KIZ ALIP VERME
DÜNÜR
Bilindiği gibi, her gencin hayalinde evlenme arzusu vardır. Ben de 1929 yılında yaşanmış bir evlilik olayının nasıl başlayıp ve geliştiğini sizlere anlatacağım.
Hayat bir bitim noktası olmayan yoldur, yalnız yaşayanlar için ise hayat, çekilmesi zor olan bir yoldur.
Atalarımız "Yuvayı dişi guş yapar." demişler. Ama Yörüklerde olay farklıdır. 15-16 yaşına gelen kız ve erkek evlilik çağına gelmiş demektir.
İki gencin dağda davar güderken, tarlada ekin biçerken, çeşme başında tuluk doldururken, bakışmalarla işaretleşmelerle, oracık da karılan evcilik harcı atılır ve aylarca, yıllarca sürer. Kız, oğlanı seviyorsa, ona mendil işler yollar. Oğlan askere gidecek ama sevdiği kızdan, kendini asker dönüşüne kadar bekleyip beklemeyeceğini sorduğunda, kız ne kadar olumlu cevap verirse versin inanmaz. Askerlik günü gelir kızla görüşür. Kız oğlana ipeklerle işlediği bir çıra kesesi, bir de para kesesi verir.
Memleketi özlersen, çıra kesesinin içindeki orman havası veren çıraları koklarsın. Para kesesine konulan metelik uğur parasıdır. Askerlik bitip, memlekete gelince de, dünür kaldırma işi başlar. Büyükler kendi aralarında konuşur. Amca, dayı, dede, baba gibi büyükler, dünüre giderler. Bu kişilere "dünür adamı" denir. Dünüre perşembe ya da pazartesi gitmek alışkanlıktır. Dünüre gidildiği gün oğlan tarafı torbaya bir tuz koyar. Tuz bitinceye kadar, mallarına ve canlarına bir şey olursa kız yaramadı(uğursuz) geldi diye iş bozulur. Kızın gönlü varsa gelen dünürcülerin ayakkabılarının ucunu kapının içine doğru, istemiyorsa dışa doğru çevirir. Onu ne anlama geldiğini ayakkabılarını giyenler bilir. Dünürden birisi söze başlarken, "Yedik, içtik, ne siz sordunuz, ne biz söyledik, geliş sebebimizi. Allah'ın emri, Peygamber efendimizin kavliyle, oğlumuz Ali'den, gızınız Ayşe'ye dünürüz" der. Ev sahibi hemen cevap vermemek için "Siz gidin, biz kendi aramızda konuşalım, size haber veririz" der. İkinci dünür pek olumlu olmaz. "Gız evi naz evidir” Üçüncü dünüre gidilirken konuşulur, “Bugün dananın kuyruğu kopacak mı, kopmayacak mı?" (İşin sonucu) Kız babası veriyorsa "İşiniz hayırlı olsun", vermiyorsa "sizin aradığınız bizde yok" der. Oğlan tarafı “Biz bir çalı taşlayıcısıyız, çulumuzu başkasının üstüne silkeriz." derler ve kalkarlar.
Kız verilmişse; oğlan evine haber gider. Kadınlar çörek, lokum getirirler, kız el öper, yenilir içilir buna “ağız tadı" denir. Oğlan, kız evine gelmez. Nişan düğün günleri ayarlanır. Buna da “ara kesme" denir.
NİŞAN-ASBAP
Belirlenen bir günde kız evinde nişan yapılır. Oğlan evine gelen misafirler davul eşliğinde, gelin kıza alınan kıyafetler (asbap) bir bohça içinde, bohçanın üstüne al örtülü, başlarına alarak kız evine gelirler. Kız anası veya kız kardeşi, bahşiş vererek bohçayı alır. Davul çalar, gençler oynar, yeni çiftlere ziynet (takı) takılır, avayıt (hediyeler) verilir. Nişan son bulur.
BAYRAK DİKME
Düğünden bir gün önce oğlan evine bayrak dikilir. Yemekler hazırlanır. Öğlen namazından sonra, oğlan evine toplanılır. Yaş bir ağacın en uzunu kesilerek tepesine bir portakal takılır. Bayrak ucuna bağlanır, yemek için kesilen keçinin kanına ağacın arkası batırılır. Gelen erkekler dua ederek bayrağı kaldırır, bu törene "bayrak kaldırma" denir. Evin en yüksek yerine dikilir, buna da "bayrak dikme" denir.
Devamı var…