ANAM…
Bir yoğurt yapacaksınız, eğer elinizde güzel ve sağlıklı bir maya olmaz ise yaptığınız yoğurdun ne tadı olur ne tuzu, tutmayabilir de belki…
Sadece yoğurt da mı? İnsanlar için de böyle kavramlar kullanmıyor muyuz? Mayası tutmadı demiyor muyuz?
Bir toplumun mayası da KADINDIR, ANADIR, ANNELERİMİZDİR…
Bugünlerde kimlerle konuşup sohbet etsem, herkesin dilinde eski günler, o günlerin mutluluğu, o günlerin özlemi var…
Çadırda yaşayanların da kerpiç evlerde yaşayanların da lüks evlerde yaşayanların da…
Gaz ışığında ders çalışıp okuyanlar, elektrik ışığında çalışıp baba parası yiyenler, davar peşinde koşmalarına rağmen bir kesere sap olanlar… Ama hepsi aynı dertten muzdarip; “geçmişi arıyor ve özlüyoruz…”
Neden peki?
Onlarca çocuğu olan analar, o kadar çok çocuğun arasında bile ANALIK görevini en iyi şekilde yapar, tüm çocuklarını mutlu eder, hepsinin gönlünü alır, yapması gerekenleri anlatırlardı. Sadece önlerine katık koymazlar, nasihat da ederlerdi, evin reisi olan BABA ile…
Yeri gelir dersleri ile ilgilenir yeri gelir başını okşar yeri gelir şefkati ile sarar yeri gelir öfkesi ile evlatlarını eğitirdi ANALARIMIZ…
Öyle bir değişim gösterdi ki kadın olan ANALARIMIZ; ilgisi olmayan otomobil reklamlarında bile yarı çıplak olarak karşımıza çıkmaya, en seksi kıyafetlerle kadınlıklarını ortaya koydular-birileri tarafından koyduruldular!.. ANALARA olan saygı yerle bir edildi. ANA, ANA olmaktan çıkarıldı, adeta kullanılıp atılan bir paçavraya döndürüldü-döndürülmeye çalışıldı ve bu maalesef başarıldı.
Eskiden evlerde iki yatak (döşek) oldu mu, bir de bakır sahan üç beş tane, senden zengin olmazdı! Çünkü gönül zenginliği vardı.
Ya şimdi?
Doyumsuzluk, yaşama saygısızlık, mutsuzluk, her şeyi elinin altında olmasına rağmen (para, mal, mülk, sosyal yaşam, tüm zenginlikler) mutsuz bir yaşam.
Kısa vadede zengin olmanın kabiliyetten sayıldığı, paranın nasıl geldiğinin sorgulanmadığı, ibadetlerin bile göstermelik yapıldığı, hukuk dahil hiçbir korkunun olmadığı bir toplum var şimdi karşımızda ama ANALARIMIZ yok artık ortada!
Bir toplumun temel direği olan kadın (ANA) olduğunun bilinmesine rağmen, kadını adam yerine koymayan bir toplum oluşturuldu. Kadın sadece bir obje gibi görülür oldu…
Aileler kurulurken acaba ne zaman ayrılacaklar? Soruları soruluyorsa, burada toplum olarak kadına bakış açımızın ne kadar çok değiştiğini görmezden gelmemiz mümkün değil!
Eşine ve çocuklarına bağlı bir kadın (ANA), sırtında taş taşıyarak evinin geçimine katkı sağlayan kadınlarımız, erinin yanı başında duran ve eşinin dayanacak gücü olan kadınlarımız şimdi neredeler?
Neredeler Kurtuluş Savaşında mermi taşıyan Ayşe Kadınlarımız, Hatce Analarımız…
Onların torunları olan kadınlarımız şimdi neredeler? Bu ülke için neler yapıyorlar?
Bir toplumun temel direğidir KADIN (ANA), temel direğin yıkılması demek, o toplum çökmesi demektir.
Türk milletinin örfünü ve geleneklerini yok ettiler, Arapların Müslümanlığı ile derdest olan bir millet olduk! NEDEN?
Temel direğimiz olan ANALARIMIZI obje haline getirdiler, ona duyulan saygı ve sevgiyi bitirdiler. Eğer hala bu toplumda sağlam bireyler varsa, henüz bu toplum içinde ANALIĞINI EN İYİ ŞEKİLDE YERİNE GETİREN KADINLARIMIZIN VARLIĞINDANDIR.
Mayası bozuk toplum oluşturma gayreti içerisinde olanlar ve bunu yıllardır yüce Türk Milleti için uygulayanlar şunu çok iyi bilmelidirler ki, BU MİLLET YİNE KÜLLERİNDEN DOĞACAKTIR.
Çünkü bu millet için fedakarlıktan kaçmayan ve henüz mayasını bozmayan ANALARIMIZ vardır. Bu ANALARIMIZ sayesinde bu millet yeniden gerçek özüne dönecektir.
Bu vesile ile vefatının 5. Senei devriyesinde CANIM ANAM’ı RAHMET VE MİNNETLE ANIYORUM. Ruhu Şad Mekanı Cennet Olsun İnşallah. (Ahirete intikal eden tüm ANALARIMIZA rahmet diliyorum.)
ANALIK DUYGULARINI yaşayan, yaşatmak için mücadeleden yılmayan tüm ANALARIMIZA selam olsun.
SEVGİ IŞIĞIMIZ OLSUN…