Necdet CANARAN
Köşe Yazarı
Necdet CANARAN
 

“Sanat, hayatın gerçek vazifesidir”

Çorap Söküğü   Az söyledim, çok dinledim. Dedi ki İçel Sanat Kulübü Başkanı Fatih Alkar: “Sanat olmasaydı ne estetik etkileşim ne mitolojik bakış açısı ne aşk ne öykü ne düşlerin izdüşümü ne evreni ne de insanın varsıllığını algılayabilirdik.”   “Sanat, hayatın gerçek vazifesidir”       Halk arasında meseldir, anlatırlar. Üç tür dost vardır. Birincisi ilaç gibidir. Lazım olduğunda ararsın. İkincisi mikrop gibidir. Lazım olduğunda o seni arar, bulur. Üçüncüsü ve de önemlisi ekmek gibidir. Her gün ararsın.   * Onca hayhuy arasında, şehrin, ülkenin onca karmaşası onca metcezir koşuşturmasında dahi mandalina dilli, kırk yıllık Fatih Alkar dostumuzla hemen her gün araşırız. “Alo” dediğimde “alo” der Fatih. “Balo” dediğimde “balo.” “Ekmek” desem mesela. “Ekmek” der örneğin. Kırk yıldır. Hemen her gün. Bazen sabah. Bazen ikindiyin saat beşte. Bazen akşamın alacası çöktüğünde araşır, gönülden gönüle kurduğumuz Zekeriya sofrasındaki ekmeği paylaşırız. E, bize Mersinli derler! *   Şuracığa not edeyim de sonra duymadım, haberim olmadı, ocakta yemeğim vardı falan olmasın. Bolkarlar; Konya, Niğde ve Mersin’e uzanan bir dağ sırasıyken… Fatih Alkar’dır. * Bilen bilmeyen var. Fatih, sadece İstanbul’da bir semt adı değildir. Fatih, Mersin’de sanatı harmanlayan aşçıbaşıdır. İçel Sanat Kulübü Başkanıdır.   * Senelerdir gazete sayfalarında çayır çimen gezince adım çıkmış: Geveze. Yorulmuşum. Fırsattan istifade, “Az söyle öz söyle iki dinle bir söyle” diye muhtıra verdim sersem sepelek dilime, kaç zamandır sersem sepet kalın kafama. Bir sordum, iki dinledim. Kulak verip dinledim. Zaten başka hangi organımla dinleyebilirim ki? Benimki de laf işte! Paylaşım mutluluğun bereketidir. Laf aramızda kalmasın. Heybemizden dökülen lafları süpürüp şuracığa güldeste edeyim. De haydi, “Sanat, hayatın gerçek vazifesidir” yolcusu kalmasın. Teker dönüyor. * -Yorgunluk gidermek üzere, 50 yıl önce hayat sahnesinden çekilen ressam, şair, yazar Bedri Rahmi demiş ki mesela: “Ey sanat, seni bana musallat ettiler. Eğer ben de seni başkalarına musallat etmezsem, yuf olsun!” Fatih Alkar’a sorsam: Mersin’in amiral sanat gemisi İçel Sanat Kulübü, 1989 yılından bu yana neleri musallat etti sanat adına?   -Öncelikle selam olsun Bedri Rahmi’ye. Kulübümüz, “Sanat İyileştirir” mottosuyla güzel sanatlar adına 35 yılda yaklaşık 3 bin 300 etkinlik yaptı. Yanı sıra, Nietzsche de bir sözüyle sanki farkındalık çabası içerisinde olduğumuz kulübümüzü tarif etmiş.   - Nietzsche ne demiş, hangi sözüyle sizi tarif etmiş? -“Sanat hayatın gerçek vazifesidir” demiş Nietzsche. Bu sözü üzerimize alındık, vazife edindik. Önce de söyledim dünden bugüne 3 bin 300 etkinlik yaptık.   -Desem ki mesela: Daha önce de İçel Sanat Kulübü gemisinin kaptanıydın. Bu ikinci dönemin. Neler yaptınız, yapıyorsunuz mürettebatla? -Görevi devraldığımız 2023 yılındaki depremler, ülke ve kent olarak yaşadığımız artçı şoklar nedeniyle yaptığımız etkinlik çeşidi 70 civarında kaldı. 2024 yılına geldiğimizde 80’i aşkın etkinlik gerçekleştirdik. Takvim içerisinde gelenekselleşmiş başat etkinliklerimiz oldu: Mitoloji Günleri, Felsefe Günleri, Arkeoloji Günleri, Mizah Günleri, Sanat Tarihi, Rehber Aydın Şiir Ödülü, gezilerimiz ve diğer ve diğer… Heyecanımız hiç bitmeyecek zira yalnız ve güzel ülkemizde bir elin beş parmağını geçmeyen sayıdaki Arkeoloji Günleri’nin 30’uncusunu “Tarsus” temasıyla, farkındalıkla bütünleşen Arkeoloji Müzemizde gerçekleştireceğiz. Yeri gelmişken başta Mersin Büyükşehir Belediyemiz, Akdeniz Belediyemiz gibi kurumlara, duyarlı üyelerimize, sponsorlarımıza, kulüp dostlarımıza verdikleri destek ve katkı için teşekkürlerimizi iletmek isterim.   -Hani diyorum başka, sırada ne var? -Şimdilerde kentteki tüm sanat bileşenleriyle bir çalışma içindeyiz. İçel Sanat Kulübümüz için ayrı bir önemi olan, kentimizin adını sanatçı bütünselliğiyle duyuran, Atatürk Oratoryosu’nu, İçel Sanat Kulübü Marşı’nı besteleyen Devlet Sanatçısı, üstat Nevit Kodallı’nın 100’üncü doğum yıl dönümünü bir dizi etkinlikte anıp, anlatacağız.   -“Sanat iyileştirir” diyorsun. İyi, güzel, tamam, kabul. Sahi kuzum, nedir bu alternatif tıbbın tedavi edici özelliği? - Bindik bir alamete… Yapay zekâ gibi… Robotik yaşam ve her şeyi hızlı tüketmek gibi… Pandemi, ekonomik sıkıntılar, depremler, Ortadoğu’daki gözyaşı gibi pek çok yıkıcı olguyu yaşamaktayız. Yapay zekânın toplumsal yaşama, etik kurallara olumsuz yansımalarının yanı sıra dünya ahvali, hâl ve gidişat hepimizi etkiliyor. Camus der ki: (…) Sanat, sanatçıyı insanlardan ayrılmamaya zorlar; onu en gündelik ve en evrensel gerçeğe bağlar. Sanat, en büyük sayıda insanı ortak anlar ve sevinçlerle coşturarak görüntüleri, biçimleri bulmaktır. Albert Camus gibi düşünüyoruz. İşte onun için, sanatsız edemeyişimiz. İşte onun için “Sanat iyileştirir” diyoruz. Düşünsenize; sanat olmasaydı ne şiirsel ne edebi ne romansal yaklaşım ne estetik etkileşim ne mitolojik bakış açısı ne aşk ne öykü ne düşlerin izdüşümü ne evreni ne de insanın varsıllığını algılayabilirdik. Biz bu anlayışla çalışmaya, üretmeye… Bu manada bünyemizde resim, tiyatro atölyeleri kurmaya…. Sanatın gerekliliğini yazan üstadın konusu bağlamında kulübümüzde açık oturumlar, söyleşiler yapmaya… Kent kültürü, kültür ekonomisi, sanatın içselleşmesi açısından farkındalık oluşturmaya… Ahde vefaya vurgu yapmaya, geleneklerimizi sürdürmeye devam edeceğiz.  Bu manada gelecek kuşaklara, kamuoyuna, akademi dünyasına, kentimize, ülkemize mesajlarımızı vermeye devam edeceğiz. Bitti, nokta. *   E, sonra! Hep söylerim: Köşe yazıcılığı, yazıcılık mesleği zor iştir, zahmetlidir, yorucudur. Bakmayın siz kolay okunduğuna. Vakti saati gelince hep hatırlatırım: “Dalgalarla boğuşmaktan yorgun düşmüş bir gemiyim, bir limana ihtiyacım var sığınacak” demişti Sadri Baba, Sadri Alışık. E, sonra! Al kiraz üstüne kar yağarmış Tülay! “İki dinle bir söyle” diye muhtıra verince sersem sepelek dilime soluklanır gibi oldum. E, sonra! Belki şehre bir film gelir İklim değişir, Akdeniz olur. Yorgunluk kahvesi içer, iyileşiriz. Hani diyorum alternatif tıbbın gücü adına güneşte çay demleyip, film mi izlesek? Öyle ya, sanat iyileştiriyor!  
Ekleme Tarihi: 18 Şubat 2025 - Salı

“Sanat, hayatın gerçek vazifesidir”

Çorap Söküğü

 

Az söyledim, çok dinledim. Dedi ki İçel Sanat Kulübü Başkanı Fatih Alkar: “Sanat olmasaydı ne estetik etkileşim ne mitolojik bakış açısı ne aşk ne öykü ne düşlerin izdüşümü ne evreni ne de insanın varsıllığını algılayabilirdik.”

 

“Sanat, hayatın gerçek vazifesidir”

 

 

 

Halk arasında meseldir, anlatırlar.

Üç tür dost vardır.

Birincisi ilaç gibidir. Lazım olduğunda ararsın.

İkincisi mikrop gibidir. Lazım olduğunda o seni arar, bulur.

Üçüncüsü ve de önemlisi ekmek gibidir. Her gün ararsın.

 

*

Onca hayhuy arasında, şehrin, ülkenin onca karmaşası onca metcezir koşuşturmasında dahi mandalina dilli, kırk yıllık Fatih Alkar dostumuzla hemen her gün araşırız.

“Alo” dediğimde “alo” der Fatih.

“Balo” dediğimde “balo.”

“Ekmek” desem mesela.

“Ekmek” der örneğin.

Kırk yıldır. Hemen her gün. Bazen sabah. Bazen ikindiyin saat beşte. Bazen akşamın alacası çöktüğünde araşır, gönülden gönüle kurduğumuz Zekeriya sofrasındaki ekmeği paylaşırız. E, bize Mersinli derler!

*

 

Şuracığa not edeyim de sonra duymadım, haberim olmadı, ocakta yemeğim vardı falan olmasın.

Bolkarlar; Konya, Niğde ve Mersin’e uzanan bir dağ sırasıyken…

Fatih Alkar’dır.

*

Bilen bilmeyen var.

Fatih, sadece İstanbul’da bir semt adı değildir.

Fatih, Mersin’de sanatı harmanlayan aşçıbaşıdır.

İçel Sanat Kulübü Başkanıdır.

 

*
Senelerdir gazete sayfalarında çayır çimen gezince adım çıkmış: Geveze. 
Yorulmuşum. Fırsattan istifade, “Az söyle öz söyle iki dinle bir söyle” diye muhtıra verdim sersem sepelek dilime, kaç zamandır sersem sepet kalın kafama.
Bir sordum, iki dinledim. Kulak verip dinledim. Zaten başka hangi organımla dinleyebilirim ki? Benimki de laf işte!

Paylaşım mutluluğun bereketidir. Laf aramızda kalmasın. Heybemizden dökülen lafları süpürüp şuracığa güldeste edeyim. De haydi, “Sanat, hayatın gerçek vazifesidir” yolcusu kalmasın. Teker dönüyor.

*
-Yorgunluk gidermek üzere, 50 yıl önce hayat sahnesinden çekilen ressam, şair, yazar Bedri Rahmi demiş ki mesela: Ey sanat, seni bana musallat ettiler. Eğer ben de seni başkalarına musallat etmezsem, yuf olsun!”

Fatih Alkar’a sorsam: Mersin’in amiral sanat gemisi İçel Sanat Kulübü, 1989 yılından bu yana neleri musallat etti sanat adına?

 

-Öncelikle selam olsun Bedri Rahmi’ye. Kulübümüz, “Sanat İyileştirir” mottosuyla güzel sanatlar adına 35 yılda yaklaşık 3 bin 300 etkinlik yaptı. Yanı sıra, Nietzsche de bir sözüyle sanki farkındalık çabası içerisinde olduğumuz kulübümüzü tarif etmiş.

 

- Nietzsche ne demiş, hangi sözüyle sizi tarif etmiş?

-“Sanat hayatın gerçek vazifesidir” demiş Nietzsche. Bu sözü üzerimize alındık, vazife edindik. Önce de söyledim dünden bugüne 3 bin 300 etkinlik yaptık.

 

-Desem ki mesela: Daha önce de İçel Sanat Kulübü gemisinin kaptanıydın. Bu ikinci dönemin. Neler yaptınız, yapıyorsunuz mürettebatla?

-Görevi devraldığımız 2023 yılındaki depremler, ülke ve kent olarak yaşadığımız artçı şoklar nedeniyle yaptığımız etkinlik çeşidi 70 civarında kaldı.

2024 yılına geldiğimizde 80’i aşkın etkinlik gerçekleştirdik.

Takvim içerisinde gelenekselleşmiş başat etkinliklerimiz oldu: Mitoloji Günleri, Felsefe Günleri, Arkeoloji Günleri, Mizah Günleri, Sanat Tarihi, Rehber Aydın Şiir Ödülü, gezilerimiz ve diğer ve diğer…

Heyecanımız hiç bitmeyecek zira yalnız ve güzel ülkemizde bir elin beş parmağını geçmeyen sayıdaki Arkeoloji Günleri’nin 30’uncusunu “Tarsus” temasıyla, farkındalıkla bütünleşen Arkeoloji Müzemizde gerçekleştireceğiz.

Yeri gelmişken başta Mersin Büyükşehir Belediyemiz, Akdeniz Belediyemiz gibi kurumlara, duyarlı üyelerimize, sponsorlarımıza, kulüp dostlarımıza verdikleri destek ve katkı için teşekkürlerimizi iletmek isterim.

 

-Hani diyorum başka, sırada ne var?

-Şimdilerde kentteki tüm sanat bileşenleriyle bir çalışma içindeyiz. İçel Sanat Kulübümüz için ayrı bir önemi olan, kentimizin adını sanatçı bütünselliğiyle duyuran, Atatürk Oratoryosu’nu, İçel Sanat Kulübü Marşı’nı besteleyen Devlet Sanatçısı, üstat Nevit Kodallı’nın 100’üncü doğum yıl dönümünü bir dizi etkinlikte anıp, anlatacağız.

 

-“Sanat iyileştirir” diyorsun. İyi, güzel, tamam, kabul. Sahi kuzum, nedir bu alternatif tıbbın tedavi edici özelliği?

- Bindik bir alamete…

Yapay zekâ gibi…

Robotik yaşam ve her şeyi hızlı tüketmek gibi…

Pandemi, ekonomik sıkıntılar, depremler, Ortadoğu’daki gözyaşı gibi pek çok yıkıcı olguyu yaşamaktayız.

Yapay zekânın toplumsal yaşama, etik kurallara olumsuz yansımalarının yanı sıra dünya ahvali, hâl ve gidişat hepimizi etkiliyor.

Camus der ki: (…) Sanat, sanatçıyı insanlardan ayrılmamaya zorlar; onu en gündelik ve en evrensel gerçeğe bağlar. Sanat, en büyük sayıda insanı ortak anlar ve sevinçlerle coşturarak görüntüleri, biçimleri bulmaktır.

Albert Camus gibi düşünüyoruz.

İşte onun için, sanatsız edemeyişimiz.

İşte onun için “Sanat iyileştirir” diyoruz.

Düşünsenize; sanat olmasaydı ne şiirsel ne edebi ne romansal yaklaşım ne estetik etkileşim ne mitolojik bakış açısı ne aşk ne öykü ne düşlerin izdüşümü ne evreni ne de insanın varsıllığını algılayabilirdik.

Biz bu anlayışla çalışmaya, üretmeye…

Bu manada bünyemizde resim, tiyatro atölyeleri kurmaya….

Sanatın gerekliliğini yazan üstadın konusu bağlamında kulübümüzde açık oturumlar, söyleşiler yapmaya…

Kent kültürü, kültür ekonomisi, sanatın içselleşmesi açısından farkındalık oluşturmaya…

Ahde vefaya vurgu yapmaya, geleneklerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. 

Bu manada gelecek kuşaklara, kamuoyuna, akademi dünyasına, kentimize, ülkemize mesajlarımızı vermeye devam edeceğiz.

Bitti, nokta.

*

 

E, sonra!

Hep söylerim: Köşe yazıcılığı, yazıcılık mesleği zor iştir, zahmetlidir, yorucudur. Bakmayın siz kolay okunduğuna.

Vakti saati gelince hep hatırlatırım:

“Dalgalarla boğuşmaktan yorgun düşmüş bir gemiyim, bir limana ihtiyacım var sığınacak” demişti Sadri Baba, Sadri Alışık.

E, sonra!

Al kiraz üstüne kar yağarmış Tülay!

“İki dinle bir söyle” diye muhtıra verince sersem sepelek dilime soluklanır gibi oldum.

E, sonra!

Belki şehre bir film gelir

İklim değişir, Akdeniz olur.

Yorgunluk kahvesi içer, iyileşiriz.

Hani diyorum alternatif tıbbın gücü adına güneşte çay demleyip, film mi izlesek?

Öyle ya, sanat iyileştiriyor!

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
https://jazziraes.com/ https://bramblesva.com/ https://seattledogresort.com/ https://bestlifecoachcollective.com/