli bir hayat yaşar, topluma ve insanlığa katkı sağlarsanız toplum sizi unutmaz, insanlık sizi yaşatır mesajı vermez mi? Geçenlerde Konya Yenigün gazetemiz Konya’ya maddi manevi hizmet etmiş şahsiyetleri belirlemişler onları tanıtmak için yazarlar ve gazeteci arkadaşlarla derleme yapabilmek için görev paylaşımı yaptılar. Onları izlerken düşündüm; sen bir şey yap eninde sonun da seni anlatacak, sahiplenecek birileri çıkıyor dedim. Buna benzer çalışmalar birçok kentimizde yapılıyor. Şehrin değerleri, Şehrin hafızası, Kent hafızası gibi çalışmalar yapılıyor. Bunlar güzel gelişmeler, kent kültürünün ortaya çıkmasında önemli bir hizmet, toplumun ürettiği değerler yazılı kayıt altına alınarak gelecek nesillere de aktarılmış oluyor. Eminim bunu daha çok sahiplenirsek binlerce yıllık geleneğimizin içerisinde evrensel değerlerimiz ortaya çıkacaktır. Sadece vicdanımız, adalet duygumuz, komşuluk değerlerimiz, imece kültürümüzü geliştirsek bütün insanlığın bayrağı oluruz. Bugün sahip olduğumuz bu değerleri bile tam uygulayamıyoruz. Başkalarının değerlerini kopya edeceğimize kendi değerlerimizin özüne inelim ve sahiplenelim. İnanın bizim binlerce yıllık zenginliğimiz bütün insanlığa yeter, çünkü içine insan ve doğa var. Tabi ki iletişim en önemli tarafı insan ve toplum olduğu için; Okuyarak, yazarak, takip ederek, sahiplenerek anlayarak idrak ederek neler yapabileceğimizin bilincini yeniden inşa etmeliyiz  
Ekleme Tarihi: 23 Şubat 2025 - Pazar

Silifke’den Doğan Güneş;

Silifke’den Doğan Güneş;

Bu hafta Rahmetli Doğan Cüceloğlu Hocamızın şahsında yerelden evrensele kıymetlenmesi gereken değerlerimizden bahsetmek istiyorum.

Geçen hafta Silifke’de çok değerli bir etkinlik oldu.

Silifke’mizin yetiştirdiği araştırmacı yazar Rıfat Yörük tarafından hazırlanıp Silifke Belediye’sinin de katkıları ile Prof. Dr. Mehmet Doğan Cüceloğlu’nu anma etkinliği düzenlendi.

Bu haber duyunca çok mutlu oldum.

Benim inancım yerel değerleri kıymetlendirmemiz lazım.

Bunlar kültür, sanat, zanaat, bilim emekçilerimiz…

Bu konuda çalışma yapan değerlerimizi unutmamız, unutturmamız lazım.

Zaten Doğan hocamızın yazdığı kitaplarının her birinin amacı Anadolu insanını kıymetlendirmek değerlerini zenginleştirmektir.

Bunun için insanların ve toplumun içinde var olan potansiyel değerlerini kaynak olarak kullanır.

Ziya Gökalp Osmanlı imparatorluğunun son yüzyılı ve Cumhuriyetin başlangıcında aydınların;  Avrupa’ya gidip aydınlanıp gelip Anadolu değerlerini de kullanarak halkı ve toplumu aydınlatacağı yerde Avrupa’dan ezberleyerek kopyaladıkları gelişmeleri Anadolu halkına dayatmasını eleştirir.

Doğan hoca; toplumun ve bireyin bu gelişme yolculuğunda önündeki engelleri nasıl kaldıracağımızı her bir kitabında ve konferansında bizlere anlatmıştı.

1998’de Ekinciler holding kurumsallaşma aşamasında iken Doğan Cüceloğlu hocamızdan faydalanmış, üst düzey yöneticiler için bastırdığı çok kıymetli bir o kadar da özgün ajandasında adeta Doğan Hoca’nın “İçimizdeki Biz” Kitabını özlü bir şekilde sayfalarında kullanmıştı. Sayfaları çevirdikçe “biz kültürüne ait” ayrı bir bilgiyi anlatıyordu. Hem ajanda hem de not defteri gibiydi.

Biz olmanın erdemlerini, şirketlerin, ailelerin, toplumun bizleştikçe gelişeceğini anlatıyordu

Doğan hoca kitaplarıyla da bize yaşam ajandası hazırlamıştı. Her kitap sayfalarında ayrı bir yaşam biçimimiz aydınlatıyordu.

İnsan İnsana kitabında; “insan ilişkilerinin niteliği o insanın yaşamının kalitesini belirler” diyerek, insanı ve toplumunun kalitesini iletişimin güçlü olduğunu anlatır.

İçimizdeki Çocuk kitabıyla İçimizdeki çocukla tanışmamızı anlatır. Eğer onun anne baba, çevre yanlış yönlendirmişse ve çevrenin kontrolündeyse onu nasıl irademiz altına alacağımızı anlatır. Bunun bir zaman alacağı bilinciyle; sabırla ve ilgiyle içimizdeki çocukla ilgilenmemizi iletişim halinde olmamızın yolarını anlatır.

“Miş” Gibi Yetişkinler; Yetişkin Çocuklar Kitabında; Anlaşamayan, sürekli didişen, birbirini yargılayan yetişkinler arasında büyümek zorunda kalan çocukların; hüzün, kızgınlık hatta suçluluk duyguları içinde yaşamaya mahkûm olmalarının sonuçları anlatılıyor. Büyümüş ama olgunlaşmamış yanımızı tanımamızı anlatıyor.

Savaşçı” Kitabında; Herkesin başkasını değiştirmeye çalıştığı bir zamanda kitabın kahramanı Arif Hoca’nın kendi kendini değiştirmeye çabalaması, anlam arayışı Arif hocayla Doğan hocanın bir kahvede çayla başlayan muhabbeti insanın içindeki savaşçı ruhunu farkına varmadan hareket geçiriyor.

Doğan Hocamızın yirminin üzerinde kitabıyla toplumumuzun her kesiminin ve bireyin ruhunun her aşamasını yeniden güncellemek için muhteşem bir metotla yazmış. İnsanın kendi ruhunu yeniden inşa etmek için nasıl adım adım çalışılacağını bizlerle paylaşmış.

İlmek ilmek sağlıklı bir ruha nasıl ulaşabiliriz kendi aynasında bize göstermiş.

Bütün bunları yaparken yerelden kopmadan yereli zenginleştirerek yapmış

Doğan hocanın kitaplarını okurken onun sohbetlerini izlediğim zamanlarda her memleketin kendine has değeri ve değerleri olduğunu bunu bizlerin metotlaştırarak ilkeler halinde; ailemizi, şirketlerimizi, organizasyonlarımızı, devletimizi, kendimize yabancılaşmadan kurumsallaştırabileceğimiz düşündüm.

Hiçbir gelişme yaşam biçimi haline gelmeden kültürleşemez. Bu da ancak içimizdeki evrensel değerleri ortaya çıkarmakla olur.

Doğan hocam 11 çocuklu bir aileden uluslararası bir bilim adamı haline gelmiş.

Onun anlattıkları ile acaba içimizdeki nice keşfedilmemiş yerel filozofları da keşfedemez miyiz?

İçimizdeki beceri ve yetenekleri topluma kazandırabilsek ne gibi sonuçlara ulaşırız.

Doğru analiz, doğru eğitim kaliteli iletişim ile aile, okul, devlet ve iş çevresinin uyum içinde çalıştığını bir düşünelim neler olmaz?

Bunun için toplumun içinde görev almış topluma ölmeyecek bakiyeler kazandırmış sanatçı, zanaatkâr, bilim adamı, iş adamı,  uzman, usta, mühendis gibi yetenekleri unutmayıp onları ve eserlerini toplumun güncel hayatında paylaşabilir haline getirmek bizi zenginleştirir geliştirir.

Böylece bireyin ve toplumun içinde yaşadığı coğrafyanın potansiyel zenginlikleri de ortaya çıkar.

Bu aynı zamanda yeni nesile de mesajdır. Eğer kaliteli bir hayat yaşar, topluma ve insanlığa katkı sağlarsanız toplum sizi unutmaz, insanlık sizi yaşatır mesajı vermez mi?

Geçenlerde Konya Yenigün gazetemiz Konya’ya maddi manevi hizmet etmiş şahsiyetleri belirlemişler onları tanıtmak için yazarlar ve gazeteci arkadaşlarla derleme yapabilmek için görev paylaşımı yaptılar.

Onları izlerken düşündüm; sen bir şey yap eninde sonun da seni anlatacak, sahiplenecek birileri çıkıyor dedim.

Buna benzer çalışmalar birçok kentimizde yapılıyor.

Şehrin değerleri,

Şehrin hafızası,

Kent hafızası gibi çalışmalar yapılıyor.

Bunlar güzel gelişmeler, kent kültürünün ortaya çıkmasında önemli bir hizmet, toplumun ürettiği değerler yazılı kayıt altına alınarak gelecek nesillere de aktarılmış oluyor.

Eminim bunu daha çok sahiplenirsek binlerce yıllık geleneğimizin içerisinde evrensel değerlerimiz ortaya çıkacaktır.

Sadece vicdanımız, adalet duygumuz, komşuluk değerlerimiz, imece kültürümüzü geliştirsek bütün insanlığın bayrağı oluruz.

Bugün sahip olduğumuz bu değerleri bile tam uygulayamıyoruz.

Başkalarının değerlerini kopya edeceğimize kendi değerlerimizin özüne inelim ve sahiplenelim.

İnanın bizim binlerce yıllık zenginliğimiz bütün insanlığa yeter, çünkü içine insan ve doğa var.

Tabi ki iletişim en önemli tarafı insan ve toplum olduğu için;

Okuyarak, yazarak, takip ederek, sahiplenerek anlayarak idrak ederek neler yapabileceğimizin bilincini yeniden inşa etmeliyiz

 


Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
M Cüceloğlu
(23.02.2025 15:13 - #1877)
Sadık kardeşim toplumumuza sağladığın katkılar ve özellikle şahsım ve ailemize gösterdiğin teveccüh için çok teşekkür ediyorum. Kucak dolusu sevgilerimle... Tevfik beyin de kalemine sağlık.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Celal Necati üç yıldız
(01.03.2025 19:23 - #1886)
Doğan Cüceloğlu nun ailesi onun doğduğu evi bagislasalar Kültür bakanlığı veya belediye restore edip kültür evi yapılsa.sillfke de yazarlar şairler orada söyleşi yapsa onun ruhu şad olur
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
https://jazziraes.com/ https://bramblesva.com/ https://seattledogresort.com/ https://bestlifecoachcollective.com/