Altı Sıfır Öncesi ve Sonrası… Türk parasından 6 sıfır atılmadan önce iktidarda DSP, ANAP ve MHP koalisyon hükümeti vardı. Yazarkasalar yollara fırlatılıyor, masalara kitaplar çarpılıyor, döviz sürekli yükseliyordu. Ekonominin kurtarıcısı olarak gelen Derviş’te işi yokuşa sürmüş, hükümetin yıkılması için ne gerekiyorsa yapmıştı ancak MHP Lideri Bahçeli’nin erken seçim çağrısı kadar etkili olamamıştı. Bahçeli, o dönem 3 Kasım 2002 tarihini vererek erken seçim demişti, merhum Bülent Ecevit’in yapma demesine rağmen, intihar gibi bir karar bu, demesine rağmen Ak Parti’nin iktidarına adeta onay vermişti… DSP, ANAP, MHP Koalisyon Hükümetinde işler belki iyi gitmiyordu, enflasyon inişli çıkışlı idi ama 1 Ocak 2005 tarihinde 1.000.000 (Bir milyon TL)’den altı sıfır atılıyor, bir milyon 1 YTL oluyordu. Sonrasında ise yine TL’ye dönüş. Ama Türk Lirası değer kazanacak derken değer kaybetmeye devam etti. Nice bakanlar geldi geçti ama Türk lirası yabancı para karşısında değerini sürekli kaybetti. Ana neden ise üreten değil tüketen toplum olmak! Hep dışardan alırsanız paranızın değerini korumanız mümkün mü? Diğer bir deyişle siz üretmiyorsanız, paranızın bir değeri olur mu? Ak Parti Hükümeti ekonomiyi düzeltmek adına en son Cumhurbaşkanlığı sistemini devreye koydu ve yasal olarak bunu da gerçekleştirdi ancak tek başlı iktidar da ekonomik soruna çare olamadı. Bu arada MHP Lideri Bahçeli’nin Ak Parti Lideri Recep Tayyip Erdoğan’a söylediği sözler yenir yutturulur cinsten değildi, tabi Erdoğan da alt kalır mı, O’da Bahçeli’ye doldur boşalt yapmayı sürdürdü. Nihayetinde bir noktada buluştular. Birbirlerine söylediklerini söylenmemiş olarak kabul ettiler. Kısacası MHP, Ak Parti’ye kol kanat gerdi ama Ak Parti yine de ekonomiyi dip yapmaktan kurtaramadı. Bu arada özelleştirmeler bahane edilerek devletin tüm üretim yapan fabrikaları, gelir getiren malları, satılmaması gereken (istihbarat nedeni ile) iletişim bile satıldı. Maden yatakları yabancı sermayenin eline geçti. Anadolu topraklarına misafir olarak kabul edilen Suriyeli ve Afganlıların sayısı milyonlarla ifade edilir durumda. (10 milyon civarında olduğu iddiaları var) Anadolu topraklarında yaşıyorlar ama misafir gibi değil sanki kendi vatanlarında yaşıyorlarmış gibi hem de ekmek elden su gölden misali… Ne vergi veriyorlar ne de sağlığa katkı payı!.. Türk parasına değer katılması beklenirken bugün Dolar 10.50 TL’ye dayanmış, insanlar büyük bir ekonomik krizle boğuşuyor, hayat pahalılığı ikiye, üçe katlanmış ama enflasyonun yüzde 20 olduğu açıklanıyor! Çocuk bile kanmıyor artık bu tür sözlere… Çok kısa süre içerisinde yüzde 50 oranında artın bir döviz var ve üreten değil tüketen bir toplumuz. Tarımsal üretimlerimiz bile ciddi oranda düşmüş durumda. Konya Ovasından başka bir yerde buğday ekilmez olmuş. Ora da bile yarıdan fazlası ekmez olmuşken, ekmek fiyatlarının yakında ikiye, üçe katlayacağı da asla unutulmamalı… Bu ülkede muhalefet yok! Veya yapamıyorlar!.. Bir Demirel’i, bir Özal’ı, bir Erbakan’ı bir Erdal İnönü’yü, Bir Erbakan’ı, bir Türkeş’i aramayanımız var mı? Birbirlerine olmadık eleştiriler yapıyorlardı ancak asla belden aşağı vurmuyorlardı. Bir araya geldiklerinde de yüzleri kızarmıyordu. Şimdi nerede muhalefet, Erdoğan’ın peşinde! Üretken bir muhalefet yok. Üretken, hazır cevap bir muhalefet yapılmıyor. Böyle bir muhalefet nasıl iktidara gelebilir ki? Merhum Türkeş 3-4 milletvekili ile hükümetlere istediğini yaptırabiliyordu muhalefette olmasına rağmen ya şimdi onlarca vekili olan ne yapabiliyor? Kısacası, bu ülke gençlere teslim edilmeli. Onların geleceğinden yedik, hiç olmazsa onlar geleceklerini koruma altına alsınlar. Yeni nesil gelmedikçe ülkenin geleceği pek aydınlık görünmüyor… Sevgi Işığınız Olsun…