Etkili İnsan Kaynakları Ve İş Gören (4) Etkili insan kaynakları ve İş gören konusuyla dördüncü yazımı sizinle paylaşırken konuyu üç aşamalı düşündüm. Çalışan, çalışamaya aday  kişi ve çalışma bilincinin kazanılmaya başladığı dönem.. İster çalışan olsun, ister çalışmaya aday kişi olsun istersek çalışma bilincinin kazanılmaya başladığı dönem olsun asıl olan kişinin bizzat kendisinin bizzat değer olduğunun farkına vardığı ya da fark edecek ortamın hazırlandığı dönem olması lazım… İş görenin üretimin dolayısıyla ekonominin ana gücü olduğu düşüncesi son zamanlarda değişmeye başlasa da genel olarak ücret ödenen gider unsuru bir varlık şeklindeydi. Bu bakış açısına göre ne kadar kazandırırsa kazandırsın yine gider unsuru olarak değerlendirilmeliydi. ‘’Ekmeğini ben veriyorum ‘’ düşüncesi hep olmuştur. İşin ilginç tarafı çalışan da kendisini neredeyse ücret alan varlık düşüncesinden kurtaramadı. Yani sorumluluk almak, inisiyatif kullanmayı öğrenme bilinci hatta gayreti çok düşüktü. Diğer yaklaşım da ne kadar uzun çalışırsam ücretim de o kadar artar beklentisiydi. Çoğu zaman ücret enflasyon kadar bile artmıyordu. Hatta işe işçide işe yakınlık,   işi benimseme işin erbabı olma düşüncesi çok zayıftı. Patrona yakınlık yöneticiye yakınlık güce yakınlık daha önemliydi hala da bu bakış açısı çok etkili… İşle beraber kendi kariyerinin de güçleneceği inancı çok düşük düşüncesi yok denecek kadar azdı... Çoğu zaman insanlar iş içerisinde yükselmeler yaşarken bir ölçümün sonucu değil tesadüflerin sonucu yeni ve daha iyi sorumluluklar alabiliyordu. Oysa çalışanların yapabileceği önemli davranışlarla kendini gösterebilir, kendisinin etkili olabileceği ortamların hazırlanmasına vesile olabilirdi. Çalışanlar; İşlerinde sorumluluk almaya ve inisiyatif kullanmaya hevesli olduklarını hissettirebilirler Çalışma ortamında verimlilik ve performans değerlemesi olmasa bile; yaptıkları işleri ölçülebilir hale getirebilirler. Bununla ilgili günlük haftalık ve aylık ölçümler yapabilirler. İşletme içi kurslara ve eğitimlere aktif katılabilirler Bu arada başta mesleği ile ilgili olmak üzere az da olsa okuyan ve araştıran insan bakış açısını daha da genişletecektir. İşletme beceri sertifikaları alabilecekleri imkânları araştırır, bulur ve değerlendirir Günümüzde uzaktan eğitimle beceri sertifikaları yanında sahip oldukları öğrenimin de daha üstü eğitim ve öğretimleri uzaktan eğitimle alabilirler. Çalıştıkları ortamların iş sağlığı ve güvenliğine uygun şekilde olmasını temin ederek alınan tedbirlerin yaşam biçimine dönüşmesinde öncü olabilirler Alet edevat ve iş araçlarının kullanımında örnek davranışlar ile kendilerini daha görünür hale getirebilirler. İşe başlarken kendilerini çırak gibi düşünüp, kalfa usta pozisyonuna gelme planı yapıp zaman içinde uygulayabilirler. Usta seviyesine gelenler usta öğretici konumuna gelmeye çalışırlarsa yeni gelenlerin işe başlatılmasında ve işe uyumlaştırılmasında aktif pozisyon alabilirler Günümüz üretim ortamlarında elektronik mekanik, pnomatik, elektrik araç ve gereçler yoğunlukla kullanılmakta. Bu araçlarının usta kullanıcı, bilinçli operatör ihtiyacını arttırmaktadır.  Dolayısıyla üretim araçlarını usta operatör seviyesinde kullanan kişiler daha ön plana çıkmaktadırlar. Başlangıçta iyi öğrenilen bir üretim aracı operatörlüğü uzun vadede birden fazla aracın yönetimi posta başı olma yolunu açar. Daha sonra vardiya amirliği,   üretim operasyon yöneticiliği üretim şefliği derken sahip olduğu beceri ve yeteneklerle fabrika müdürlüğüne kadar gidecek kariyer rotasının başkahramanı olabilirler. Tabi ki gerekli beceriler, kabiliyetlerin sertifika ve diplomaları ile kendisini uygulama ve teoride yetkin hale getirerek. Bazı işletmeler bu kariyer yolculuğuna zemin hazırlar. Onlar etkili insan kaynaklarının katma değer üreten lokomotif olduğu bilincindedir. Başlangıçta kendi çevresinde, ekibinin çevresinde daha sonraları da tüm iş yerinin çözüm üreten tarafında yer alarak kendi ağırlığını hissettirebilir. Bunları yapanlar birçok işletmede fark edilmiyor gibi görüşe de sonunda bir şekilde fark edilecektir. Doğru dürüst verimlilik ölçümü yapılmayan işletmelerde bile bir gün ayrılma söz konusu olduğunda otur konuşalım denecektir. Kariyer yolculuğu öz güven kazanma yolculuğudur. Yukarıda yapılanlar çalışanın kendini tanımasına hatta kendi bilmediği yeteneklerinin de fark edilmesine vesile olacaktır. Bu önceden fark edilmeyen motivasyonların farkına varılmasına vesile olacaktır. Çalışan bekleyerek hiçbir yere varamaz öncelikle kendi kendini harekete geçirmesi gerekir. Çalışanlar bunları yaparak iş ortamında kendilerinin iş yerinin değerli bir kaynağı olduğunu hissettirebilirler. Tabii ki önce kendileri inanarak… Çalışma adayı insanlarımız; İş hayatının adayı arkadaşlarımız çalışma hayatı okuldan başlar bakış açsı ile liseden itibaren hedefledikleri iş alanı ile ilgi kurmaya başlayacaklar Meslekler tanıma, işleri tanıma gayretlerine daha lisenin ilk yılında başlayacaklar. Aile ve okul bu konuda iş birliği yapacak. Öğrencinin meslek seçiminde, yanında olacaklar Bilinçlendirme aktiviteleri düzenleyecekler. Fuarları ziyaret, öğrenci ilgi alanlarını tarama, meslek odaları ile görüşme, öğrencinin ilgili olduğu meslek kuruluşlarının çalışanları ve ileri gelenleri ile bağlantıya geçme faaliyetlerini öğrenci ile beraber yapacaklar. Meslek odalarının,  ticaret ve sanayi odalarının faaliyetlerini takip edecekler. Bu organların düzenledikleri konferans, toplantı ve diğer etkinliklere katılmanın yolunu bulacaklar. Sosyal medyada profesyonel bir mecra olan linkedin  stesine kayıt olacaklar. Özelikle üniversitede okuyan gençler daha birinci sınıfın ilk gününde bizzat kendileri bölümü ile ilgi insan ve bilgi ağını örmeye başlayacak/başlamalı. Mesleği ile ilgili erbaplarla çalışma fırsatlarını değerlendirmeli, Yanlarına hocalarını da alıp mümkün olduğunca fazla iş çevresi ile ilgi kurulacak Bu konuda iş çevresini tanıyarak onların merak ettiği sorunlara yönelik okulunda hocalarıyla projeler hazırlayarak iş yerlerine biz sizin sorunlarınızın çözüm tarafının tamamlayıcısı olmaya adayız mesajını vermiş olacaklar İş çevrelerine gidip gelirken işin atmosferine de alışmış olacaklar İş yerlerinin gerçek yapısı ile teoriyi daha somutlaştırarak öğrenme imkânı bulacaklar Bu aynı zamanda iş yeri sahiplerini de öğrenim kurumları ile daha gerçekçi ilişkiler kurmasına vesile olacaktır Belki de daha okul çağında iş yerlerinde kendilerine gelir getirici projelerde görev imkânı da bulacaklar Bu ziyaretler iş yerinin çalışan adayından hangi becerileri ve kabiliyetleri beklediklerini belirginleştirdiği gibi öğrencilerin de öğrenimlerinin dışında bazı beceri sertifikaları ile kendilerini donatmaları konusunda motive edecektir. Daha okul zamanında iş yeri ile sağlam ilgiler kuran çalışanlar işe en düşük ücretle değil kendini ifade edebildiği yeteneği ve beceriye uygun bir ücretle işe başlayacaktır. Üçüncü olarak da biraz daha geriye gidelim; Kişinin potansiyel beceri ve kabiliyetlerini tanıması; Her ne kadar beceri tanıma eğitimine önem verilmeye başlansa da çocuk daha ana sınıfında itibaren beceri tanıma ve o becerinin ortaya çıkarılmasını hedef alan eğitim olmalı. Ortaokulda becerilerini tanıyacak şekilde düzenlenmeli. Mesleklere yönlendirmenin hazırlığı yapılmalı Aileler de bu yönde eğitimin parçası olmalı. Çocukların ilgisine göre eğitim düzenlenmeli. Bilgi ağrılık eğitimden beceri ve kabiliyetleri ortaya çıkarıcı eğitim ve öğretim yapılmalı. Bunları yaptıktan sonra asgari ücret ne olursa olsun çalışan becerisi, kabiliyeti ve işe olan bağlılığı oranında ücreti belirlenecektir. İşveren de daha kaliteli insan kaynaklarına ulaşmanın katma değeri arttırdığını ve bunu gelirine kat kat fazla yansıdığı görecektir. İş ortamı daha yüksek katma değer üreten alanlar olacak, iş çalışanın be çalıştıranın birlikte dayanışarak ve bir birini tamamlayarak çalıştıkları bir alan olacak. Çalışma kültürü insanın içindeki dolaysıyla toplumun içindeki kaynakları da harekete geçiren lokomotif alanlar olacaktır.