Emine’ye türküyle gönderilen selâm
Ankara. 18 Haziran 2005 akşamı. Kanal 7’de “Şoray Uzun Yolda” programını izliyorum. Muzip sunuculuğunu beğendiğim Şoray Uzun bu defa Makedonya’da... Kendisi de Bulgaristan kökenli bir Balkan muhaciri olan sanatçı, Türk Bölgesindeki Yörüklerle röportajlar yapıyor. Çekimler esnasında rengârenk fistanlı köy kızları ve kadınları ekrana renk katıyorlar. Kendimi adeta memleketim Silifke’de, son göçerler Sarıkeçililer’in kıl çadırlarında hissediyor, programı zevkle seyrediyorum.
Şoray, Radoviş kasabası civarında aile fertleriyle birlikte tarlada tütün çapalayan 75 yaşında bir amcamızla sohbete başlıyor. Adının “Mümin” olduğunu söyleyen sempatik ihtiyar, atalarının Konya’dan gelen Yörükler olduğunun altını çiziyor.
‘Türkiye’de kiminiz, kimseniz var mı?’ sorusuna ‘Var!’ deyip saymaya başlıyor: “Kayinçelerim var. Yani karımın kardaşları. Kızkardeşim var. Torunlarım var. Kendi kızım var Çorlu’da. İsmi Emine”
Emine’nin adı geçince biraz daha duygulanıyor. Belli ki, kızının gönlündeki yeri bir başka… Zaafını yakalayan Şoray üstüne üstüne gitmeye başlıyor;
-Kızınızı özlüyor musunuz?
-Özlüyorum tabii. Özlenmez mi? Kan nerede ise, can çeker orayı!
-Peki, Türkiye’deki yakınlarınıza selam söyleyecek misiniz?
-Cümlesine ayrı ayrı çok selam ederim. Kızıma da selam ederim. Emine’ye selam etmişken iki söz şarkı söyleyivereyim.
Mümin Amca, bu diyalogdan sonra, çocukluğumda sıkça dinlediğim şu güzelim türküyle, çok sevdiği kızına anlamlı ve özel bir selam gönderiyor.
Dağda da davar güderim
Emine’me selam ederim
Eminem de selamımı almazsa,
Alırım da başımı giderim
Eminem Eminem çakır Eminem
Gözlerinin altı çukur Eminem
Dağda da davar ellidir
Eminem de gözlerinden bellidir.
Eminem Eminem çakır Eminem
Gözlerinin altı çukur Eminem
Öylesine nazik, asil, yumuşak ve içli bir sesi var ki… Adeta yüreğimize işliyor, insanı duygu seline boğuyor. Rahmetli babaannem, rahmetli halam ile -Allah uzun ömür versin- kız kardeşim de aynı ismi taşıdığından olacak, çok duygulanıyorum.
O sırada odalarında saz çalışan 9 yaşındaki üçüzlerimi yanıma çağırıyor ve kendilerine şunu öğütlüyorum:
“Bir şarkının, türkünün dinleyenlerin gönül telini titretebilmesi için yürekten, hissederek söylenmesi lâzım!”
Gönül coğrafyamızın gönlü güzel adamı Mümin Amca! Sağsan şu an 92 yaşına varmışsın demektir. Öldüysen Allah rahmet eylesin. Mekânın cennet olsun. Rabbim Emine’ni cennetinde sana komşu eylesin.
Bu güzelim Ankara Şereflikoçhisar türküsünü her duyuşumda, kendimi Makedonya Yörüklerinin yanında buluyor, Mümin Amcamı hasretle kucaklayıp ellerinden öpüyorum. Ardından hızla doğduğum belde Taşucu’na geçiyor, rahmetli Babaannem Emine’yi ve Emine Halamı mütevazı tek katlı, bahçeli evlerinin önünde sohbet edip gülüşürlerken görüyorum.