Bugünden Geleceğe Notlarımız
Bugün ne oluyor? Bir düşünelim;
Dünya küçüldü, eskiden sokaklarda yaptığımız kavgaları süper güçler yapıyor.
Güçlü olan konuşuyor.
Tehdit ediyor.
Medeniyetin temsilcisi Avrupa, fırsatlar ve sistem ülkesi Amerika’da makyaj dökülüyor.
Bundan otuz yıl evvel fırsatlar ülkesi Amerika değil de fırsatçısı, adaletin güce kurban edildiği ülke deseydik, Avrupa’ya insanlığı, adaleti, korku ve çıkar karşısında ayaklar altına alan ülkeler deseydik inandırılmış Aydınlar bizleri gericilikle, bağnazlıkla suçlarlardı.
Tabi olayları küresel düzeyde davranışlara ve insanlığa karşı aldıkları duruşa göre değerlendiriyorum.
Yiğidi öldürsek de hakkını yememek lazım. Kendi vatandaşlarına karşı hala bir sistem olduğu kesin.
Bugün birleşmiş milletlerin işlevsiz kaldığı Lahey Adalet Divanının işlemediği, küresel insani örgütlerin işlevsiz kaldığı ya da sadece bir vahşi kapitalizmin ambalajı olduğu bir dönemi yaşıyoruz.
Tek başına Ukrayna sanki Mondoros mütarekesinin imzalandığı zamanlardaki bizden bile kötüler.
Savaşa sokanlarla savaştan cayanlar aynı. Her şeyi alan, Nadir toprak elementini ver, geri kalanını da benden habersiz kimseyle işletme, seni barış yapman şartıyla destekleyeyim yoksa “sana düşman olarak gösterdiğim Rusya ile anlaşırım” tehdidi...
“Gazze’yi terk edin orayı değerli emlak alanı yapacağım yoksa yok ederim!”
“Gronland benim, Panama Kanalını geri alacağım!”
“İran ayağını denk alsın!”
Hatta bize karşı da PYD’ye karşılık bir şehirdeki maden yataklarımızı istediği sosyal medyada dolaşıyor.
Yani dünya çok küçüldü.
Poker masasına yatırıldı.
Önce korkut, yüksek seviyeden pazarlığı aç, gücüne dayanarak bütün tehditleri savur sonra “ölümü göster sıtmaya razı et” taktiği.
Köylere gelen tüccarların sebze meyve ya da hayvan pazarlık sistemi…
Neyse ki bunlar eskiden anlatılsa herhangi bir etiketle yaftalanırdık. Şimdi her şey aşikâr…
Yani iş rayından çıktı.
Dünyadaki bütün mekanizmalar çöktü. İçinde insana ve insanlığa dair değerler de…
Bu devletleri ve sistemlerini savunarak aydın olma dönemi de çöpe atıldı.
Şimdi gerçekten ilerici olma zamanı, aydın olma zamanı, kendi vatandaşını uyandırmak, korumak ve bu yönde fikir ve proje üretmek hatta elini taşın altına koyma zamanıdır.
Bugünlerde yapacağımız her şey gelecekte yaşayacaklarımızın alt yapısı olacaktır.
Beni bulamazsan üzülme,
Eşyalarımı bulacaksın;
Kestiğim taşları, açtığım yolları,
İşlediğim heykelleri bulacaksın.
Ve göreceksin ki;
Binlerce yıl öteden,
Parmak izlerimiz değecek bir birine…
2500 yıl önce yazılmış bir Likya şiirinden
Şimdi biz bugün yaşanan bu hallerde neler yapalım ki gelecekte güzel anlatılsın. Gelecekte elimiz elimize, sözümüz kulağımıza, kalbimize değdiğinde değerli eserlerimiz olsun.
Öncelikle bugünkü devlet yöneticilerimiz neler yapmalı?
Belediye başkanlarımız,
Muhtarlarımız,
Oda başkanlarımız,
Şirket yöneticilerimiz, İş adamlarımız,
Aydınlarımız, üniversitelerimiz,
Siz sevgili okuyucularım hepimiz neler yapmalıyız?
Yeni bir dünya düzenin kuruluş arifesinde nasıl bir sorumluluk almalıyız?
Hepimizin yapabileceği çok ama çok şey var?
Hiç bir şey yapamıyorsak günde 10 dakika dünyayı anlamaya vakit ayırabiliriz
15 dakika herhangi bir haber ya da makaleyi okuyabiliriz.
Bugün bunu cep telefonlarından herkes yapabilir.
Her şeye inanmadan önce sorgulayabilir, araştırma yapabiliriz
Mesleğimizi en iyi şekilde icra edebilir, çevremizi aydınlatabiliriz.
Mesela ben ne yapıyorum;
Bir haberi birkaç yerden doğrulayarak okuyorum.
Haberleri analiz etmeye çalışıyorum. Sorunları çevremle paylaşıyor onları da ortak özüm paydasında olmaya ikna etmeye çalışıyorum.
Düşündüklerimi sizlerle paylaşıyorum. Yerli ürün üreten bir şirkette çalışıyorum.
Hem de çok şeyler yapabileceğime inanarak.
Hepimiz önce işe bir şeyler yapabileceğimize inanarak çok şey yapabiliriz.
Bildiklerimiz sorgulayarak güncelleyip, bilmediklerimizi öğrenerek yeni ufuklara yol alabiliriz,
Yoksa sıra bize gelecek;
Vatan; pazarlık masasına yatırılamaz vatan emlak değildir.
İnsanlık ve vicdan gücün salyalarına yem olmamalı.
Vatan; insanlığın tecelli ettiği, vicdanı hür insanların bir avuç toprak üzerinde bile insanlığa ümit olabilme mekânıdır.
Vatan; toplumların vazgeçilmez meskenleridir.
Sadece bugün yaşayanların değil;
Yaşamış olanların emanetleriyle yaşayacak olanlara taşıyacağımız sorumluluklarımızdır.
Gelecek geldiğinde anlatılanlar bugün yaptıklarımın gururla anlatıldığı gerçekler olsun…
Biz bunu yaptık; Çanakkale’de, Kurtuluş savaşında bütün dünyaya gösterdik.
Sıra bütün dünya için bunu yapmaya geldi.
Çünkü hedefte yine bizim ülkemiz ve milletimiz var.