Tevfik OVACIK
Köşe Yazarı
Tevfik OVACIK
 

Dört Doğru Bir Yanlışı Götürür mü?

Dört Doğru Bir Yanlışı Götürür mü? Sınav sitemimizde böyle bir yöntem var. Eğitime test sistemi girdiğinden beri bu yöntem sınav sistemimizde var. Özellikle bu yöntem ile üniversite sınavlarında karşılaştık. Sonraları birçok sınavda bu yöntem uygulandı, uygulanıyor. Bu sistem sanırım düşünerek cevap vermeyi teşvik etmek, rasgele cevaplarla doğruları riske atmamak için konmuş… Bu arada bu sınav sistemleri objektif kriterlerle hazırlanmış, kuralara ve ilkelere dayalı bir sınav… Yaşamımız böyle değil, kuralları belli değil, sınavlar önceden duyurulmuyor. Ansızın karşımıza çıkan her olay, her insan yaşam sınavımıza dönüşüyor. Kuralları da net değil… Herkese aynı kural da uygulanmıyor. Çoğu zaman güçlülerin koyduğu kurallara göre hazırlanmış sınavlar güçsüzlere uygulanıyor. Günlük yaşamımızdan dünya düzenine maalesef bu sınav sistemine tabiiyiz. Var olmanın dayanılmaz hafifliği yaşamımızın her noktasında var… Yaşamın içindeki sınav farklı… Dört yanlış bir doğruyu mu götürüyor? Yoksa bir yanlış dört doğruyu mu?  Ya da daha fazlasını mı? Şimdilerde ilkeler darmadağın, bir doğru ile yaşamaya çalışırken birisi geliyor bir yanlışla bütün doğrularını götürüveriyor. Bireyden küresel yaşama, edepsiz bir yaşama biçimi oluşmuş. Güçlü olan bir yanlışı buldu mu karşısındakinin yaşama hakkını alıveriyor. Gazze’de yaşananları doğru analiz edelim… Hayatta yanı başımızdaki fesat, beceriksiz,   kişiliksiz sinsi insanların da davranışı bundan farklı değil… Yanlış yapsa da onun hayatını önemsizleştirsem diyerek pusuya yatmış. Bazen de yanlışı baştan planlayıp  bir gün karşısındakini yok etmek için pusuya yatanlar da var. Bunlar en tehlikelisi… öyle bir pusu ki öyle bir sinsilik ki… En iyi dost kılığındaki kişi  günlerce aylarca , yıllarca hatta asırlarca yanı başınızdaki en yakın dostunuz olabilir. Yanlışı bir gün kullanmak üzere binlerce doğru yapabilir.  Yanlışı doğrularla öyle güzel kamufle edebilir ki siz fark etmezsiniz.  Lezzetli dürüm arasındaki zehir gibi.. Özellikle devletlerarası ilişkilerde bu geçerlidir. İngiliz ajanı Wambery 2. Abdulhamid gibi her şeyi dikkate alan bir padişahın bile güvenini kazandı. Bir gün padişah iki yüzlü, sinsi insanlardan şikayet ederken Wenbery: herkesi tanıdı bir  de beni tanısaydı derken aslında yanlış konumdaki bir insanın nasıl en iyi dost kılığına büründüğünü anlatmıştır. İngiliz casus Lawrence Osmanlı’ya karşı Arapları örgütlerlerken öyle bir Müslüman görünmüş ki “hiç kimse yokken bile gece Teheccüd namazına kalkıyordum” demiştir… Nafile olan bu namazı günümüzde kaç Müslüman kılıyor acaba? Yanlış adam inancın içinde nasıl kamufle olmuş… Orta doğuya bahar getireceğim, barış demokrasi getireceğim diyen güçlerin her geçen gün aslında neyi amaç edindiklerini gün geçtikçe yavaş yavaş farkına varmaya başlıyoruz. Yatırım yaparken ekmek kapısı açıyorum, yatırım yapıyorum, sosyalleştiriyorum, kalkındırıyorum diyerek, vergi bile vermeden sahip olduğumuz her şeyi elimizden alan güçlerin bunlardan farkı yok… Bir yanlışla bütün doğrularımızı hedef aldıklarını fark etmediysek de fark etmemiz gerekiyor. Yaşam sınavında bir yanlış bütün doğruları götürebilir. Bunu çevremizde de görebiliriz. Kendi varlıklarını başkalarının eksiklikleri üzerine kurmaya çalışan iş ve siyaset dünyasının uyanık, kurnaz müdavimleri de böyle çalışıyor. Bu yöntem  hatta bu yöntem kültürleşmiş basit ilişkilerimizde bile rastlıyoruz. Hatta kendi yanlışlarını gizlemek için çevresindeki insanların küçük hatalarını yanlış gibi lanse ederler… Kendi nizamı için insanlığa dair değerleri itibarsızlaştırıyor… Bütün bunların panzehiri yanlışları götürecek doğruları yapmak… Peygamberimizin hayatı gibi…  Cahiliye dönemine tek başına kendisine vahiy yoluyla gelenleri hali ve yaşamı ile tebliğ ederek asrısaadet dönemini inşa etmiştir. Cumhuriyet tarihimizde Atatürk yok olmanın içinden yeniden bir ulusu var etmenin gücünü, emperyalizme karşı duruşunu Türk milleti ile beraber milleti uyandırarak harekete geçirerek inşa etmiştir. Bir doğrudan bütün yanlışlara karşı güç olmak her birimizin hedefi olmalı. İnanılmış bir doğru bütün yanlışları yok edebilir. Yapmamız gereken inanmak inandığımız doğruları hayata geçirmek.. Tabir insani değerleri ve insanlığı zenginleştirerek… Onları onore ederek… Doğrulara ve değerlere olan inancımızı kaybetmeden… Gördüğümüz her doğruyu güçlendirerek.. Bir gücün yanlışına karşı uyanık olarak, Aklen ve kalben bilinçlenerek ve bilinçlendirerek… Yoksa bizim için yanlış olanı, bizim hoşumuza giden doğrularla gizleyerek yaşamımızı elimizden aldıklarında çok geç olabilir. Bu işimiz, memleketimiz, insanlığımız olabilir. Doğruları kabul ederken içindeki yanlışlar olabileceğini göz ardı etmeden… Yoksa bir yanlışımız ile bütün doğrularımızı elimizden alırlar. Yaşam varlığımızı önemsizleştirerek…  
Ekleme Tarihi: 01 Eylül 2024 - Pazar

Dört Doğru Bir Yanlışı Götürür mü?

Dört Doğru Bir Yanlışı Götürür mü?

Sınav sitemimizde böyle bir yöntem var.

Eğitime test sistemi girdiğinden beri bu yöntem sınav sistemimizde var.

Özellikle bu yöntem ile üniversite sınavlarında karşılaştık.

Sonraları birçok sınavda bu yöntem uygulandı, uygulanıyor.

Bu sistem sanırım düşünerek cevap vermeyi teşvik etmek, rasgele cevaplarla doğruları riske atmamak için konmuş…

Bu arada bu sınav sistemleri objektif kriterlerle hazırlanmış, kuralara ve ilkelere dayalı bir sınav…

Yaşamımız böyle değil, kuralları belli değil, sınavlar önceden duyurulmuyor.

Ansızın karşımıza çıkan her olay, her insan yaşam sınavımıza dönüşüyor.

Kuralları da net değil…

Herkese aynı kural da uygulanmıyor.

Çoğu zaman güçlülerin koyduğu kurallara göre hazırlanmış sınavlar güçsüzlere uygulanıyor.

Günlük yaşamımızdan dünya düzenine maalesef bu sınav sistemine tabiiyiz.

Var olmanın dayanılmaz hafifliği yaşamımızın her noktasında var…

Yaşamın içindeki sınav farklı…

Dört yanlış bir doğruyu mu götürüyor?

Yoksa bir yanlış dört doğruyu mu?

 Ya da daha fazlasını mı?

Şimdilerde ilkeler darmadağın, bir doğru ile yaşamaya çalışırken birisi geliyor bir yanlışla bütün doğrularını götürüveriyor.

Bireyden küresel yaşama, edepsiz bir yaşama biçimi oluşmuş.

Güçlü olan bir yanlışı buldu mu karşısındakinin yaşama hakkını alıveriyor.

Gazze’de yaşananları doğru analiz edelim…

Hayatta yanı başımızdaki fesat, beceriksiz,   kişiliksiz sinsi insanların da davranışı bundan farklı değil…

Yanlış yapsa da onun hayatını önemsizleştirsem diyerek pusuya yatmış.

Bazen de yanlışı baştan planlayıp  bir gün karşısındakini yok etmek için pusuya yatanlar da var. Bunlar en tehlikelisi… öyle bir pusu ki öyle bir sinsilik ki… En iyi dost kılığındaki kişi  günlerce aylarca , yıllarca hatta asırlarca yanı başınızdaki en yakın dostunuz olabilir.

Yanlışı bir gün kullanmak üzere binlerce doğru yapabilir.  Yanlışı doğrularla öyle güzel kamufle edebilir ki siz fark etmezsiniz.  Lezzetli dürüm arasındaki zehir gibi..

Özellikle devletlerarası ilişkilerde bu geçerlidir.

İngiliz ajanı Wambery 2. Abdulhamid gibi her şeyi dikkate alan bir padişahın bile güvenini kazandı.

Bir gün padişah iki yüzlü, sinsi insanlardan şikayet ederken Wenbery: herkesi tanıdı bir  de beni tanısaydı derken aslında yanlış konumdaki bir insanın nasıl en iyi dost kılığına büründüğünü anlatmıştır.

İngiliz casus Lawrence Osmanlı’ya karşı Arapları örgütlerlerken öyle bir Müslüman görünmüş ki “hiç kimse yokken bile gece Teheccüd namazına kalkıyordum” demiştir… Nafile olan bu namazı günümüzde kaç Müslüman kılıyor acaba?

Yanlış adam inancın içinde nasıl kamufle olmuş…

Orta doğuya bahar getireceğim, barış demokrasi getireceğim diyen güçlerin her geçen gün aslında neyi amaç edindiklerini gün geçtikçe yavaş yavaş farkına varmaya başlıyoruz.

Yatırım yaparken ekmek kapısı açıyorum, yatırım yapıyorum, sosyalleştiriyorum, kalkındırıyorum diyerek, vergi bile vermeden sahip olduğumuz her şeyi elimizden alan güçlerin bunlardan farkı yok…

Bir yanlışla bütün doğrularımızı hedef aldıklarını fark etmediysek de fark etmemiz gerekiyor.

Yaşam sınavında bir yanlış bütün doğruları götürebilir.

Bunu çevremizde de görebiliriz. Kendi varlıklarını başkalarının eksiklikleri üzerine kurmaya çalışan iş ve siyaset dünyasının uyanık, kurnaz müdavimleri de böyle çalışıyor. Bu yöntem  hatta bu yöntem kültürleşmiş basit ilişkilerimizde bile rastlıyoruz.

Hatta kendi yanlışlarını gizlemek için çevresindeki insanların küçük hatalarını yanlış gibi lanse ederler…

Kendi nizamı için insanlığa dair değerleri itibarsızlaştırıyor…

Bütün bunların panzehiri yanlışları götürecek doğruları yapmak…

Peygamberimizin hayatı gibi…  Cahiliye dönemine tek başına kendisine vahiy yoluyla gelenleri hali ve yaşamı ile tebliğ ederek asrısaadet dönemini inşa etmiştir.

Cumhuriyet tarihimizde Atatürk yok olmanın içinden yeniden bir ulusu var etmenin gücünü, emperyalizme karşı duruşunu Türk milleti ile beraber milleti uyandırarak harekete geçirerek inşa etmiştir.

Bir doğrudan bütün yanlışlara karşı güç olmak her birimizin hedefi olmalı.

İnanılmış bir doğru bütün yanlışları yok edebilir.

Yapmamız gereken inanmak inandığımız doğruları hayata geçirmek..

Tabir insani değerleri ve insanlığı zenginleştirerek…

Onları onore ederek…

Doğrulara ve değerlere olan inancımızı kaybetmeden…

Gördüğümüz her doğruyu güçlendirerek..

Bir gücün yanlışına karşı uyanık olarak,

Aklen ve kalben bilinçlenerek ve bilinçlendirerek…

Yoksa bizim için yanlış olanı, bizim hoşumuza giden doğrularla gizleyerek yaşamımızı elimizden aldıklarında çok geç olabilir.

Bu işimiz, memleketimiz, insanlığımız olabilir.

Doğruları kabul ederken içindeki yanlışlar olabileceğini göz ardı etmeden…

Yoksa bir yanlışımız ile bütün doğrularımızı elimizden alırlar.

Yaşam varlığımızı önemsizleştirerek…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Erol açıkgöz
(02.09.2024 11:49 - #1669)
Yaşadığım tecrübelere göre benim bir yanlisim tüm doğruları götürdü bana ders olurmu bilmem ama ben bildigim doğrudan şaşmam
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3