Tevfik OVACIK
Köşe Yazarı
Tevfik OVACIK
 

Felaket Çıkaran İçimizdeki Öteki Bakış Açısı

Felaket Çıkaran İçimizdeki Öteki Bakış Açısı Öncelikle Bolu Kartalkaya Turizm Merkezi Yangın faciası ve Konya’da yıkılan üç katlı bina için hepimize geçmiş olsun. Ölenlerimize Allah rahmet eylesin, yaralılarımıza şifalar, yakınlarına ve bütün milletimize sabırlar diliyorum. Geçmiş olsun. Yangın tamamen daha sönmemişti ki bakanlık ve belediye yetkilileri kendi içlerine düşen ateşi söndürmeye koyuldular. Yangına karşı önlemi alamadık ama başlarına ve koltuklarına gelebilecek herhangi bir zarara karşı savunma duvarları örmek için var güçleriyle çabaladılar. İktidar yetkilisi ve muhalefet tarafları da var güçleri ile bu duvara taş taşıdılar. İşletme sahibi de boş durmadı o da çalışanlarını suçlayıverdi sanki ödeme yetkisi ve kararı onlarınmış gibi… Bu savrulmalar karşısında acaba aklıselim ile gerçek problemi ne kadar analiz edebileceğiz? Gerçekten bu felaket sadece birkaç tarafın ihmalinden mi kaynaklanıyor? Bizler mesela uzaktan televizyon, gazete sosyal medyadan felaketi izlerken en sorumsuz tarafı mı temsil ediyorduk? İşletme sahibi İtfaiyeden önce rapor isteyip uygunsuzluk tespit edilince de denetim başvurusunu geri çekerken acaba sadece tek başına kendisini mi temsil ediyordu? Acaba toplum olarak bizlerin içerisinde bu tip insanlar yok mu? Mesela arabada emniyet kemerini polisten ceza yememek için takan sürücülerimiz bu duruma benzemiyor mu? İşletmeler iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili gerekli yatırımı yapsa bile onu kullanma isteğimiz yok. Hatta kullanmayı ret ediyoruz.  Mesela baret takmıyor, emniyet kemeri kullanmıyoruz. Kullansak bile göstermelik kısa süreli kullanıyoruz. Araç muayeneye giderken son anda kontrol için malzemeleri tedarik eden ya da arkadaşından ödünç alan insanlarımızla bu otel sahibinin arasında benzerlik yok mu? İnşaat yaparken daha çok inşaat alanı elde etmek için imar yetkililerini zorlayan, imara uygun olmayan yerlere imar isteyenlerin hiç mi sorumluluğu yok? Sahip olduğumuz organizasyonları liyakatle donatmamız gerekirken amca dayı, yakın tanıdıkla iş bulmaya çalışan bizlerin sorumluluğu yok mu? Tabii ki imar verirken alt yapıyı hazırlamadan inşaat yapımına yol veren, izin verilmezse bir ucundan başlamak için şartları zorlayan belediyeler ve vatandaşlarımızın hiç mi suçu yok? Gelelim devlete; Bir yeri turizm merkezi ilan ederken bir merkezin gereklerini yerine getirmeden neden tesisleşiyoruz? Sadece işletmeler mi iş güvenliği ve sağlığı ile ilgili gerekenleri yapmalı? Mesela turizm merkezlerinde, mevsimlik bile olsa itfaiye şubeleri kurulamaz mı? Turizm merkezlerinin sağlık problemlerini çözecek sağlık kurumları oluşturulamaz mı? Turizm bakanlığı denetleme yaparken neden sürdürülebilir standartları hedeflemiyor? Denetim neden ve puanlamalar yapılırken; termal turizm, kayak merkezi, sahil turizmi, dağ turizmi, şehir turizmi gibi alanlara göre ağırlıklı denetim sistemi kuramıyor? Örnek: termal turizmde yatırımcı otele on milyon dolar yatırım yaparken, termal bölümüne beş milyon dolar gibi bir yatırım yapıyor ama denetlenirken sadece normal turizm gibi paunlanıyor yani ek beş milyon doların önemi kalmıyor… Yıldızlı otellerle yıldızlıymış gibi çalışan otellerin denetimindeki haksız rekabeti devlet neden önlemiyor. Her şey tam kuralına göre uygulayan işletme sahipleri merdiven altı yatırımlarla rekabet ederken haksız rekabete maruz kalmaları neden engellenemiyor? Yatırım yapan ve vergi veren işletmeler cezalandırılmış olmuyor mu? Neden denetimler düzeltme geliştirme amacı ile yapılmıyor da ceza amacı ile yapılıyor? Ya da şeklen yerine getirilmiş yani kanuna uydurulmuş sorumluluklar neden özde var mı yok mu denetlenmiyor? Bir Kaymakam Avrupa’nın en büyük yolu olmayan liman yatırımı için her şey kanuna uygun demişti Ben uygun mu uydurulmuş mu? Diye sorunca cevapsız kalmıştım… Kartalkaya olayında itfaiye kendisinin tespit ettiği uygunsuzlukların neden peşine düşmedi? Belediye olarak itfaiye gibi bir kurumun tespit ettiği uygunsuzlukları, firma sahibi denetimi geri istediğinde,  bunu muhalefet olarak gerekli yerlere neden başvurmadı? Etkili muhalefet örneği olarak biz uygunsuzluk bulduk ama bizi atlayarak başka ilişkilerle yapay çözümler buluyorlar diye yaygarayı koparsaydı daha etkili bir sorumluluk örneği gösterilemez miydi? Belki yangın anında basın karşısına geçip savunma fedaisi gibi savunma yapılacağına aktif ve etkili aksiyonla yangın öncesi bir çıkış yapsaydı nasıl bir sonuç olurdu? Misafir olarak bizler neden otellere gittiğimizde sadece fiyata bakıyoruz? Otelin yangın, sağlık ve diğer güvenlik sistemlerini neden kontrol etmiyoruz? Odalarda duman dedektörlerini sigara dumanında ötüyor diye neden otel yönetiminden sistemin kapatılmasını istiyoruz? Bütün bunlara baktığımız zaman, iş sağlığı ve güvenliğini biz toplum olarak çok da yaşam biçimi olarak kabul etmiyoruz. Eğer iş sağlığı ve güvenliği bir organizasyonda başarılı bir şekilde kullanılacaksa bunun istisnası olmaz herkesin bir bütün olarak bu sistemi yaşam biçimi haline getirmesi lazım. Yani iş sağlığı ve güvenliğini kültürel halimize dönüştüremiyoruz. Standart neden olmuyor diye hesap soruyoruz ama bizzat kendimiz riayet etmiyoruz. Şeklen bazı kurallara uyuyoruz. Rol yapıyoruz. Ama bir türlü yaşam biçimi haline getiremiyoruz. İşin ruhuna bir türlü sahip olamıyoruz. Öyle bir yaşıyoruz ki; biz sanki bütün standartların yaşamdaki temsilcisiyiz ama başkaları hiç kurallara uymuyor. Oysa hepimizin içinde felaketi çıkaran bir öteki var. Üstelik kendi yanlışlarımıza ortak arıyoruz gibi davranıyoruz.. Herkes suçlu biz haklıyız ama doğru bir türlü yaşam bulamıyor. Biz önce içimizdeki ötekini etkisiz kılmalıyız, diye düşünüyorum. Toplumsal ve bireysel öz eleştirilere ihtiyacımız var. Şimdi suçladık hatta gücümüzü kullanarak birilerini hapse attık ama sorun yine çözülmeyecek. Çünkü biz olayı çözmedik suçlu ilan ettik her zamanki gibi. Böyle olunca da felaket musibet olmaktan çıkıyor yaşamımızın bir parçası haline geliyor. Hatta bazılarını suçlu hale getirmek için arsız silahlarımız oluyor.  
Ekleme Tarihi: 28 Ocak 2025 - Salı

Felaket Çıkaran İçimizdeki Öteki Bakış Açısı

Felaket Çıkaran İçimizdeki Öteki Bakış Açısı

Öncelikle Bolu Kartalkaya Turizm Merkezi Yangın faciası ve Konya’da yıkılan üç katlı bina için hepimize geçmiş olsun.

Ölenlerimize Allah rahmet eylesin, yaralılarımıza şifalar, yakınlarına ve bütün milletimize sabırlar diliyorum.

Geçmiş olsun.

Yangın tamamen daha sönmemişti ki bakanlık ve belediye yetkilileri kendi içlerine düşen ateşi söndürmeye koyuldular.

Yangına karşı önlemi alamadık ama başlarına ve koltuklarına gelebilecek herhangi bir zarara karşı savunma duvarları örmek için var güçleriyle çabaladılar.

İktidar yetkilisi ve muhalefet tarafları da var güçleri ile bu duvara taş taşıdılar.

İşletme sahibi de boş durmadı o da çalışanlarını suçlayıverdi sanki ödeme yetkisi ve kararı onlarınmış gibi…

Bu savrulmalar karşısında acaba aklıselim ile gerçek problemi ne kadar analiz edebileceğiz?

Gerçekten bu felaket sadece birkaç tarafın ihmalinden mi kaynaklanıyor?

Bizler mesela uzaktan televizyon, gazete sosyal medyadan felaketi izlerken en sorumsuz tarafı mı temsil ediyorduk?

İşletme sahibi İtfaiyeden önce rapor isteyip uygunsuzluk tespit edilince de denetim başvurusunu geri çekerken acaba sadece tek başına kendisini mi temsil ediyordu?

Acaba toplum olarak bizlerin içerisinde bu tip insanlar yok mu?

Mesela arabada emniyet kemerini polisten ceza yememek için takan sürücülerimiz bu duruma benzemiyor mu?

İşletmeler iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili gerekli yatırımı yapsa bile onu kullanma isteğimiz yok. Hatta kullanmayı ret ediyoruz.  Mesela baret takmıyor, emniyet kemeri kullanmıyoruz. Kullansak bile göstermelik kısa süreli kullanıyoruz.

Araç muayeneye giderken son anda kontrol için malzemeleri tedarik eden ya da arkadaşından ödünç alan insanlarımızla bu otel sahibinin arasında benzerlik yok mu?

İnşaat yaparken daha çok inşaat alanı elde etmek için imar yetkililerini zorlayan, imara uygun olmayan yerlere imar isteyenlerin hiç mi sorumluluğu yok?

Sahip olduğumuz organizasyonları liyakatle donatmamız gerekirken amca dayı, yakın tanıdıkla iş bulmaya çalışan bizlerin sorumluluğu yok mu?

Tabii ki imar verirken alt yapıyı hazırlamadan inşaat yapımına yol veren, izin verilmezse bir ucundan başlamak için şartları zorlayan belediyeler ve vatandaşlarımızın hiç mi suçu yok?

Gelelim devlete;

Bir yeri turizm merkezi ilan ederken bir merkezin gereklerini yerine getirmeden neden tesisleşiyoruz?

Sadece işletmeler mi iş güvenliği ve sağlığı ile ilgili gerekenleri yapmalı?

Mesela turizm merkezlerinde, mevsimlik bile olsa itfaiye şubeleri kurulamaz mı?

Turizm merkezlerinin sağlık problemlerini çözecek sağlık kurumları oluşturulamaz mı?

Turizm bakanlığı denetleme yaparken neden sürdürülebilir standartları hedeflemiyor?

Denetim neden ve puanlamalar yapılırken; termal turizm, kayak merkezi, sahil turizmi, dağ turizmi, şehir turizmi gibi alanlara göre ağırlıklı denetim sistemi kuramıyor?

Örnek: termal turizmde yatırımcı otele on milyon dolar yatırım yaparken, termal bölümüne beş milyon dolar gibi bir yatırım yapıyor ama denetlenirken sadece normal turizm gibi paunlanıyor yani ek beş milyon doların önemi kalmıyor…

Yıldızlı otellerle yıldızlıymış gibi çalışan otellerin denetimindeki haksız rekabeti devlet neden önlemiyor.

Her şey tam kuralına göre uygulayan işletme sahipleri merdiven altı yatırımlarla rekabet ederken haksız rekabete maruz kalmaları neden engellenemiyor? Yatırım yapan ve vergi veren işletmeler cezalandırılmış olmuyor mu?

Neden denetimler düzeltme geliştirme amacı ile yapılmıyor da ceza amacı ile yapılıyor?

Ya da şeklen yerine getirilmiş yani kanuna uydurulmuş sorumluluklar neden özde var mı yok mu denetlenmiyor?

Bir Kaymakam Avrupa’nın en büyük yolu olmayan liman yatırımı için her şey kanuna uygun demişti

Ben uygun mu uydurulmuş mu? Diye sorunca cevapsız kalmıştım…

Kartalkaya olayında itfaiye kendisinin tespit ettiği uygunsuzlukların neden peşine düşmedi?

Belediye olarak itfaiye gibi bir kurumun tespit ettiği uygunsuzlukları, firma sahibi denetimi geri istediğinde,  bunu muhalefet olarak gerekli yerlere neden başvurmadı? Etkili muhalefet örneği olarak biz uygunsuzluk bulduk ama bizi atlayarak başka ilişkilerle yapay çözümler buluyorlar diye yaygarayı koparsaydı daha etkili bir sorumluluk örneği gösterilemez miydi? Belki yangın anında basın karşısına geçip savunma fedaisi gibi savunma yapılacağına aktif ve etkili aksiyonla yangın öncesi bir çıkış yapsaydı nasıl bir sonuç olurdu?

Misafir olarak bizler neden otellere gittiğimizde sadece fiyata bakıyoruz?

Otelin yangın, sağlık ve diğer güvenlik sistemlerini neden kontrol etmiyoruz?

Odalarda duman dedektörlerini sigara dumanında ötüyor diye neden otel yönetiminden sistemin kapatılmasını istiyoruz?

Bütün bunlara baktığımız zaman, iş sağlığı ve güvenliğini biz toplum olarak çok da yaşam biçimi olarak kabul etmiyoruz.

Eğer iş sağlığı ve güvenliği bir organizasyonda başarılı bir şekilde kullanılacaksa bunun istisnası olmaz herkesin bir bütün olarak bu sistemi yaşam biçimi haline getirmesi lazım.

Yani iş sağlığı ve güvenliğini kültürel halimize dönüştüremiyoruz.

Standart neden olmuyor diye hesap soruyoruz ama bizzat kendimiz riayet etmiyoruz.

Şeklen bazı kurallara uyuyoruz.

Rol yapıyoruz.

Ama bir türlü yaşam biçimi haline getiremiyoruz. İşin ruhuna bir türlü sahip olamıyoruz.

Öyle bir yaşıyoruz ki; biz sanki bütün standartların yaşamdaki temsilcisiyiz ama başkaları hiç kurallara uymuyor.

Oysa hepimizin içinde felaketi çıkaran bir öteki var.

Üstelik kendi yanlışlarımıza ortak arıyoruz gibi davranıyoruz..

Herkes suçlu biz haklıyız ama doğru bir türlü yaşam bulamıyor.

Biz önce içimizdeki ötekini etkisiz kılmalıyız, diye düşünüyorum.

Toplumsal ve bireysel öz eleştirilere ihtiyacımız var.

Şimdi suçladık hatta gücümüzü kullanarak birilerini hapse attık ama sorun yine çözülmeyecek.

Çünkü biz olayı çözmedik suçlu ilan ettik her zamanki gibi.

Böyle olunca da felaket musibet olmaktan çıkıyor yaşamımızın bir parçası haline geliyor.

Hatta bazılarını suçlu hale getirmek için arsız silahlarımız oluyor.

 


Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 blossomtips.com deneme bonusu veren siteler yeni En iyi deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler