İÇİMİ ACITAN ŞEYLER Vicdanların sağır olduğu bir ülkede duyarlı bir insan olmak... Körlerin ülkesinde her şeyi bütün çıplaklığıyla görebilen bir çift göze sahip olmak. Her kese hak olarak verilen seçme, seçilme hakkına ambargo koymaya çalışan, ne idiğü belirsiz insanlara kulak veren şahsiyetsizlerle bir arada yaşamak. Argonun, kalitesizliğin ve cehaletin kol gezdiği bir ülkede seviyeli yazı yazmaya çalışmak... Bağırmak ve tepinmenin müzik sayıldığı bir yerde sanat musikisi icracısı olmak... Kendini para karşılığı pazarlayanların yaşadığı bir mahallede ikamete mecbur kalan namuslu bir insan olmak... Seni kendilerine benzetmek için uğraşan binlerin karşısında verilen benlik ve farklılık mücadelesi... Bir sanatkârın tamamlanması yıllar süren orijinal eseriyle matbaada çoğaltılan baskısını bir tutan zavallı insanlarla bir arada yaşamak... Hayatı blöf yaparak geçmiş şerefsizliklerin blöfünü yine yutturması... İnsanların haklı ve haksıza aynı uzaklıkta bulunması... Toplumsal konularda duyarsızlık... Tehdit, şantaj iftira ve çamur silahını başarıyla kullanan silahşorların itibar gördüğü bir ortamda yaşamak... Korkak ve kalleşlerle aynı safta mücadeleye girmek... Mazlumun zalime karşı çıkmasını seyretmek... Doğruluğun sahtekârlığa yenik düşmesine şahit olmak... Mert görünüşlü insanların pasifliği, pısırıklığı... Ölmek üzere olan ve kan gereken bir hastaya kanı bozuk birinden kan temin edilmesi... Her devrin iti olma becerisini gösterenlerin, toplumda itibar görmesi... Cesur bir komutanın, acemiler mangasının önünde saldırıya geçmesi gibi durumların aklıma gelmesi bile içimi acıtmaya yetiyor.