Tevfik OVACIK
Köşe Yazarı
Tevfik OVACIK
 

Yaşam Yolumuzda Geçiş Üstünlükleri Ve Normallerimiz

Yaşam Yolumuzda Geçiş Üstünlükleri Ve Normallerimiz Yaşamımız ilkelerle ve kurallarla düzenlenmiştir. Yasalar, dini değerler, geleneklerdeki bu ilkeler yaşamımızın referans noktalarıdır. Bazı hallerde bunlar ihlal edilebilir. Kanunlarda geleneklerde, dini referanslarda bunlar belirtilmiştir. Bunlar olağanüstü durumlardır. Kural haline getirilmesi sakıncalıdır. Eğer ihlal sürekli hale gelirse düzeni bozar esas kuralların varlık sebebi ortadan kalkar. Kaos ve anarşi doğar. Geçiş üstünlüğü kavramı genelde trafikte kullanılır. Ben de konuyu trafikten alarak yaşam yolumuza uyarlamak istedim. Sonuçta aile olsun, toplum olsun, şirket, devlet kurumları olsun hepsi bir süreç, yaşam yolumuzun bir parçası ve hepsi bir şekilde yaşam trafiğimizin ana ve tali yolları. Trafikte geçiş üstünlüğü olan araçlar; Genel olarak acil hasta veya yaralı taşıyan ambulans ve özel araçlar, Organ ve doku taşıyan araçlar İtfaiyeler Polis, jandarma benzeri kamu görevi yapan kişilerin kullandığı araçlar Kar ya da buz mücadelesi yapan araçlar Bunların geçiş hakkı kurallara bağlanmış olarak kanunlar ve yönetmeliklerle belirlenmiştir. Yönetmelikte de açıkça belirtildiği üzere, geçiş üstünlüğü olan araçlar yalnızca acil müdahale gerektiren durumlarda ve yönetmelikte belirlenen ışık ve ses işaretlerini kullandıkları sürece yol hakkına sahiptir; görevli olmaları geçiş üstünlüğüne sahip olmak için yeterli değildir. Belki de bu kurallardaki can alıcı nokta bu; Kanun ve yönetmelikler dışında bu hak kullanılamaz. Keyfi değildir. Burada acil olma durumu nirengi noktasıdır. Kuralların istisna halleridir. Asıl olarak; bireyden topluma, şirketten devlete beklenen yönetim ve yaşam şekli ilkeler üzerine davranmaktır. Bireyden toplumsal değerlere uymaları ama bu değerlerle de korunmaları beklenir. Ailenin kendine has değerleri vardır. Saygı, sevgi, paylaşım, tamamlanma ve tamamlama, işbirliği… İhlal edilen acil durum halleri ile beraber hoş görülen tarafı vardır ama asıl olan samimiyet ikliminde saygı ve sevgidir… Devletten beklenen adil, liyakate dayalı güven uyandıran bir yönetimdir. Kurallar koyan ama kendi koyduğu bu kurallara uyan ve uyduran bir yapısı vardır. Olağan üstü halleri vardır. Bu anda geçiş üstünlüğü olan haller olabilir ama bu geçicidir.  Kurallar devletin bütün kurumlarını ve kişileri bağlar. Kural olarak, devletin başkanı başta olmak üzere vatandaşlara kadar hepimizi bağlayan kurallardır. Kimse daha önemli bir yerde çalıştığı için bu kuralları ihlal edemez. Mesela Çakarlı lambalarla öncelik hakkı varmış gibi trafiği istismar edenler çoğu zaman cezalarını görmekteler. Adil olma özelliği kaybolan devlet ya da herhangi bir yönetim anarşi kaynağıdır. Çünkü herkes geçiş üstünlüğü sağlamaya çalışan bir çabaya bürünebilir. Aksine makam mevki, güç sahiplerinden örnek haller bekleriz.  Hatta makam ve mevki arttıkça tevazuda derinlik bekleriz… Mesela devlet yönetiminde bulunanların makamı artıkça derinleşen tevazuu ve hallerine yansıyan örnek davranışlarının yönetimin iklimi olacağına inanırız… Yargımızın halinde vicdanımızın derinliğini seyretmek isteriz. İlke ve kuraları uygulamada gösterilmesi gereken hassasiyetin zayıflık değil disiplinin kudretli sınırları olduğuna inanırız. Vicdani ve ahlaki disiplinin kaba güçle gösterilen disiplinden hem daha güçlü hem de daha erdemli olduğuna inanırız… Çünkü bir insanın, toplumun kendi kurallarını koyması ve buna en çok riayet edenin kendisi olması medeni yaşamın da giriş kapısıdır. Kurallar koymak ve kurallara uymada öncülük yapmak güçlü ve kültüre bürünmüş iradenin sonucudur. Sürdürülebilir kaliteli yaşamın da ön koşulu budur. Peki, neden olmuyor? Çünkü kural koyucular öncelikle kendileri ilke ve kurallara riayet etmiyorlar. Hatta makam ve mevki yükseldikçe kuralları ihlal edebilirmiş gibi bir hale bürünüyorlar. Güç ve makam yükseldikçe kuralları ve ilkeleri ihlal etmeleri hoşgörü ile karşılanması gerekli gibi de bir beklentileri oluyor. İşte dananın kuyruğu burada kopuyor. İnsanların makamları ve mevkileri yükseldikçe onların ilke ihlallerini hoş gören faydacı bir grup peyda oluyor. Başlangıç dar bir çevre olan dalkavuk ve yardakçı bu grup daha sonra yandaşların çoğalması ile kuralları tamamen önemsiz kılmaya başlıyor. Daha da ileri giden bir grup yönetimin makam ve mevkiini suiistimal ederek kendi bekaları için artık o organizasyonun asalakları haline gelerek hiyerarşik yapının anlamsızlaşmasına sebep oluyor. O zaman da geçiş üstünlüğü organizasyonun amacı olan işi aşıyor. Artık belirli insanların grupların faydası kurum içinde geçiş üstünlüğüne sahip oluyor. Sonuç her kurumun içinde asıl amacı gerçekleştirme yanında kendi hedeflerini gerçekleştirmek isteyen küçükten başlamak üzere bazen kurumu ele geçirecek paralel yönetim odakları, sistemi kaosa sürüklüyorlar… Ve devlette, yargıda, bürokraside, şirketlerde: tanıdığım var, sana bir kolaylık tanıyalım, mahkemede birini buldum yırttım, bizimkiler beni atadı, bir çeşit tanıdıklarla elde edilen ya da elde edilmek istenen geçiş üstünlükleri; Devletten beklediğimiz adil yönetimi, yargının vicdani temsilini itibarsızlaştırıyor, gücün tevazuu terk ederek çırılçıplak kalan vahşi çirkinliği, takvayı kaybetmiş din temsilcilerinin inançlarımızı boşaltması, hep bu sahte geçiş üstünlüğü yakalama çabamızdan kaynaklanıyor. Sürdürülebilir adalet, iş güvenliği, sağlık, inanç, kaliteli yaşam, kaliteye olan güven, ahlak, edep, ilke yaşam biçimimiz olamıyorsa hakkımız olmayan ama bir çeşit kullandığımız geçiş üstünlüklerinin sonucu değil mi?  
Ekleme Tarihi: 10 Temmuz 2024 - Çarşamba

Yaşam Yolumuzda Geçiş Üstünlükleri Ve Normallerimiz

Yaşam Yolumuzda Geçiş Üstünlükleri Ve Normallerimiz

Yaşamımız ilkelerle ve kurallarla düzenlenmiştir. Yasalar, dini değerler, geleneklerdeki bu ilkeler yaşamımızın referans noktalarıdır.

Bazı hallerde bunlar ihlal edilebilir. Kanunlarda geleneklerde, dini referanslarda bunlar belirtilmiştir.

Bunlar olağanüstü durumlardır. Kural haline getirilmesi sakıncalıdır.

Eğer ihlal sürekli hale gelirse düzeni bozar esas kuralların varlık sebebi ortadan kalkar.
Kaos ve anarşi doğar.

Geçiş üstünlüğü kavramı genelde trafikte kullanılır.

Ben de konuyu trafikten alarak yaşam yolumuza uyarlamak istedim.

Sonuçta aile olsun, toplum olsun, şirket, devlet kurumları olsun hepsi bir süreç, yaşam yolumuzun bir parçası ve hepsi bir şekilde yaşam trafiğimizin ana ve tali yolları.

Trafikte geçiş üstünlüğü olan araçlar;

  • Genel olarak acil hasta veya yaralı taşıyan ambulans ve özel araçlar,
  • Organ ve doku taşıyan araçlar
  • İtfaiyeler
  • Polis, jandarma benzeri kamu görevi yapan kişilerin kullandığı araçlar
  • Kar ya da buz mücadelesi yapan araçlar

Bunların geçiş hakkı kurallara bağlanmış olarak kanunlar ve yönetmeliklerle belirlenmiştir. Yönetmelikte de açıkça belirtildiği üzere, geçiş üstünlüğü olan araçlar yalnızca acil müdahale gerektiren durumlarda ve yönetmelikte belirlenen ışık ve ses işaretlerini kullandıkları sürece yol hakkına sahiptir; görevli olmaları geçiş üstünlüğüne sahip olmak için yeterli değildir.

Belki de bu kurallardaki can alıcı nokta bu;

Kanun ve yönetmelikler dışında bu hak kullanılamaz. Keyfi değildir.

Burada acil olma durumu nirengi noktasıdır.

Kuralların istisna halleridir.

Asıl olarak; bireyden topluma, şirketten devlete beklenen yönetim ve yaşam şekli ilkeler üzerine davranmaktır.

Bireyden toplumsal değerlere uymaları ama bu değerlerle de korunmaları beklenir.

Ailenin kendine has değerleri vardır. Saygı, sevgi, paylaşım, tamamlanma ve tamamlama, işbirliği…

İhlal edilen acil durum halleri ile beraber hoş görülen tarafı vardır ama asıl olan samimiyet ikliminde saygı ve sevgidir…

Devletten beklenen adil, liyakate dayalı güven uyandıran bir yönetimdir. Kurallar koyan ama kendi koyduğu bu kurallara uyan ve uyduran bir yapısı vardır. Olağan üstü halleri vardır. Bu anda geçiş üstünlüğü olan haller olabilir ama bu geçicidir.  Kurallar devletin bütün kurumlarını ve kişileri bağlar.

Kural olarak, devletin başkanı başta olmak üzere vatandaşlara kadar hepimizi bağlayan kurallardır. Kimse daha önemli bir yerde çalıştığı için bu kuralları ihlal edemez.

Mesela Çakarlı lambalarla öncelik hakkı varmış gibi trafiği istismar edenler çoğu zaman cezalarını görmekteler. Adil olma özelliği kaybolan devlet ya da herhangi bir yönetim anarşi kaynağıdır. Çünkü herkes geçiş üstünlüğü sağlamaya çalışan bir çabaya bürünebilir.

Aksine makam mevki, güç sahiplerinden örnek haller bekleriz. 

Hatta makam ve mevki arttıkça tevazuda derinlik bekleriz…

Mesela devlet yönetiminde bulunanların makamı artıkça derinleşen tevazuu ve hallerine yansıyan örnek davranışlarının yönetimin iklimi olacağına inanırız…

Yargımızın halinde vicdanımızın derinliğini seyretmek isteriz.

İlke ve kuraları uygulamada gösterilmesi gereken hassasiyetin zayıflık değil disiplinin kudretli sınırları olduğuna inanırız.

Vicdani ve ahlaki disiplinin kaba güçle gösterilen disiplinden hem daha güçlü hem de daha erdemli olduğuna inanırız…

Çünkü bir insanın, toplumun kendi kurallarını koyması ve buna en çok riayet edenin kendisi olması medeni yaşamın da giriş kapısıdır.

Kurallar koymak ve kurallara uymada öncülük yapmak güçlü ve kültüre bürünmüş iradenin sonucudur.

Sürdürülebilir kaliteli yaşamın da ön koşulu budur.

Peki, neden olmuyor?

Çünkü kural koyucular öncelikle kendileri ilke ve kurallara riayet etmiyorlar.

Hatta makam ve mevki yükseldikçe kuralları ihlal edebilirmiş gibi bir hale bürünüyorlar.

Güç ve makam yükseldikçe kuralları ve ilkeleri ihlal etmeleri hoşgörü ile karşılanması gerekli gibi de bir beklentileri oluyor.

İşte dananın kuyruğu burada kopuyor.

İnsanların makamları ve mevkileri yükseldikçe onların ilke ihlallerini hoş gören faydacı bir grup peyda oluyor. Başlangıç dar bir çevre olan dalkavuk ve yardakçı bu grup daha sonra yandaşların çoğalması ile kuralları tamamen önemsiz kılmaya başlıyor.

Daha da ileri giden bir grup yönetimin makam ve mevkiini suiistimal ederek kendi bekaları için artık o organizasyonun asalakları haline gelerek hiyerarşik yapının anlamsızlaşmasına sebep oluyor.

O zaman da geçiş üstünlüğü organizasyonun amacı olan işi aşıyor. Artık belirli insanların grupların faydası kurum içinde geçiş üstünlüğüne sahip oluyor.

Sonuç her kurumun içinde asıl amacı gerçekleştirme yanında kendi hedeflerini gerçekleştirmek isteyen küçükten başlamak üzere bazen kurumu ele geçirecek paralel yönetim odakları, sistemi kaosa sürüklüyorlar…

Ve devlette, yargıda, bürokraside, şirketlerde: tanıdığım var, sana bir kolaylık tanıyalım, mahkemede birini buldum yırttım, bizimkiler beni atadı, bir çeşit tanıdıklarla elde edilen ya da elde edilmek istenen geçiş üstünlükleri;

Devletten beklediğimiz adil yönetimi, yargının vicdani temsilini itibarsızlaştırıyor, gücün tevazuu terk ederek çırılçıplak kalan vahşi çirkinliği, takvayı kaybetmiş din temsilcilerinin inançlarımızı boşaltması, hep bu sahte geçiş üstünlüğü yakalama çabamızdan kaynaklanıyor.

Sürdürülebilir adalet, iş güvenliği, sağlık, inanç, kaliteli yaşam, kaliteye olan güven, ahlak, edep, ilke yaşam biçimimiz olamıyorsa hakkımız olmayan ama bir çeşit kullandığımız geçiş üstünlüklerinin sonucu değil mi?

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 blossomtips.com