Tevfik OVACIK
Köşe Yazarı
Tevfik OVACIK
 

Narince Hallerimiz

Narince Hallerimiz Narin kızımızı çuvala koydular, katlettiler… İsmini Narin koymuşlardı. Narin bir yaşamı olsun diye… Oysa ilkenin, insanlığın, adaletin, vicdanın ayaklar altına alındığı yerde narinlik ne kadar yaşayabilirdi ki? İlkelere uyan, adaleti yaşatmaya çalışan, vicdanı yücelten, tevazu sahibi insanların aptal sayılmaya çalışıldığı bir zamanda narinlik ne kadar yaşayabilirdi ki? Güce biat etmenin, menfaatleri doğru yanlış, adil, değil demeden, ahlaklı ahlaksız demeden üstelik başkalarının hakkını gasp etme pahasına ekipleşerek bölüşüldüğü bir çağda narinlik ne kadar yaşayabilirdi ki? Bir gün kişiliksiz, insanların haklarını başka güçlere yağcılık yaparak yiyen, diğer insanların haklarını hiçe sayan bir tanıdığımın oğlu olmuştu. İsmini Mert koymuştu İçimden geçirmiştim. Ne tuhaf; sahip olmadığı bir meziyeti oğluna bu ismi vererek kendini tatmin etmeye çalışıyor diye… Narin’inin durumu çok daha vahim… Anne, baba, kardeş, amca, akraba bir vahşice katledilerek öldürülen kız cinayetini, bir şeyleri adalete, vicdana, devlete insanlığa kumpas kurarak saklıyorlar… Sadece bir insanın vahşice katledilmesinden çok daha fazla bir şeyler. Susuyorlar… Organize bir şekilde delilleri yönlendirmişler. Anlaşıldığına göre kimin nasıl davranacağını konuşmuşlar… Bir tiyatro gibi oynuyorlar… bir gerçek… Gerçeği saklamak için işi sulandırıyorlar… Öyle böyle değil, bütün bir toplumla, yaşamla dalga geçercesine…. Müge Anlı programlarına kızıyorduk şimdi bütün toplum o tip bir olaydan fazlasını izliyor… Müge Anlı’nın programında yaşananlara çoğu zaman inanmıyor ya da hafife alıyorduk belki… Her şey tamam da anne babanın tavrı… İçler acısı!!! Fırsatını bulsalar belki de devlete dava açacaklar… İnsan olarak haklarımızı ihlal ediyorlar, kişisel yaşamımızı bütün topluma ifşa ettiler diye... Bir gün Çingen dediğimiz göçebe topluluk bizim köyde konaklamıştı. Birkaç hafta kaldılar… Civar köylülerin malları kaybolmaya başladı. Hatta birini fark etmişler suçüstü. Almak için onlara başvurduklarında köylüye saldırmışlardı. Bu sefer çok büyük arbede yaşandı. Jandarma olaya el koydu. Sorgulama devam ederken bunların eşleri dışarda bekliyordu. Onların da ifadesi alınacaktı. Birden bağırmalar olmaya başladı. Kadınlar kendilerini jiletliyorlar. Üstlerini başlarını yırtıyorlar. Her tarafları kan olmaya başladı. Bir taraftan da bağırıyorlar bize saldırdılar. Yetişin diye bağırıyor.   Mağduru oynamaya başladılar. Bu olayda şimdi bunlar da mağduru oynarlarsa hiç şaşırmayalım… Narince haller yanı başımızda… Bazen devlete karşı bazen başkalarına karşı haksız da olsak haklı görünmek için dayanışmalara şahit olmuşuzdur. Aileden devlete kadar benzer dayanışmalar toplumun her seviyesine çöreklenmiştir… Mahkemeye düştüğümüz anda tanıdık hâkim, savcı arayışımız bundan değil mi? Haksızlık yaptığımızda ya da suç işlediğimizde bizi sattı diye insanları yaftalamıyor muyuz? Çoğu zaman suçlu evladımızı, akrabamızı, mahallelimizi saklamıyor muyuz? Bilmiyoruz, görmedik, duymadık… Narin olayı tam bir kol kırılır yen içinde kalır olayı değil mi? Siyasette ne diye ekipleşirler? Faydaları bölüşürken ifşa olmamak için değil mi? İhaleler neden mümkün olduğunca gizli yapılır? Neden işe alımlar liyakatle yapılmaz? Neden işe girerken parti üyelikleri önemlidir? Özel veya devlet örgütlerinde neden ekipleşmeler olur? Hangi hakkı, vicdanı, insanı ve insanlığı aralarına almamak için değil mi? İnsanlar bazen haksızlıklara karşı organize olurlarken sonradan kendileri de hak gasplarına başlamıyor mu? Sivil toplum örgütlerinde neden klikler oluşur? Devletin kentin menfaatinin dışında kendi faydalarını mı gizlerler… Vatan, millet, inanç gibi narince amaçlarla gizlenmiş faydalar için mi? Koca medeni devletler baharı getireceğiz, barış demokrasi ve insan hakları gibi narince amaçlarla  Ortadoğu, Afrika, Ülkemize operasyon yapmıyorlar mı? Binlerce insan ölüyor, milyonlarcası göç ediyor… Gayet pişkince; özgürlük demokrasi, barışı koruyoruz medeniyet götürüyoruz Hangi güçler hangi amaçları gizliyor… Bireyden dünya düzenine Narin hallerimiz var… Sadece sevdiklerimize insanlığı, adaleti vicdanı, hakkı layık görme, Sadece faydalandığımız sürece insanları doğru, iyi, güvenilir olarak görme, Biat edenlere, bize kul olanlara, sesiniz çıkarmayanlara insanmış gibi davranma, Sevdiğimizin yakınımızın hatalarını yanlışlarını koruma diğerlerini öteki ilan etme, Makam, para, güce erişme adına başkalarını yok sayma, ezme, sindirme, ruhsal tacize tabii tutma, Hatta kendi insanlığımızı yok sayma, Bunu da zekilik uyanıklık olarak görme, İçimizdeki şeytanı koruma, dışımızdaki melekleri şeytan ilan etme Narince hallerimiz değil mi? Narin olayı belki de sosyolojik bir olayın sorgulanmasına vesile olacak… Belki de kendimizi de sorulama fırsatımız olur… Biz de iyi, ilkeli, inançlı dava adamı gibi Narin sıfatların gerisinde narinliklerimizi sorgular mıyız?  
Ekleme Tarihi: 16 Eylül 2024 - Pazartesi

Narince Hallerimiz

Narince Hallerimiz

Narin kızımızı çuvala koydular, katlettiler…

İsmini Narin koymuşlardı. Narin bir yaşamı olsun diye…

Oysa ilkenin, insanlığın, adaletin, vicdanın ayaklar altına alındığı yerde narinlik ne kadar yaşayabilirdi ki?

İlkelere uyan, adaleti yaşatmaya çalışan, vicdanı yücelten, tevazu sahibi insanların aptal sayılmaya çalışıldığı bir zamanda narinlik ne kadar yaşayabilirdi ki?

Güce biat etmenin, menfaatleri doğru yanlış, adil, değil demeden, ahlaklı ahlaksız demeden üstelik başkalarının hakkını gasp etme pahasına ekipleşerek bölüşüldüğü bir çağda narinlik ne kadar yaşayabilirdi ki?

Bir gün kişiliksiz, insanların haklarını başka güçlere yağcılık yaparak yiyen, diğer insanların haklarını hiçe sayan bir tanıdığımın oğlu olmuştu. İsmini Mert koymuştu İçimden geçirmiştim. Ne tuhaf; sahip olmadığı bir meziyeti oğluna bu ismi vererek kendini tatmin etmeye çalışıyor diye…

Narin’inin durumu çok daha vahim…

Anne, baba, kardeş, amca, akraba bir vahşice katledilerek öldürülen kız cinayetini, bir şeyleri adalete, vicdana, devlete insanlığa kumpas kurarak saklıyorlar…

Sadece bir insanın vahşice katledilmesinden çok daha fazla bir şeyler.

Susuyorlar…

Organize bir şekilde delilleri yönlendirmişler.

Anlaşıldığına göre kimin nasıl davranacağını konuşmuşlar…

Bir tiyatro gibi oynuyorlar… bir gerçek…

Gerçeği saklamak için işi sulandırıyorlar…

Öyle böyle değil, bütün bir toplumla, yaşamla dalga geçercesine….

Müge Anlı programlarına kızıyorduk şimdi bütün toplum o tip bir olaydan fazlasını izliyor… Müge Anlı’nın programında yaşananlara çoğu zaman inanmıyor ya da hafife alıyorduk belki…

Her şey tamam da anne babanın tavrı… İçler acısı!!!

Fırsatını bulsalar belki de devlete dava açacaklar… İnsan olarak haklarımızı ihlal ediyorlar, kişisel yaşamımızı bütün topluma ifşa ettiler diye...

Bir gün Çingen dediğimiz göçebe topluluk bizim köyde konaklamıştı. Birkaç hafta kaldılar… Civar köylülerin malları kaybolmaya başladı. Hatta birini fark etmişler suçüstü. Almak için onlara başvurduklarında köylüye saldırmışlardı. Bu sefer çok büyük arbede yaşandı. Jandarma olaya el koydu. Sorgulama devam ederken bunların eşleri dışarda bekliyordu. Onların da ifadesi alınacaktı. Birden bağırmalar olmaya başladı. Kadınlar kendilerini jiletliyorlar. Üstlerini başlarını yırtıyorlar. Her tarafları kan olmaya başladı. Bir taraftan da bağırıyorlar bize saldırdılar. Yetişin diye bağırıyor.   Mağduru oynamaya başladılar.

Bu olayda şimdi bunlar da mağduru oynarlarsa hiç şaşırmayalım…

Narince haller yanı başımızda…

Bazen devlete karşı bazen başkalarına karşı haksız da olsak haklı görünmek için dayanışmalara şahit olmuşuzdur.

Aileden devlete kadar benzer dayanışmalar toplumun her seviyesine çöreklenmiştir…

Mahkemeye düştüğümüz anda tanıdık hâkim, savcı arayışımız bundan değil mi?

Haksızlık yaptığımızda ya da suç işlediğimizde bizi sattı diye insanları yaftalamıyor muyuz?

Çoğu zaman suçlu evladımızı, akrabamızı, mahallelimizi saklamıyor muyuz?

Bilmiyoruz, görmedik, duymadık…

Narin olayı tam bir kol kırılır yen içinde kalır olayı değil mi?

Siyasette ne diye ekipleşirler? Faydaları bölüşürken ifşa olmamak için değil mi?

İhaleler neden mümkün olduğunca gizli yapılır?

Neden işe alımlar liyakatle yapılmaz?

Neden işe girerken parti üyelikleri önemlidir?

Özel veya devlet örgütlerinde neden ekipleşmeler olur?

Hangi hakkı, vicdanı, insanı ve insanlığı aralarına almamak için değil mi?

İnsanlar bazen haksızlıklara karşı organize olurlarken sonradan kendileri de hak gasplarına başlamıyor mu?

Sivil toplum örgütlerinde neden klikler oluşur?

Devletin kentin menfaatinin dışında kendi faydalarını mı gizlerler…

Vatan, millet, inanç gibi narince amaçlarla gizlenmiş faydalar için mi?

Koca medeni devletler baharı getireceğiz, barış demokrasi ve insan hakları gibi narince amaçlarla  Ortadoğu, Afrika, Ülkemize operasyon yapmıyorlar mı?

Binlerce insan ölüyor, milyonlarcası göç ediyor…

Gayet pişkince; özgürlük demokrasi, barışı koruyoruz medeniyet götürüyoruz

Hangi güçler hangi amaçları gizliyor…

Bireyden dünya düzenine Narin hallerimiz var…

Sadece sevdiklerimize insanlığı, adaleti vicdanı, hakkı layık görme,

Sadece faydalandığımız sürece insanları doğru, iyi, güvenilir olarak görme,

Biat edenlere, bize kul olanlara, sesiniz çıkarmayanlara insanmış gibi davranma,

Sevdiğimizin yakınımızın hatalarını yanlışlarını koruma diğerlerini öteki ilan etme,

Makam, para, güce erişme adına başkalarını yok sayma, ezme, sindirme, ruhsal tacize tabii tutma,

Hatta kendi insanlığımızı yok sayma,

Bunu da zekilik uyanıklık olarak görme,

İçimizdeki şeytanı koruma, dışımızdaki melekleri şeytan ilan etme

Narince hallerimiz değil mi?

Narin olayı belki de sosyolojik bir olayın sorgulanmasına vesile olacak…

Belki de kendimizi de sorulama fırsatımız olur…

Biz de iyi, ilkeli, inançlı dava adamı gibi Narin sıfatların gerisinde narinliklerimizi sorgular mıyız?

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Emin Güleç
(16.09.2024 13:51 - #1676)
Toplumsal soruna; ironi ve metaforla duygusallık karışımı özel ve güzel betimleyerek anlatımla yaklaşımı, teşekkürle tebrikle Yüreğinize, Düşüncelerinize teşekkür ediyorum. Sağ Olasınız.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 blossomtips.com