Tevfik OVACIK
Köşe Yazarı
Tevfik OVACIK
 

Asgari Ücret Tiyatrosu Ve Etkili İnsan Kaynakları (6)

Asgari Ücret Tiyatrosu Ve Etkili İnsan Kaynakları (6) Devam ettiğim beş yazı dizimde asgari ücretin açıklanmasının ötesinde bakış açılarına ihtiyaç olduğunu anlattım. Etkili insan kaynaklarına ulaşmak için daha stratejik adımlara ihtiyaç olduğunu yazdım. Yazı dizim devam edecek. İnsan kaynakları etkili bir şekilde topluma ekonomiye nasıl tamamlayıcı bir güç olabilir?  Sorusuna cevap arıyorum. Çözümlerim var elbet. Aslında asgari ücret, etkili insan kaynakları yönetimi için neredeyse çok önemli bir faktör değil. Asgari ücretin ekonomi sistemine giriş sebebi çalışanın ücretinin belirli kıstasların altında belirlenememesini sağlamaktır. Asgari yaşam şartlarına uygunluk gayreti diyelim… Yani asgari ücret, bir ücret biçimi değil. Devletlerin bu konuda belirli kıstaslarla belirleyici rolünü üstelenmediği dönemlerde yani asgari ücretin olmadığı zamanlarda insanlar çok kötü şartlarda çalıştırılıyordu. Devletler kural koyduktan sonra bile kayıt dışı ekonomini ağırlıklı olduğu zamanlarda ücretler çalışanın mecburiyetine göre özellikle işsizliği yoğun olduğu dönemlerde insanlar çaresizlik ücretleri ile çalıştırıldı. Ekonominin genel olarak kayıt altına alındığı günümüzde asgari ücret ağırlıkla uygulanıyor. Ama önemli olan insan kaynaklarının ekonomiyi tamamlayan, ekonominin çözümünün bir parçası olduğu gerçeğinin anlaşılmasıdır. Ama son asgari ücret belirlenmesinde de asgari ücret tiyatrosu oynandı. Söz sahibi taraflar sadece temsil ettikleri gruplarına bak senin için gereğini yapıyorum mesajı verdiler. Ama gerçekle ilgili adımın atılacağına dair ne bir talep ne bir politika izi vardı. Önce sahneye Türk iş çıktı;  29 583 TL olmazsa biz yokuz dedi. Yani üyelerine ‘bak ben senin için gerekeni yapıyorum’ dedi… İşveren sendikası çıktı, ‘işçilik maliyetim yükselir’ dedi ve iş yeri sahiplerine mesajını yolladı… Devlet 22 104 TL ilan etti, işçileri enflasyona ezdirmeyiz ezdirmedik dedi… Muhalefet en az 30 000 lira olarak beklentisini ilan etti, 22 104 TL ilan edilince de mitinge sarılıp siyasi kazancın peşine düştü. ‘İşçiyi sahipleniyoruz oyun benim’ mesajını verdi… En doğru söz TUSİAD Yüksek İstişare Kurulu başkanın tespiti içindeydi. “Düşük verimlilikle baş edilemezse tartışma bitmez” demişti Bence de verimlilik performansın hesaplanmadığı kurumlarda, iş yerlerinde liyakatin önemsenmediği organizasyonlarda asgari ücreti 50 000 TL yapsan da sonuç değişmez. Bir taraftan 50 000 yapar yapmaz verimliliği düşünmeyen işletmeler, birim başına ücret arttı diyerek, maliyet yapacak sonra ürünlere zam gelecek sağ cebimizden giren paralar sol cebimizden çıkacak. Ne sendika ne muhalefet ne hükümet ne işveren temsilcisi verimliliğin nasıl arttırılacağı konusunda ne talep ortaya attılar ne çözüm önerdiler. Hepsi işçiyi bir domates gibi görüp pazarlık ettiler… Oysa insan kaynaklarını değerlendirme yöntemleri stratejik bir adım olarak değerlendirilse; devlet bu yöndeki verimliliği arttırıcı politikalara adımlara yönelse, muhalefet ve sendikalar bu yönde adımları talep etseler, işletmeler bu yönde kolaylaştırıcı teşvikleri dile getirse eminin birkaç yıl içinde çok önemli yol alınır. Elbet verimlilik bugünden yarına hemen olacak bir şey değil ama bakış açısının değiştiğine dair bir emare olmadı. Sahne serbest atış serbest… Yazı dizimde de ele aldığım gibi; Sendikaların, Odaların, İşverenlerin, İş görenlerin, Üniversitelerin, Muhalefetin, Belediyelerin, Valiliklerin, Aile ve toplumun Bu konuda hep beraber almamız gereken çok önemli sorumluluklarımız ve inisiyatif alma görevimiz var. Sadece bir taraftan isteyip suçlu ilan etme davranışımız bize hiç yarar sağlamaz. İnsan kaynakları günümüzde çok önemli bir zenginliktir. Batı ve Amerika daha 19’ncu yüzyılda insan beceri ve yeteneğini etkili bir şekilde kullanmak için bütün dünyada okullar açtı. Kaliteli insanları devşirmek için politikalar geliştirdi. Öyle ki onlar tarafından beceri ve yetenek kazandırılan vatandaşlarımız onların bakış açısıyla değerlendirme yaparken milli değerlerimizi bile önemsiz hale getirdiği dönemleri yaşadık… Zaman insan kaynaklarının en önemli unsuru beceri ve yetenekleri ortaya koymak ve onları değerlendirilebilir hale getirerek ekonominin gücü haline getirmektir. Aslında bugün düşük ücretle ama birim başına yüksek iş gücü maliyeti ile çalışıyoruz. İşletmelerimizin verimlilik ve performansı analizi kabiliyeti henüz tam gelişmemiş. İşletmemizi hesap verebilir sistemlerle yönetmemiz lazım. Sadece ekonomik büyümeyi düşünüyoruz. Oysa sadece ekonomik büyüme sürdürülebilir gelişme sağlamaz. Suudi Arabistan Ekonomi büyüme olarak çok zengin ama gelişmemiş. Parasal varlık her ne kadar güç ise de esas gelişmişlik bilgi beceri ve yeteneğin temsil ettiği milli değerlere, patentlere, teknolojilere sahip olmaktır. Bu da etkili insan kaynakları yönetimi ile olur. Asgari ücret bir ücret biçimi değildir. Ücret birim başına işçilik maliyetlerini düşüren insan kaynaklarına sahip olmaktır. Belki daha çok ücret daha düşük işgücü maliyetini sağlayacak sistemi kurmaktır. Yoksa bugünkü sitem; İşletmeyi zorlar çünkü daha fazlasını veremez. İşçiyi zorlar çünkü geçinme zorluğu yaşar. Hükümet veremez bütçesi delinir, piyasa bozulur. Sendikaları memnun etmez üyelerin baskısı altında ezilir. Toplum huzursuz olur. Ekonomi stabil olamaz.. Her taraf mutsuz olur. Sadece asgari ücret belirlemek üzülerek söylüyorum iktidar, muhalefet, işçi sendikası, işveren hatta işçinin bizzat kendisi için tiyatrodur. Taraflar samimi değildir.  
Ekleme Tarihi: 30 Aralık 2024 - Pazartesi

Asgari Ücret Tiyatrosu Ve Etkili İnsan Kaynakları (6)

Asgari Ücret Tiyatrosu Ve Etkili İnsan Kaynakları (6)

Devam ettiğim beş yazı dizimde asgari ücretin açıklanmasının ötesinde bakış açılarına ihtiyaç olduğunu anlattım.

Etkili insan kaynaklarına ulaşmak için daha stratejik adımlara ihtiyaç olduğunu yazdım.

Yazı dizim devam edecek.

İnsan kaynakları etkili bir şekilde topluma ekonomiye nasıl tamamlayıcı bir güç olabilir?  Sorusuna cevap arıyorum.

Çözümlerim var elbet.

Aslında asgari ücret, etkili insan kaynakları yönetimi için neredeyse çok önemli bir faktör değil.

Asgari ücretin ekonomi sistemine giriş sebebi çalışanın ücretinin belirli kıstasların altında belirlenememesini sağlamaktır.

Asgari yaşam şartlarına uygunluk gayreti diyelim…

Yani asgari ücret, bir ücret biçimi değil.

Devletlerin bu konuda belirli kıstaslarla belirleyici rolünü üstelenmediği dönemlerde yani asgari ücretin olmadığı zamanlarda insanlar çok kötü şartlarda çalıştırılıyordu.

Devletler kural koyduktan sonra bile kayıt dışı ekonomini ağırlıklı olduğu zamanlarda ücretler çalışanın mecburiyetine göre özellikle işsizliği yoğun olduğu dönemlerde insanlar çaresizlik ücretleri ile çalıştırıldı.

Ekonominin genel olarak kayıt altına alındığı günümüzde asgari ücret ağırlıkla uygulanıyor.

Ama önemli olan insan kaynaklarının ekonomiyi tamamlayan, ekonominin çözümünün bir parçası olduğu gerçeğinin anlaşılmasıdır.

Ama son asgari ücret belirlenmesinde de asgari ücret tiyatrosu oynandı.

Söz sahibi taraflar sadece temsil ettikleri gruplarına bak senin için gereğini yapıyorum mesajı verdiler.

Ama gerçekle ilgili adımın atılacağına dair ne bir talep ne bir politika izi vardı.

Önce sahneye Türk iş çıktı;  29 583 TL olmazsa biz yokuz dedi. Yani üyelerine ‘bak ben senin için gerekeni yapıyorum’ dedi…

İşveren sendikası çıktı, ‘işçilik maliyetim yükselir’ dedi ve iş yeri sahiplerine mesajını yolladı…

Devlet 22 104 TL ilan etti, işçileri enflasyona ezdirmeyiz ezdirmedik dedi…

Muhalefet en az 30 000 lira olarak beklentisini ilan etti, 22 104 TL ilan edilince de mitinge sarılıp siyasi kazancın peşine düştü. ‘İşçiyi sahipleniyoruz oyun benim’ mesajını verdi…

En doğru söz TUSİAD Yüksek İstişare Kurulu başkanın tespiti içindeydi. “Düşük verimlilikle baş edilemezse tartışma bitmez” demişti

Bence de verimlilik performansın hesaplanmadığı kurumlarda, iş yerlerinde liyakatin önemsenmediği organizasyonlarda asgari ücreti 50 000 TL yapsan da sonuç değişmez. Bir taraftan 50 000 yapar yapmaz verimliliği düşünmeyen işletmeler, birim başına ücret arttı diyerek, maliyet yapacak sonra ürünlere zam gelecek sağ cebimizden giren paralar sol cebimizden çıkacak.

Ne sendika ne muhalefet ne hükümet ne işveren temsilcisi verimliliğin nasıl arttırılacağı konusunda ne talep ortaya attılar ne çözüm önerdiler.

Hepsi işçiyi bir domates gibi görüp pazarlık ettiler…

Oysa insan kaynaklarını değerlendirme yöntemleri stratejik bir adım olarak değerlendirilse; devlet bu yöndeki verimliliği arttırıcı politikalara adımlara yönelse, muhalefet ve sendikalar bu yönde adımları talep etseler, işletmeler bu yönde kolaylaştırıcı teşvikleri dile getirse eminin birkaç yıl içinde çok önemli yol alınır.

Elbet verimlilik bugünden yarına hemen olacak bir şey değil ama bakış açısının değiştiğine dair bir emare olmadı.

Sahne serbest atış serbest…

Yazı dizimde de ele aldığım gibi;

Sendikaların,

Odaların,

İşverenlerin,

İş görenlerin,

Üniversitelerin,

Muhalefetin,

Belediyelerin,

Valiliklerin,

Aile ve toplumun

Bu konuda hep beraber almamız gereken çok önemli sorumluluklarımız ve inisiyatif alma görevimiz var.

Sadece bir taraftan isteyip suçlu ilan etme davranışımız bize hiç yarar sağlamaz.

İnsan kaynakları günümüzde çok önemli bir zenginliktir. Batı ve Amerika daha 19’ncu yüzyılda insan beceri ve yeteneğini etkili bir şekilde kullanmak için bütün dünyada okullar açtı. Kaliteli insanları devşirmek için politikalar geliştirdi.

Öyle ki onlar tarafından beceri ve yetenek kazandırılan vatandaşlarımız onların bakış açısıyla değerlendirme yaparken milli değerlerimizi bile önemsiz hale getirdiği dönemleri yaşadık…

Zaman insan kaynaklarının en önemli unsuru beceri ve yetenekleri ortaya koymak ve onları değerlendirilebilir hale getirerek ekonominin gücü haline getirmektir.

Aslında bugün düşük ücretle ama birim başına yüksek iş gücü maliyeti ile çalışıyoruz.

İşletmelerimizin verimlilik ve performansı analizi kabiliyeti henüz tam gelişmemiş.

İşletmemizi hesap verebilir sistemlerle yönetmemiz lazım.

Sadece ekonomik büyümeyi düşünüyoruz.

Oysa sadece ekonomik büyüme sürdürülebilir gelişme sağlamaz.

Suudi Arabistan Ekonomi büyüme olarak çok zengin ama gelişmemiş.

Parasal varlık her ne kadar güç ise de esas gelişmişlik bilgi beceri ve yeteneğin temsil ettiği milli değerlere, patentlere, teknolojilere sahip olmaktır. Bu da etkili insan kaynakları yönetimi ile olur.

Asgari ücret bir ücret biçimi değildir. Ücret birim başına işçilik maliyetlerini düşüren insan kaynaklarına sahip olmaktır.

Belki daha çok ücret daha düşük işgücü maliyetini sağlayacak sistemi kurmaktır.

Yoksa bugünkü sitem;

İşletmeyi zorlar çünkü daha fazlasını veremez.

İşçiyi zorlar çünkü geçinme zorluğu yaşar.

Hükümet veremez bütçesi delinir, piyasa bozulur.

Sendikaları memnun etmez üyelerin baskısı altında ezilir.

Toplum huzursuz olur.

Ekonomi stabil olamaz..

Her taraf mutsuz olur.

Sadece asgari ücret belirlemek üzülerek söylüyorum iktidar, muhalefet, işçi sendikası, işveren hatta işçinin bizzat kendisi için tiyatrodur. Taraflar samimi değildir.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 blossomtips.com deneme bonusu veren siteler yeni En iyi deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler