Tevfik OVACIK
Köşe Yazarı
Tevfik OVACIK
 

ARAFTA TERCİH YAPMAK

ARAFTA TERCİH YAPMAK Arkadaşıma sordum, kime oy vereceksin?  Diye. Seçime gitmeyebilirim, dedi. Neden? Dedim. Ne fark eder dedi. Başka birine sordum; Ben gideceğim ama en iyisini bulduğum için değil. Çevreme soruyorum kime oy vereceksiniz? Diye. Kötünün iyisine diyor. Ya da birine kızmış ötekine. Adayları tartışıyoruz enine boyuna analiz ediyoruz ama kalbimizi mutmain edecek bir tercih ortaya çıkmıyor. Particilik, ideolojik davranan taraftarı seçmeni kastetmiyorum. Bizim taraf olsun diye ısrar edeni de değil. Bu tip seçmenler memleketten önce tuttuğu tarafa oy verir. Takım tutar gibi. Gerçi son zamanlarda azalıyor ama hala güçlü bir çoğunluk. Hatta propaganda ile etkilenmiş aslında memleket için ne yapılacağından çok işin panayır havasına kapılmış olanlara sormuyorum bile, sorsam hemen yaftalama başlıyor yoksa bizim adaya vermeyecek misin?  Ötekiler sanki hainmiş sadece kendi tarafları memleket severmiş gibi davranıyorlar. Memlekete bakıyorum; Potansiyeli çok yüksek, Akdeniz’de 23 ülkeye komşu… Mavi Vatanın kıyısı… Tarım merkezi… Avrupa’nın sosyal şifrelerini barındıran tarihi mirası… Dünyanın en büyük yatırımının lojistik ev sahibi… Fabrika Gülnar’da olmasına rağmen bütün ekonomi sınırları içinde dönüyor… Avrupa’nın en büyük çimento fabrikalarından birisine sahip bir şehir… Limanları ile Akdeniz’de ticaret ve turizmin çekim merkezi… Turizm potansiyeli çok yüksek… Balıkçılıkta gelişme potansiyeli yüksek… Kültür balıkçılığından ülkemizin en güçlü bölgesi… Mermercilik son yıllarda gelişiyor… Tarım potansiyeli de öyle… Son yıllarda tarıma dayalı sanayi gelişiyor… Zeytinyağı fabrikaları hızla artıyor. Zeytincilik de gelişiyor… Beceri kabiliyet birikim kapasite hazır ama harekete geçilemiyor… İçe kapanık bir bakış açısı… Hala denize ve denizle ilgili yatırımlara sıcak bakan bir yönetim yok…   Şehrin 2050 nüfusunu, ekonomisini planlayıp da ona göre projeler üretmiyoruz. Fuarlara gidiyoruz ama fuarda davet ettiğimiz insanlar Silifke’ye gelse altında kalırız. Gelsin de bir şeyler yaparız mantığı doğru bir bakış açısı değil. Öngörülmeden, şartların daha doğrusu sorunların bizi çözüme zorladığı çözme yönteminin şehir yöneticiliği ile alakası yok. Şehir trafiği problem… Belki Çeşmeli Taşucu Otoyolu’nun Silifke kısmından başlansa iyi olur. Bu çevre yolu ile trafiği düzenler. Trafiğe çıkan araç sahiplerini bilinçlendirmek ve şehir trafik kültürünü oluşturmak da şehrin yöneticilerinin görevi… Şehir ulaşımı için klasik, taklit çözümler yerine şehri benzersiz kılacak innovatif şehircilik mimarisi ile çözümler üreterek şehre özellik katarak şehrin çekim gücünü arttırılabilir. Yatırımlar şehrin bütçesini aşabilir. O zaman şehrin bu projelerini ülkenin stratejik projesi haline getirecek bir bakış açısı ile değerlendirilecek projeler hazırlanmalı. Şehrin işgücü kaynağını harekete geçirilmesi, sanayi üniversite ve iş gücünün buluşturması için de şehrin yöneticilerin projesi olmalı. Halk Eğitim Merkezi ile Sanayi Odası iş birliği ile sanayinin de insan kaynaklarını temin için çözüme ortak edilebilir. Çevre fabrika ve iş yerlerinin iş gücü listesi çıkarılıp ortaokul ve lise öğrencilerimizin gelecek beklentileri ve tercihlerini daha sağlıklı yapmaları için bilinçlendirme çalışmaları yapılabilir. Çözüm var mı? Çözmek isteyen var mı? Ben görmedim gören varsa benimle paylaşsın onu da yazayım. Tarımı, turizmi, sanayiyi, ticareti teknolojiyi, eğitimi top yekûn başka bir boyuta taşıyacak bir projeye henüz rastlamadım. Mevcut vaatler de sadece güncel çözümlere cevap verebilecek şekilde. Göz boyama seçmeni sadece oy vermeye ikna etmeye yönelik. Gelişmelerden sadece yönetenler ve çevresi kalkınmamalı. Çevresinde bu dünya çapında yatırım olan bir şehirde dönen ekonomi halka da yansımalı. İş arayanlar bilinçlendirilmeli ki düşük ücrete buralarda çalışmamalı. Gençler, donatılmış insan kaynakları ile daha üst düzey düzeyde iş bulmalı. Bir de hesap verebilir aday ve meclis imajına sahip bir yönetim biçimi yok.  Bugün için değil bu düşüncelerim.  Uzun yıllar bir faydacı yönetim anlayışlarını kast ediyorum. Kimse sormadan kanuna gerek kalmadan seçilen herkesin toplum önünde kendini ibra edebilir olması lazım. Ve kimse sormadan kamuoyunun vicdanını rahat ettirecek şekilde şeffaf açıklamalarla beyan kültürünün yaşamımıza yerleşmesi lazım. Suçlanınca kanuna her şeyin uygun olduğu savunması yeterli olmuyor. Şeklen kanuna uydurulmuş ama gerçekte kanunun lafzına ve ruhuna uygun beyan olmayınca vicdan hep bir cevapsız soru ile yaşamaktan kurtulamıyor. Şeffaflık yönetimin sorumluluğudur. Çünkü patron millet olduğuna göre yani seçmen sormadan bütün cevapları sorumluluk emanet edilenlerden öğrenmelidir. Seçmen ve millet ikna edilmek zorunda… Her konuda hatta şehrin bekası ve gelişmesi için bakış açısının dışındaki projeleri izah ve ikna etmek lazım. Şehrin gelişmesi belki de bizlerin henüz hazır olmadığı yatırımlara ihtiyacı var. Araf’tan kurtulmanın yolu, memleketin doğru tercihle yönetilmenin yolu açık, şeffaf bilinçlendirici çalışmalar olmalı. Seçmen net kararlarla bu aday ve yönetimi Silifke’yi, Mersin’de bir ilçe yapacağım, ülkemizin en önemli ticaret merkezi olmalı. Dünya çağında bir çekim merkezi olmalı diyecek adaylar olsa belki çok daha net kararlarımız olurdu. Kötünün iyisi  söylemiyle yönetime gelmek Silifke’yi ne kadar geliştirebilir?  
Ekleme Tarihi: 25 Mart 2024 - Pazartesi

ARAFTA TERCİH YAPMAK

ARAFTA TERCİH YAPMAK

Arkadaşıma sordum, kime oy vereceksin?  Diye.

Seçime gitmeyebilirim, dedi.

Neden? Dedim.

Ne fark eder dedi.

Başka birine sordum;

Ben gideceğim ama en iyisini bulduğum için değil.

Çevreme soruyorum kime oy vereceksiniz? Diye.

Kötünün iyisine diyor.

Ya da birine kızmış ötekine.

Adayları tartışıyoruz enine boyuna analiz ediyoruz ama kalbimizi mutmain edecek bir tercih ortaya çıkmıyor.

Particilik, ideolojik davranan taraftarı seçmeni kastetmiyorum.

Bizim taraf olsun diye ısrar edeni de değil.

Bu tip seçmenler memleketten önce tuttuğu tarafa oy verir. Takım tutar gibi.

Gerçi son zamanlarda azalıyor ama hala güçlü bir çoğunluk.

Hatta propaganda ile etkilenmiş aslında memleket için ne yapılacağından çok işin panayır havasına kapılmış olanlara sormuyorum bile, sorsam hemen yaftalama başlıyor yoksa bizim adaya vermeyecek misin?  Ötekiler sanki hainmiş sadece kendi tarafları memleket severmiş gibi davranıyorlar.

Memlekete bakıyorum;

Potansiyeli çok yüksek, Akdeniz’de 23 ülkeye komşu…

Mavi Vatanın kıyısı…

Tarım merkezi…

Avrupa’nın sosyal şifrelerini barındıran tarihi mirası…

Dünyanın en büyük yatırımının lojistik ev sahibi…

Fabrika Gülnar’da olmasına rağmen bütün ekonomi sınırları içinde dönüyor…

Avrupa’nın en büyük çimento fabrikalarından birisine sahip bir şehir…

Limanları ile Akdeniz’de ticaret ve turizmin çekim merkezi…

Turizm potansiyeli çok yüksek…

Balıkçılıkta gelişme potansiyeli yüksek…

Kültür balıkçılığından ülkemizin en güçlü bölgesi…

Mermercilik son yıllarda gelişiyor…

Tarım potansiyeli de öyle…

Son yıllarda tarıma dayalı sanayi gelişiyor…

Zeytinyağı fabrikaları hızla artıyor. Zeytincilik de gelişiyor…

Beceri kabiliyet birikim kapasite hazır ama harekete geçilemiyor…

İçe kapanık bir bakış açısı…

Hala denize ve denizle ilgili yatırımlara sıcak bakan bir yönetim yok…

 

Şehrin 2050 nüfusunu, ekonomisini planlayıp da ona göre projeler üretmiyoruz.

Fuarlara gidiyoruz ama fuarda davet ettiğimiz insanlar Silifke’ye gelse altında kalırız.

Gelsin de bir şeyler yaparız mantığı doğru bir bakış açısı değil.
Öngörülmeden, şartların daha doğrusu sorunların bizi çözüme zorladığı çözme yönteminin şehir yöneticiliği ile alakası yok.

Şehir trafiği problem… Belki Çeşmeli Taşucu Otoyolu’nun Silifke kısmından başlansa iyi olur. Bu çevre yolu ile trafiği düzenler.

Trafiğe çıkan araç sahiplerini bilinçlendirmek ve şehir trafik kültürünü oluşturmak da şehrin yöneticilerinin görevi…

Şehir ulaşımı için klasik, taklit çözümler yerine şehri benzersiz kılacak innovatif şehircilik mimarisi ile çözümler üreterek şehre özellik katarak şehrin çekim gücünü arttırılabilir.

Yatırımlar şehrin bütçesini aşabilir. O zaman şehrin bu projelerini ülkenin stratejik projesi haline getirecek bir bakış açısı ile değerlendirilecek projeler hazırlanmalı.

Şehrin işgücü kaynağını harekete geçirilmesi, sanayi üniversite ve iş gücünün buluşturması için de şehrin yöneticilerin projesi olmalı. Halk Eğitim Merkezi ile Sanayi Odası iş birliği ile sanayinin de insan kaynaklarını temin için çözüme ortak edilebilir.

Çevre fabrika ve iş yerlerinin iş gücü listesi çıkarılıp ortaokul ve lise öğrencilerimizin gelecek beklentileri ve tercihlerini daha sağlıklı yapmaları için bilinçlendirme çalışmaları yapılabilir.

Çözüm var mı? Çözmek isteyen var mı? Ben görmedim gören varsa benimle paylaşsın onu da yazayım.

Tarımı, turizmi, sanayiyi, ticareti teknolojiyi, eğitimi top yekûn başka bir boyuta taşıyacak bir projeye henüz rastlamadım.

Mevcut vaatler de sadece güncel çözümlere cevap verebilecek şekilde. Göz boyama seçmeni sadece oy vermeye ikna etmeye yönelik.

Gelişmelerden sadece yönetenler ve çevresi kalkınmamalı.

Çevresinde bu dünya çapında yatırım olan bir şehirde dönen ekonomi halka da yansımalı.

İş arayanlar bilinçlendirilmeli ki düşük ücrete buralarda çalışmamalı. Gençler, donatılmış insan kaynakları ile daha üst düzey düzeyde iş bulmalı.

Bir de hesap verebilir aday ve meclis imajına sahip bir yönetim biçimi yok.  Bugün için değil bu düşüncelerim.  Uzun yıllar bir faydacı yönetim anlayışlarını kast ediyorum.

Kimse sormadan kanuna gerek kalmadan seçilen herkesin toplum önünde kendini ibra edebilir olması lazım. Ve kimse sormadan kamuoyunun vicdanını rahat ettirecek şekilde şeffaf açıklamalarla beyan kültürünün yaşamımıza yerleşmesi lazım.

Suçlanınca kanuna her şeyin uygun olduğu savunması yeterli olmuyor.

Şeklen kanuna uydurulmuş ama gerçekte kanunun lafzına ve ruhuna uygun beyan olmayınca vicdan hep bir cevapsız soru ile yaşamaktan kurtulamıyor.

Şeffaflık yönetimin sorumluluğudur.

Çünkü patron millet olduğuna göre yani seçmen sormadan bütün cevapları sorumluluk emanet edilenlerden öğrenmelidir.

Seçmen ve millet ikna edilmek zorunda…

Her konuda hatta şehrin bekası ve gelişmesi için bakış açısının dışındaki projeleri izah ve ikna etmek lazım. Şehrin gelişmesi belki de bizlerin henüz hazır olmadığı yatırımlara ihtiyacı var.

Araf’tan kurtulmanın yolu, memleketin doğru tercihle yönetilmenin yolu açık, şeffaf bilinçlendirici çalışmalar olmalı.

Seçmen net kararlarla bu aday ve yönetimi Silifke’yi, Mersin’de bir ilçe yapacağım, ülkemizin en önemli ticaret merkezi olmalı. Dünya çağında bir çekim merkezi olmalı diyecek adaylar olsa belki çok daha net kararlarımız olurdu.

Kötünün iyisi  söylemiyle yönetime gelmek Silifke’yi ne kadar geliştirebilir?

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Celal necati üçyıldız
(25.03.2024 18:55 - #1382)
Bilgili olmak, ufku açık olmak. Yetmiyor. Seçimde harcayacak param olacak. Afişler, konvoylar, mitingler.. Ama heyecan yok. Siyaset yapmak zor. Geriye bakıyoruz. Biz e en yakın olan partiye oy vermek.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 blossomtips.com