Serbestlik Yaramadı!
Uzun bir aranın ardından hizmete açılan lokantalar, kafeterya, kahvehane ve benzeri yerlerin açılması ve hafta sonu sadece Cumartesi günleri serbestlik, insanları sokağa dökerken, sarı olan bölgemiz, kısa süre içerisinde kırmızıya dönüştü ve tam riskli iller arasına girdi.
Cumartesi günü Silifke merkezi panayır yeri gibiydi adeta, umuma açık alan işletmeler ise yüzde elli kurallarına uyulmasına rağmen oldukça kalabalıktı...
Sonuç ise sarıdan kırmızıya geçildi. Tam riskli bölge olduk. Belediyeler bile açık havada program yapmak için yarış haline girdiler bile. Özellikle de Mersin Büyükşehir Belediyesi bu konuda başı çekiyor. Sosyal belediyecilik anlayışı insan sağlığından önce geliyor(!)
Risk altında olan bir ilde bu kadar rahatlatıcılık neden? Neden insanlarımızı risk altına atan bir anlayışa müsamaha gösteriliyor? Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Seçer, İy Sağlık Müdürlüğünden pandemi verileri ile ilgili bilgi almadan mı sosyal projeleri kısa sürede hayata geçirmeye çalışıyor?
İnsanlarımız ise, sanki hastalık riski ortadan kalkmış gibi sokaklarda, alanlarda, bir tek birbirlerine sarılmadıkları kalıyor!..
İnsanın başına gelmedi mi bilmiyor, yaşaması gerekiyor. Bir musibet bin nasihattan iyidir atasözü tam bu duruma uygun bir vecize...
Başımıza gelmesin, hasta olmayalım demek yerine, alabildiğince rahat, keyfe keder bir yaşam şekli ile sokaklarda, caddelerde, alış veriş merkezlerinde, marketlerde, kısaca her alanda insanlarımız sağlıklarını hiçe sayarak, kalabalıklar arasında olmanın büyük zevkini(!) çıkartıyorlar...
Neden turuncu renkten kırmızıya yükseldik?
Yasakların kaldırılması ile ne değişti?
Korona virüs bitti mi ki, insanlar olarak bu kadar rahatız?
İnsanların biraz nefes alması için alınan kararlarla birlikte, sanki pandemi tamamen bitmiş, korona virüse çare bulunmuş gibi bir algı oluşturdu insanlarımız beyinlerinde ve bu durum insanlarımızın sanki hastalık yayılmayacakmış gibi davranmasına neden oldu ve sonuç hiç de iyiye gitmiyor...
İnsanlarımız sağlıklarını hiçe sayıyorlar, yakınlarına veya kendi başlarına geldikleri zaman olayın ciddiyetini anlıyorlar ama iş işten geçiyor.
Genç, yaşlı birçok değerli insanlarımızı kaybettik korona virüs nedeni ile ama hala gördüklerimizden ders almıyor, bildiğimizi okumaya devam ediyoruz.
Sigara tiryakisi bir insan gibiyiz adeta, zararını biliyor ama vazgeçemiyoruz. Ne zaman ki hastalık kapımıza gelecek, canımızı yakacak işte o zaman ah! Diyoruz ama ya geç kılınmış ise!..
Birde bunun öteki yüzü var. İnsanlara bulaştırmak.
Mutasyona uğrayan virüsün çok çabuk yayıldığını lütfen unutmayalım!.. Hem kendimizi hem ailemizi, hem çevremizi hem de insanlarımızı korumak için nefes alalım ama kalabalıklarda uzak durarak, maske, mesafe ve hijyen kurallarına azami dikkat ederek yaşamımızı sürdürelim.
Sağlığımız için, geleceğimiz için duyarlı olalım, olalım ki, kırmızıdan maviye ulaşabilelim...
Sevgi Işığınız Olsun...