Cumhuriyetimizin 101. Yılı Kutlu Olsun
Her 29 Ekim günü, benim için sadece bir bayram günü değil; bir milletin yeniden doğuşunun, özgürlüğe ve bağımsızlığa atılan cesur bir adımın simgesidir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde, 1923’te ilan edilen Cumhuriyet, Türk milletinin kendi kaderini ellerine aldığı gün olarak tarihimizde yer edinmiştir.
Cumhuriyet, salt bir yönetim biçimi değildir. O, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu, herkesin eşit haklara sahip olduğu, aydınlık yarınlara inançla baktığımız bir zihniyetin inkılabıdır.
Atatürk’ün “Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak olan sizlersiniz” sözü, her yıl bugün bize yeniden bir sorumluluk yüklemektedir.
Çünkü Cumhuriyet, geleceğe doğru yazılmaya devam eden bir hikâyedir. Bu hikâye, Anadolu'nun en ücra köyündeki çocuğun dahi eğitim hakkına kavuşmasıyla, kadınların toplumsal yaşamın her alanında yer alabilmesiyle, bireyin fikir ve vicdan özgürlüğünü doyasıya yaşayabilmesiyle güçlenmektedir.
Mersinliler, Mersin’e Sahip Çıkınız!
Her şehir, tarih sayfalarında kendine bir yer edinmektedir. Ancak bazı şehirler, yalnızca o sayfada kalmaz; bir halkın hafızasına, bir milletin kalbine kazınır.
İşte Mersin de bu şehirlerden biridir. Mustafa Kemal Atatürk’ün, Mersin’i ziyaret ettiğinde söylediği “Mersinliler, Mersin’e sahip çıkınız!” sözü, yalnızca bir şehir hakkında söylenmiş bir cümle değildir. Bu söz, ülkenin her bir karış toprağına, her bir insanına sahip çıkma gerekliliğini işaret eder.
Peki neden Mersin? Belki de Toroslar’ın eteklerinde, denizin kıyısında, yüzünü güneşe dönen bu şehir, Atatürk için Anadolu’nun direncini, bir ulusun gücünü simgeliyordu.
Yörüklerin duman tüten çadırları, orada hâlâ bağımsızlık için atan kalplerin olduğunu gösteriyordu.
Atatürk, "Toros Dağları'na bakın; orada bir tek yörük çadırı görürseniz ve o çadırda duman tütüyorsa, bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet bizi yenemez," diyerek, Mersin’in bağımsızlık ateşini nasıl yaşattığını bir sembol gibi ortaya koyuyordu.
***
Bugün, Cumhuriyetimizin kurucularını, özellikle de Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, saygı ve minnetle anarken, onların fedakarlıklarını unutmamalıyız.
Onların bize bıraktığı Cumhuriyet mirası, sadece bir tarih sayfası değil, her yeni gün daha ileriye gitmemiz için bir ilham kaynağıdır. Cumhuriyet’in değerlerini anlamak, yaşamak ve yaşatmak biz gençlerin asli görevidir.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!
Cumhuriyet’in aydınlık yüzü, hepimize bir rehber olmaya devam edecek…