Yok: Var olmayan, bulunmaya anlamında bir sözcüktür. Hiçbir varlığın olmadığını ifade eden işaret zamiridir de...
Zamir ise; İsim olmadığı halde cümlede ismin yerini tutan, kişileri ya da herhangi bir varlığı işaret yoluyla, soru yoluyla ve belli belirsiz bir şekilde karşılayan sözcüklere denir.
Günümüzde, özümüzde hiç olmayan ancak son yıllarda alışkanlık haline getirdiğimiz YOK ile ilgili usumuzdaki deli düşünceleri paylaşmak istiyoruz. Deli düşünce değil de olması gerekenler desek daha yerinde olur...
Yok, yokluktur, olmayandır, hiçliktir. Yok olmayı, hiç olmayı kim ister ki? O zaman niye yok diyoruz?
Yok demekle negatif enerjide veriyoruz kendimize ve çevremize. Var olanı yok etmek gibi bir şey azlında yok demek!
Cebinizde 500 TL paranız var. Borcunuz var bin TL, yok mu dersiniz olanı mı verirsiniz veya borcunuz yok ama arkadaşınıza 100 TL lazım oldu, borç istedi sizden yok mu dersiniz, çıkarır verir misiniz?..
Günümüzde bunun yanıtı yoktur aslında! Yok yok diye diye yok olacağız. Bir günde var deyin, varlıkla sınav olun, yok olarak sınav olmak sizlere ne kazandıracak ki?
Veren el alan elden üstündür, atasözü ne kadar doğru ve yerinde söylenmiştir. Atalarımız hiçbir zaman yanlış söz söylememişler, çocuklarını yanlış yönlendirmemişlerdir.
Türklüğün hiçbir evresinde yok kelimesi kullanılmamıştır. Ne zaman ki Araplar ile ilişkilere başlanmış yok, yokluk, hiç, hiçlik adeta içimize işlemiştir. Ve özellikle de son yıllarda YOK, sözcüğü dilimizde sakız olmuş durumdadır.
Bundan özellikle ekonomik olarak olumsuz gelişmelerin payı büyüktür. İnsanlar arasında güven kalmamış, kimse kimseye yardam etmediği gibi kuyusunu kazar duruma gelmiştir.
Bu durum ne Türklük ile ne de İslamiyet ile bağdaşan bir düşünce ve adet asla değildir.
Türk toplumu, Batı uygarlıklarına temizliği öğreten bir millettir. Avrupa’da tuvalet ve banyo yokken, Türk milleti sayesinde Avrupa, banyo ve tuvaleti öğrenmiştir. Sadece temizliği mi? Hoşgörüyü, sevgiyi, samimiyeti, yardımlaşmayı...
Şimdi ise aynı Avrupa Türk milletine yokluğu, hiçliği öğretti ve bu milleti kökünden yok etmek istiyor.
Bunu başta din istismarı olmak üzere çeşitli yollarla gerçekleştiriyor. İçimizde bulunan sözde din alimleri, dinini sadece kulaktan duyma ile bilen insanlarımızın rahatlıkla aklını çeliyor, dinde, İslamiyet ile ilgisi olmayan çeşitli söylemleri, dinde var gibi gösteriyor.
Kur-an’ı okumayan, Arapça olması şart değil Türkçe mealini okumuş olsa bile, birçok konuda fikir sahibi olabilir.
Bu Aziz Atatürk için de geçerli. Özellikle günümüz gençleri Gazi Mustafa Kemal’i yeterince tanımıyor. Bu konuda ciddi yanlışlar da yapılıyor. Mideden atarak Atamızı küçük düşürenler oluyor. Bunlara karşı Atatürk’ü iyi tahlil eden, en azından Nutuk’u bir kez eline alıp okuyan var mı?
Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Olmamalı da zaten ama biliyorsanız, sorgularsınız ve doğruya ulaşırsınız, bilmiyorsanız boyun eğenlerden olursunuz.
Yok demeye devam eder, yokluk içinde kalırsınız. Yok demeden önce iyi düşünün. Kendinizi düşünmüyorsanız çocuklarınızı düşünün! Unutmayın ki yok bir hiçliktir. Hiç olmak istemiyorsanız, okuyun, okutun, sorgulayın, pozitif düşünün, dininizi ve tarihinizi çok iyi öğrenin. İşte o zaman hiçbir zaman yok demeyecek, yok etmeye çalışanlara karşı kazanan sizler olacaksınız. Milletimiz olacak...
Sevgi Işığınız Olsun...