“ÇÖKMEDAM”DAN ÇIKAN ADAM  “Mersin yolu üzerinde Silifke’den beş, altı kilometre uzaklıkta bir tarlamız vardı: Oraya “Çökmedam” derdik. On-on bir dönümlük bir araziydi. İncir ağaçları vardı. Kuyusu vardı. Topraktan bir dam vardı. Onun yanında bir de talfar vardı. Yazları okul bitince oraya giderdik. Biraz uzaktan Göksu Irmağı geçerdi. Irmağın üzerine su dolapları yapılmıştı. Bu dolaplar hep inler gibi bir ses çıkartırdı. Özellikle geceleri bu seslerin anılarımda özel bir yeri var. Gecenin sessizliğinde, yıldızların ve ayın ışığında uzaklardan gelen bir inleme gibi… O kadar güzel ve etkileyiciydi ki; bana bir ninni, bir şiir gibi gelir, bu büyüleyici sesle dam üstüne uykuya dalardım. Hasan Ağabeyim, yaz akşamları o damın üstünde yatmaya çekildiğimizde bazen keman ve cümbüş çalardı. Ay çıkmış, ay ışığına rağmen yine gökyüzünü, yıldızları görüyorsun. Uzaktan uzağa çakalların sesleri, köpek havlamaları… Irmakta dolap dönüyor ve Hasan Ağabeyim yumuşak sesiyle ‘Hafız’ türküsünü söylüyor. Hafız mektepten gelir Edayınan, nazınan Ben Allah’tan çok isterim Geçinemem az ilen…” Silifke sevdalısı unutulmaz hemşehrimiz Psikolog, Yazar Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu’nun vefatının dördüncü yıldönümü dolayısıyla Silifke Belediyesi ile birlikte düzenlediğimiz “Anma Programı”nın sunumunu fon müziği eşliğinde bu hüzünlü metinle başlattım. Kısaca “sinema” olarak da bilinen Silifke Belediyesi Kültür Merkezinde 17 Şubatta gerçekleştirdiğimiz programda, hayatının nehir söyleşi tarzında anlatıldığı “Damdan Düşen Psikolog” isimli kitapta yer alan “Çökmedam”daki bu hüzünlü anısının ardından Taşeli Kültür ve Sanat Derneği (TAKÜSAD) Başkanı değerli sanatçımız Cihangir Akdemir söz konusu “Hafız” türküsünü bağlamasıyla çalıp seslendirdi.   “Çökmedam” Şimdi Avokado Bahçesi   Bilmeyenler için belirtelim. “Çökmedam” şimdi otuz yıllık devasa avokado ağaçlarının yer aldığı güzel bir bahçe. Silifke’nin Mersin çıkışında, Kabasakallı Mahallesi girişinin karşısına düşüyor. Bahçenin şimdiki sahibi Eczacı Ertuğrul Cüceloğlu’yla görüşerek eşim İlhame Öztürk hanımla birlikte bu bahçeyi gezdik. Çok da iyi oldu. Zira sunum öncesi, merhum Cüceloğlu’nun çocukluğunda çok büyük bir yeri olan “Çökmedam” ve o arazi hakkında bir kanaat edinmiş olduk.             Türkünün ardından açılış anonsunu yapıp Silifke Belediye Başkanı Sayın Mustafa Turgut’u davet ettim. Kısa bir konuşma yapan başkandan sonra şehir dışında bir seminerde olduğu için çok arzulamasına rağmen etkinliğimize katılamayan Silifke Kaymakamı Sayın Abdullah Aslaner’in mesajını okudum.                 “Annen Yoksa Kimse Yok!”               Müzik kadar görüntü zenginliğine de büyük önem verdiğim etkinlikte gösterilen kısa videolardan biri “Annen yoksa kimse yok!” adını taşıyordu. Cüceloğlu, annesini küçük yaşta kaybetmesinden sonra hayatında yaşadığı boşluğu anlatırken gözyaşlarını tutamıyordu. Hepimizi duygulandıran bu görüntünün ardından ailesi adına yeğeni emekli banka müdürü Hatice Cüceloğlu Doğan Hanımı sahneye davet ettim. Kendisi gelirken bir gün önce vefat eden yengeleri Halide Cüceloğlu Hanımefendi için de salonda bulunan aile fertlerinden altı davetlimize baş sağlığı diledim. Hatice Hanımın amcasından bazı anılar aktardığı samimi konuşmasından sonra bu defa İstanbul’dan annesinin vefatı dolayısıyla gelen Sami Cüceloğlu Bey söz alarak amcasıyla ilgili pek bilinmeyen konuları dile getirdi. İki kuzen de kısa konuşmalarında, böylesi bir vefa programından dolayı teşekkürlerini ilettiler.   Hep Çocuk Kaldı   İkinci görüntümüz ise rahmetli Cüceloğlu’nun, meslektaşı Üstün Dökmen’in programında davul çalıp “Silifke’nin Yoğurdu”nu söylediği anlardı. İlk videoda hüzünlendiren Cüceloğlu burada davetlilere tebessüm ettirdi.             Bu görüntülerin ardından şu yorumu yapma gereğini duydum: “Sunay Akın “Maki” isimli şiirinde ‘Bir an önce görünsün diye Akdeniz/Toroslarda ağaçlar hep çocuk kalır’ der. Bu görüntülerde de görüldüğü gibi değerli hemşehrimiz Doğan Cüceloğlu da sevdalısı olduğu memleketi Silifke’nin kültürünü, güzelliklerini tanıtabilmek için her ortamı, her fırsatı kullanmış, doğallığını, samimiyetini korumuş ve hep çocuk kalmıştı.”   Karaduman ve Çapar’ın Konuşmaları               Konuşma sırası şimdi Taşeli Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanı olan adaşım Rıfat Karaduman Beydeydi. O da, Cüceloğlu’nun Silifke ziyaretlerinden bazı çarpıcı anları ve anıları aktardı. Programımızın bu bölümünde Silifke ve ülke çapında adının verildiği yerlerden şöyle bahsettim;             “Silifke’de Kültür Ve Turizm Bakanlığı tarafından yaptırılıp 16 Şubat 2022 tarihinde hizmete giren kültür merkezi ile belediye tarafından yaptırılan bir parka adı verildi. Ayrıca İstanbul’da iki ayrı yerde adı yaşatılmaktadır; Bunlar Küçükçekmece’deki Doğan Cüceloğlu Fen Lisesi ile Beşiktaş’taki Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu Parkıdır.” Şimdi söz, meslektaşı, Aile Danışmanı Psikolog Metin Çapar’a gelmişti. Cüceloğlu’nun kitapları ve sözlerinin meslek seçiminde çok etkisi olduğunu belirten Çapar “o, psikoloji bilimini akademik kurullardan halka indirmeyi ve sevdirmeyi başarmıştır.” dedi.   Güldüren “Silifkece”   Son görüntümüz ise Cüceloğlu’nun Habertürk’te Silifkeli sunucu Veyis Ateş’e konuk olduğu ve canlı olarak izlediğimde gülmekten krizler geçirdiğim programdı. Bu uzun sohbetin sadece “Silifkece” bölümünü seyrettirdik. Cüceloğlu ailesinin fertleri kadar salondaki davetliler de izlerken kahkahalarını tutamadılar. Artık programımızın sonuna gelmiştik. Cihangir Hocamızla yaptığımız görüşmede final türküsünü yine Silifke yöremizden “Çaya Vardım Çay Bulanık” olarak belirlemiştik. Ancak Sami Bey konuşmasında amcasının “Hafız Mektepten Gelir’den sonra en çok sevdiği Silifke türküsünün ‘Urfani’ olduğunu” söyleyince Cihangir Beyle paslaşarak rotayı hemen çevirdik. Salonu coşturan bu türküye birçok davetli alkışlarıyla eşlik etti.   Çiçek ve Yemek   Finalde Başkan Turgut tarafından Cüceloğlu Ailesi adına yeğeni Hatice Cüceloğlu Doğan’a çiçek takdim edildi. Duygulanarak çiçeği alan Hatice Hanım bir kez daha teşekkürlerini ve minnettarlığını ifade etti. 45 dakikalık programın ardından Cüceloğlu Ailesi fertleriyle birlikte bir hatıra fotoğrafı çektirildikten sonra Başkan, Gastronomi Konağında onurlarına bir akşam yemeği verdi. Yemekte Başkana teşekkür ederek “bu etkinliğin güzel bir başlangıç olduğunu ancak önümüzdeki yıllarda ilçemize bir bilgi şöleninin (sempozyum) daha çok yakışacağını” belirttim. Böyle bir anma etkinliği düzenlemeyi 1,5 ay öncesinden programıma alıp ajandama yazmış ve eşimle birlikte bazı yakın dostlarımla paylaşmıştım. Amacım, can sıkıcı bürokratik, resmî konuşmalardan uzak sıcak, samimi ve sempatik bir vefa etkinliği yapabilmek idi. Salon talebi için gittiğim Silifke Belediyesi de bu programa sıcak bakınca ortaya böylesi güzel, beğenilen bir program çıkmış oldu.  Nitekim salondaki aile fertleri ve davetlilerin mutluluklarını görmek, tebrik ve teşekkür cümlelerini işitmek bütün yorgunluğumuzu aldı, götürdü. Programın ardından da gerek telefonla arayan, gerekse sosyal medyadan mesaj gönderen dostlarımız ve hemşehrilerimiz takdirlerini ilettiler. Ancak duyuruda biraz geç kalınınca ve de sinemadaki film seansları sebebiyle programı hafta içi gündüz yapmak zorunda kaldığımız için katılım beklenenin altında kaldı. Fakat daha sonra gönderilen bazı mesajlarda birçok kişinin yanlışlıkla “Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu Kültür Merkezi”ne gittiklerini ve dolayısıyla bizim programa yetişemediklerini öğrendik. Bu vesileyle dünyaca tanınmış çok değerli hemşehrimiz Psikolog Doğan Cüceloğlu Hocamızı rahmet, hasret ve minnetle anıyor ve buradan diyorum ki; “Unutturamaz seni hiçbir şey, Silifke sevdalısı unutulmaz hemşehrimiz”