SEN GELMEZ OLDUN
Kayserili merhum hayırsever Nevin Akyurt Hanımın hayatını anlattığım “Sen Gelmez Oldun” isimli kitabın yazımını bitirdiğimde kendimi kuş gibi hafiflemiş hissediyordum. Kitabın taslak halini yayıncı Talas Belediyesine teslim ettikten sonra yakınlardaki evime geldiğimde, rahmetli “Nevin Abla”nın çok sevdiği ve çok da güzel söylediği Azerbaycan şarkılarını sırayla dinlemeye başladım.
“Yaman Ayrılık”
İlk sırada “Ayrılık” vardı. Güzel atlara binip erkenden giden güzel insanlardan ayrılmak gerçekten çok zordu. Boşlukları kolay kolay dolmuyordu. Bu ayrılık, ‘her bir dertten alâ yaman bir ayrılık’tı.
Üstelik bu eserin sözleri Nevin Hanım’ı ne kadar da iyi yansıtıyordu. Meselâ şarkıda “Fikrimden geceler yatabilmirem / Bu fikri başımdan atabilmirem” deniliyordu. Rahmetli de tüm acılarına rağmen gündüzleri güleç yüzünü eksik etmez, geceleri ise tanıdığı garibanların derdinden gözyaşı döker, yatağında rahat uyuyamazdı. “Kimseye göstermem üzüntümü. Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım” diyen Oğuz Atay gibiydi. Derdini, acısını kimselerle paylaşmaz, içine atardı. Oysa söylenmeyen dertler “hicran” olmaz mıydı?
“Söyle evladım diye teselli ederdi annem beni. Söyle de içine hicran olmasın. Hicran oldu anne.” (Tehlikeli Oyunlar, Oğuz Atay)
“Neredesin Nevin Anne?”
Sırada çok sevilen “Sen Gelmez Oldun!” vardı. Gerçekten o artık gelmez olmuş, ardından bir türlü doldurulamayan kocaman bir boşluk bırakarak aramızdan ayrılmıştı. Kitabımın adı yaptığım bu şarkı, en çok da yıllardır “Nevin Anne”nin yolunu gözleyen ve onu oldukça özleyen gariplerin, yoksulların, hastaların, ezilmişlerin hissiyatını yansıtıyordu. Onların şöyle seslendiklerini duyar gibiydim;
“Neredesin Nevin Anne? Gözlerimiz yollarda kaldı! Yıllardır biz garibanların kapılarını çalmaz, güzel yüzünü, tebessümünü göstermez, halimizi hatırımızı sormaz, ihtiyaçlarımızı gidermez oldun.
Sen gelmez oldun!”