Tevfik OVACIK
Köşe Yazarı
Tevfik OVACIK
 

TUSİAD ve Körelmiş Ufuklarımız

TUSİAD ve Körelmiş Ufuklarımız Yıl 1981 Silifke’de beyaz eşya, mobilya satışı yaptığımız mağazanın önünde bir yaz günü, ikindi serinliğinde arkadaşlarla çay içiyoruz, sohbet ediyoruz. Arkadaşlarımdan bir tanesi Amerika’da renkli televizyon varmış, her şey gördüğümüz renkte görünüyormuş dedi. Diğer arkadaşım bize, ne zaman gelir ki, dedi. Haberi veren arkadaşım ‘bize gelmez, biz siyah beyaz televizyonu zor üretiyoruz. Biz renkli televizyonu nereden yapacağız ki’ dedi. Ben içten içe çok üzüldüm. Neden olmasın diyecek oldum hemen arkadaşlar atıldılar. Mümkün değil biz kim üretmek kim. 1980 yazı Kıbrıs’a gezmeye gitmiştim. Türkiye’ye kot pantolon kaçak geliyordu. Kıbrıs’tan iyi kot alacaktım. Lefkoşe’de bir üreticiye gittik. Silifkeliymiş. Kot dikiyor. Bize Bursa’da üretilen Akfil marka kumaştan yapılma kotun en iyisi olduğunu söyledi. Türkiye’de kaçak satılanlar da bunlar dedi. Üzerine Live’s markası basıyorlar. Fermuarı düğmeleri ve etiketler İzmir’den geliyor. Buradan kaçak yolla Gaziantep’e gönderiyoruz oradan ülkeye satılıyor deyince biraz moralimiz düzeldi. Neden Türkiye’de üretilmiyor dediğimizde kaçakçılar yurt dışından getirdik diye satıyor dediler. O zamanlar Türk çayı, içkisi ve sigarasının TEKEL’de satıldığı zamanlar. Tekel dışında elinde koli ile sigara, çay yakalananlar hapse atılıyordu. Benim babam bir koli Çay ve Sigara ile yakalandığı için bir gece hapse atılmıştı. İhtiyacı için aldığını, köyde zor bulunduğunu komşu ve akrabalarla paylaşacağını zoraki izah ederek kurtulabilmişti. O zamanlar ithal ikameci üretim vardı. İş adamları büyük şirketler önce ithal edecek sonra da onun yerine ikame yerli ürün üreteceklerdi. Bu devlet ve millet böylece milli ürünlerine kavuşacaklarını ümit ederek, yüksek gümrük vergisi ile bu şirketlerin korunmasına rıza gösteriyorlardı. Ufkumuza bir gün bizim de milli ürünlerimizin üretileceği resmedilmişti. O zaman Erbakan hocanın Ağır sanayi yatırımları ve milli teknoloji söylemleri ile alay ediliyordu. Çünkü halk basit ürünleri bile üretemeyen bir ülke ağır sanayiyi nasıl üretecekti; büyük bir masal gibiydi. Özal ile beraber bu toplumun serbest piyasa ve oyuncuları bu firmalardan beklentileri iyice artmıştı. 1980’li yılarda Tofaş Doğan en iyi yerli Mercedes olarak halka sunulmuştu. Daha sonra Ford Taunus Modeli Almanya’dan kalıpları sökülüp en iyi yerli modeli olarak topluma sunuldu. Büyük bir hayal kırıklığını halk yaşamaya başlamıştı. Bu arada İstanbul merkezli firmalar yüksek gümrükle korunmak için mücadele etmeye devam ediyorlardı. Kar tatlıydı, büyümek istiyorlardı, gelişmek ve geliştirmek zahmetli bir işti. O zamanlar öyle bir algı ile millet kandırıldı ki; Türkiye’de üretilen yabancı lisanslı ürünler bile yerli ve milli ürünmüş gibi halka anlatıldı. Milletin de bu firmalar zenginleşirken geliştiğini zannetmesi sağlanıyordu. Bu firmalar aslında yabancı devlet firmalarının ülkemizdeki montaj üssü gibi çalışıyordu. Ve bütün bakış açıları küresel sermayenin desteğini arkalarına almak üzereydi. Bir türlü ülkemizi global pazarda stratejik hale getirecek bir girişim haberi alamıyorduk. Bu arada 1980’li yılların başında ekonomisi bizim gibi hatta bizden geri olan Güney Kore’nin küresel markalarının ayak izleri duyuluyordu. Bizde yerli ve milli üretim fikri 1990’lı yılların ortasında henüz yoktu. Özal’ın yırt dışı ile tanıştırdığı müteahhitlik firmaları kendini göstermeye başlasa da üretimde henüz bir girişim yoktu. Bu arada Anadolu Sermayesi kendini göstermeye başladı. Anadolu Kaplanları ismiyle girişimler başladı ama henüz ülkeyi küresel temsil yeteneğinde ürün üretmekten yoksundu. Kendi teknolojimize sahip olmak, yeni teknolojiler keşfetmek çok uzak görünüyordu. Anadolu sanayicisi çok iyi kopya yapabilmekle övünüyordu. TUSİAD 1979’da Ecevit hükümetine muhtıra vermişti. Bu muhtıra gibi tavsiyeler Erbakan, Tansu Çiller 28 Şubat destekleri ile tavsiye şeklinde hükümetlere ayar vermeye devam ettiler. Şimdi de devam etmek istiyorlar. Ben TUSİAD ve üye şirketlerinden ne beklerdim Öncelikle TUSİAD 1971 yılında kurulmasına rağmen yüz yıllık şirketlerin üyesi olduğu bir kuruluş olarak; Küresel Firmaların temsilcisi gibi değil de ülkemizi küresel düzeyde temsil edecek milli küresel markalarla milletin karşısına çıkmalarını isterdim. Ürettikleri stratejik ürünlerle ülkemizi küresel ekonomide güçlü kılacak ekonominin lokomotifi olmalarını beklerdim. Bazı üyelerin hem üniversiteleri hem de şirketleri var. Burada ülkemizin en iyi hocaları ve en iyi öğrencileri ile ülkemizin milli insan kaynakları politikasını yönlendirmelerini, ülkemizi global pazarda önder yapacak keşiflere imza atmalarını isterdim. Onlar sanki ülkemizin en değerli insan kaynaklarını küresel ekonomiye kazandıran bir kanal gibi çalıştıklarını düşünüyorum. Yine profesyonel iş dünyasını temsilen devlete şikayet eden, tenkit eden, ayar veren bir güç olarak değil de devlete çözümler üreten, devletin ve milletin gelişmesini yönlendirmede etkili çözümlerin sahibi olmalarını isterdim. Bu aynı zaman da toplumun moralini yükseltecek geleceğe ve TUSİAD’a güvenle bakmasını sağlayacaktı. Bugün maden kazaları, yangın ve diğer felaketler gibi konularda tenkitleri var. Haklılar da ancak bu çağrıyı ekonomiyi temsil eden güç olarak öncelikle üyelerinden başlamak üzere iş çevresine yapmaları gerekmez miydi? Bu firmalar; kendi yöneticileri yönetime sadece şikâyetler üreten bir rapor verselerdi o yöneticiler hakkında nasıl davranırlardı? Ülkemizin büyük firmaları olarak kendi yönetim kurulu ve başkanına aba altından sopa göstererek adına tavsiye gibi düzenleyerek, ayar vermeleri yönetim biçimi açısından nasıl algılanırdı? Burada doğru olarak katıldığım konular olsa bile böyle bir çözümü ve bu tip bir yöntemle kendi çalışanları onlara sunabilir miydi? Bu ülkeyi stratejik bir konuma getirme hedefinde başarılı olamadan daha doğrusu iş dünyasını bile düzenleyecek ilke ve kurallarla ekonomide sonuçlar doğuramamışken, bu ülkenin kanunlarını, politikasını eleştirirken daha saygılı olunamaz mıydı? TUSİAD, bu milletin karşısına güven veren, motivasyon sağlayan keşifler, üretimler, milli teknolojilerle çıksalardı milletin kafası daha net olmaz mıydı? Sizlerin bu çıkışıyla milletin güven seviyesi ve morali daha da bozulmamış mıdır? Milleti iktidar ve muhalefeti karşı karşıya getirmek TUSİAd’ın asli görevi midir? Görevi ise bu görevi kimden almıştır ve kimin adına kullanmıştır? TUSİAD, çözüm üreten şirketlerin temsilcisi mi, yoksa şikayet eden bir organizasyon mudur? Günümüz dünyasında genelde cahil ve fikir fukarası insanlar başkalarının eksiğini bularak, başkalarını küçük düşürerek yönetme eğilimindedir; TUSİAD yoksa entelektüel gelişimini tamamlamamış mıdır? Güç, yönetmek için yeterli midir? Yeterli ise mafyadan, diktatör liderlerden monorşiden ne farkınız var? Yoksa onlar gibi yaşayıp demokrasi şarkısı mı söylüyorsunuz? TUSİAD’ın bu çıkışı ile tarihsel olarak yaptıkları gibi ufkumuzun köreltildiğini düşünüyorum.  
Ekleme Tarihi: 17 Şubat 2025 - Pazartesi

TUSİAD ve Körelmiş Ufuklarımız

TUSİAD ve Körelmiş Ufuklarımız

Yıl 1981 Silifke’de beyaz eşya, mobilya satışı yaptığımız mağazanın önünde bir yaz günü, ikindi serinliğinde arkadaşlarla çay içiyoruz, sohbet ediyoruz.

Arkadaşlarımdan bir tanesi Amerika’da renkli televizyon varmış, her şey gördüğümüz renkte görünüyormuş dedi.

Diğer arkadaşım bize, ne zaman gelir ki, dedi.

Haberi veren arkadaşım ‘bize gelmez, biz siyah beyaz televizyonu zor üretiyoruz. Biz renkli televizyonu nereden yapacağız ki’ dedi.

Ben içten içe çok üzüldüm. Neden olmasın diyecek oldum hemen arkadaşlar atıldılar. Mümkün değil biz kim üretmek kim.

1980 yazı Kıbrıs’a gezmeye gitmiştim. Türkiye’ye kot pantolon kaçak geliyordu. Kıbrıs’tan iyi kot alacaktım. Lefkoşe’de bir üreticiye gittik. Silifkeliymiş. Kot dikiyor. Bize Bursa’da üretilen Akfil marka kumaştan yapılma kotun en iyisi olduğunu söyledi. Türkiye’de kaçak satılanlar da bunlar dedi. Üzerine Live’s markası basıyorlar. Fermuarı düğmeleri ve etiketler İzmir’den geliyor. Buradan kaçak yolla Gaziantep’e gönderiyoruz oradan ülkeye satılıyor deyince biraz moralimiz düzeldi.
Neden Türkiye’de üretilmiyor dediğimizde kaçakçılar yurt dışından getirdik diye satıyor dediler.

O zamanlar Türk çayı, içkisi ve sigarasının TEKEL’de satıldığı zamanlar. Tekel dışında elinde koli ile sigara, çay yakalananlar hapse atılıyordu. Benim babam bir koli Çay ve Sigara ile yakalandığı için bir gece hapse atılmıştı. İhtiyacı için aldığını, köyde zor bulunduğunu komşu ve akrabalarla paylaşacağını zoraki izah ederek kurtulabilmişti.

O zamanlar ithal ikameci üretim vardı.

İş adamları büyük şirketler önce ithal edecek sonra da onun yerine ikame yerli ürün üreteceklerdi.

Bu devlet ve millet böylece milli ürünlerine kavuşacaklarını ümit ederek, yüksek gümrük vergisi ile bu şirketlerin korunmasına rıza gösteriyorlardı.

Ufkumuza bir gün bizim de milli ürünlerimizin üretileceği resmedilmişti.

O zaman Erbakan hocanın Ağır sanayi yatırımları ve milli teknoloji söylemleri ile alay ediliyordu. Çünkü halk basit ürünleri bile üretemeyen bir ülke ağır sanayiyi nasıl üretecekti; büyük bir masal gibiydi.

Özal ile beraber bu toplumun serbest piyasa ve oyuncuları bu firmalardan beklentileri iyice artmıştı.

1980’li yılarda Tofaş Doğan en iyi yerli Mercedes olarak halka sunulmuştu.

Daha sonra Ford Taunus Modeli Almanya’dan kalıpları sökülüp en iyi yerli modeli olarak topluma sunuldu. Büyük bir hayal kırıklığını halk yaşamaya başlamıştı.

Bu arada İstanbul merkezli firmalar yüksek gümrükle korunmak için mücadele etmeye devam ediyorlardı. Kar tatlıydı, büyümek istiyorlardı, gelişmek ve geliştirmek zahmetli bir işti.

O zamanlar öyle bir algı ile millet kandırıldı ki; Türkiye’de üretilen yabancı lisanslı ürünler bile yerli ve milli ürünmüş gibi halka anlatıldı.

Milletin de bu firmalar zenginleşirken geliştiğini zannetmesi sağlanıyordu.

Bu firmalar aslında yabancı devlet firmalarının ülkemizdeki montaj üssü gibi çalışıyordu.

Ve bütün bakış açıları küresel sermayenin desteğini arkalarına almak üzereydi.

Bir türlü ülkemizi global pazarda stratejik hale getirecek bir girişim haberi alamıyorduk.

Bu arada 1980’li yılların başında ekonomisi bizim gibi hatta bizden geri olan Güney Kore’nin küresel markalarının ayak izleri duyuluyordu.

Bizde yerli ve milli üretim fikri 1990’lı yılların ortasında henüz yoktu.

Özal’ın yırt dışı ile tanıştırdığı müteahhitlik firmaları kendini göstermeye başlasa da üretimde henüz bir girişim yoktu.

Bu arada Anadolu Sermayesi kendini göstermeye başladı. Anadolu Kaplanları ismiyle girişimler başladı ama henüz ülkeyi küresel temsil yeteneğinde ürün üretmekten yoksundu.

Kendi teknolojimize sahip olmak, yeni teknolojiler keşfetmek çok uzak görünüyordu.

Anadolu sanayicisi çok iyi kopya yapabilmekle övünüyordu.

TUSİAD 1979’da Ecevit hükümetine muhtıra vermişti.

Bu muhtıra gibi tavsiyeler Erbakan, Tansu Çiller 28 Şubat destekleri ile tavsiye şeklinde hükümetlere ayar vermeye devam ettiler.

Şimdi de devam etmek istiyorlar.

Ben TUSİAD ve üye şirketlerinden ne beklerdim

  • Öncelikle TUSİAD 1971 yılında kurulmasına rağmen yüz yıllık şirketlerin üyesi olduğu bir kuruluş olarak; Küresel Firmaların temsilcisi gibi değil de ülkemizi küresel düzeyde temsil edecek milli küresel markalarla milletin karşısına çıkmalarını isterdim.
  • Ürettikleri stratejik ürünlerle ülkemizi küresel ekonomide güçlü kılacak ekonominin lokomotifi olmalarını beklerdim.
  • Bazı üyelerin hem üniversiteleri hem de şirketleri var. Burada ülkemizin en iyi hocaları ve en iyi öğrencileri ile ülkemizin milli insan kaynakları politikasını yönlendirmelerini, ülkemizi global pazarda önder yapacak keşiflere imza atmalarını isterdim. Onlar sanki ülkemizin en değerli insan kaynaklarını küresel ekonomiye kazandıran bir kanal gibi çalıştıklarını düşünüyorum.
  • Yine profesyonel iş dünyasını temsilen devlete şikayet eden, tenkit eden, ayar veren bir güç olarak değil de devlete çözümler üreten, devletin ve milletin gelişmesini yönlendirmede etkili çözümlerin sahibi olmalarını isterdim. Bu aynı zaman da toplumun moralini yükseltecek geleceğe ve TUSİAD’a güvenle bakmasını sağlayacaktı.
  • Bugün maden kazaları, yangın ve diğer felaketler gibi konularda tenkitleri var. Haklılar da ancak bu çağrıyı ekonomiyi temsil eden güç olarak öncelikle üyelerinden başlamak üzere iş çevresine yapmaları gerekmez miydi?
  • Bu firmalar; kendi yöneticileri yönetime sadece şikâyetler üreten bir rapor verselerdi o yöneticiler hakkında nasıl davranırlardı? Ülkemizin büyük firmaları olarak kendi yönetim kurulu ve başkanına aba altından sopa göstererek adına tavsiye gibi düzenleyerek, ayar vermeleri yönetim biçimi açısından nasıl algılanırdı?
  • Burada doğru olarak katıldığım konular olsa bile böyle bir çözümü ve bu tip bir yöntemle kendi çalışanları onlara sunabilir miydi?
  • Bu ülkeyi stratejik bir konuma getirme hedefinde başarılı olamadan daha doğrusu iş dünyasını bile düzenleyecek ilke ve kurallarla ekonomide sonuçlar doğuramamışken, bu ülkenin kanunlarını, politikasını eleştirirken daha saygılı olunamaz mıydı?
  • TUSİAD, bu milletin karşısına güven veren, motivasyon sağlayan keşifler, üretimler, milli teknolojilerle çıksalardı milletin kafası daha net olmaz mıydı?
  • Sizlerin bu çıkışıyla milletin güven seviyesi ve morali daha da bozulmamış mıdır?
  • Milleti iktidar ve muhalefeti karşı karşıya getirmek TUSİAd’ın asli görevi midir? Görevi ise bu görevi kimden almıştır ve kimin adına kullanmıştır?
  • TUSİAD, çözüm üreten şirketlerin temsilcisi mi, yoksa şikayet eden bir organizasyon mudur?
  • Günümüz dünyasında genelde cahil ve fikir fukarası insanlar başkalarının eksiğini bularak, başkalarını küçük düşürerek yönetme eğilimindedir; TUSİAD yoksa entelektüel gelişimini tamamlamamış mıdır?
  • Güç, yönetmek için yeterli midir? Yeterli ise mafyadan, diktatör liderlerden monorşiden ne farkınız var?
  • Yoksa onlar gibi yaşayıp demokrasi şarkısı mı söylüyorsunuz?

TUSİAD’ın bu çıkışı ile tarihsel olarak yaptıkları gibi ufkumuzun köreltildiğini düşünüyorum.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (3)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Üretici
(17.02.2025 11:46 - #1870)
TUSİAD'ın yapması gerekenleri çok net bir şekilde özetlemişsiniz Tevfik Bey. Üreten bir topluma katkı vermek yerine ithal edilerek, yerli üretim gibi gösterilen bir bakış açısını bu kadar güzel bir dille anlatmanız, her okuyucu tarafından rahat bir şekilde anlaşılacaktır. Emeklerinize sağlık. Bu tür güzel yazılarınızın devamını diliyor, başarılarınızın daim olmasını temenni ediyorum.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Tuğrul Tol
(18.02.2025 19:16 - #1873)
Sevgili arkadaşım Tevfik Ovacık. Yazınızda TÜSİAD' ın SÖYLEDİĞİ ŞEYLERİN DOĞRU OLUP OLMADIĞI NDAN HİÇ BAHSETMEMİŞSİNİZ. Türk Sanayisini ve Sanayicilerini ve kurdukları derneği suçlamışsınız. TÜSİAD yıllardır hükümeti överken Eleştirince mi KÖTÜ OLDU?
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mahmut Ali
(18.02.2025 21:57 - #1875)
Eline emeğine sağlık kardeşim. İnanırmısın bu gün ikindinde sohbetimiz senin yazdıklarınka hemen hemen aynıydı. Gençlere KKTC den budama terzi makamları teyp radyo linet vs gelirdi dedim, gençlerden inanmayan vardı abine sor Lewis 501. 507 giymişmi dedim. Abisini aradı, abisi ilk kotunu Taşundan bir valizciden aldığını söyleyince, . Ortalık vay beye Allah Alllah seslerinden geçilmez oldu. Sonrada star TV ye falan geçtik.... sevgiler
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
https://jazziraes.com/ https://bramblesva.com/ https://seattledogresort.com/ https://bestlifecoachcollective.com/