Necdet CANARAN
Köşe Yazarı
Necdet CANARAN
 

Noktalı virgülsüz…

Çorap Söküğü   Noktalı virgülsüz… Meslektaşım Kıymet Gökçe ile bağdaş kurmuş, oturmuşuz; sağdan soldan, şuradan buradan konuşuyoruz. Kıymetlim, arada bir ünlem çıksa da yeri geldikçe iki nokta üst üste koysa da “noktalı virgülsüz” konuşamıyor. Anlıyor ama konuşamıyor. E, her güzelin bir kusuru vardır.   *   Kıymetlimle şurup tadında sohbetimizin beklenmedik yerinde, beklenmedik bir tartışma konusu açılıverdi.   Yaşı kemale erenler şıp diye hatırlayacaktır. Vaktizamanında “Benim memurum işini bilir” ünlemesiyle tarihe çentik atan, liberal-muhafazakâr siyasetçi Turgut Özal, bir zaman sonra avazı çıktığı kadar şöyle ünlediydi: “Ben zengini severim.”   *   Sevginin bu türlüsü o tarihte çok tartışılmış, Turgut Özal epey eleştirilmişti. Ben eleştirmemiş, bilakis göğe merdiven dayayıp alkışlamıştım (!) Zira, şu sebeple, çünkü zengini sevmek suç değil. Batı cephesinde yeni bir şey yok. Yüzümde maske yok. Repertuvarımda mavra, martaval, palavra yok. O gün neredeysem bugün de aynı yerdeyim: Zengini hep sevdim, zengini pek çok sevdim, tomar tomar sevdim. Severim. Şu da var: Çok zengini çok, az zengini az severim.   *   Bol bulamaç sevdiklerim de vardır… Örneğin mesela, söz gelişi bilfarz: Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’i büyük severim, ilçe belediye başkanlarını küçük severim. Uçan kuşa borçlu belediye devralan Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut’u mesela hem küçük hem az severim (!)   Deniz Ticaret Odası Başkanı Cihat Lokmanoğlu’nu bir tabur; kahvenin yanında portakallı çikolata ikram eden Borsa Başkanı Abdullah Özdemir’i katbekat severim de “Çay söyleyeyim mi, içer miyiz?” diye soran Ticaret Odası Başkanı Hakan Sefa Çakır’ı az çok severim.   TBMM’de mesela… İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’i bir hayli severim, Mersin Milletvekili Havva Sibel Söylemez’i az hayli severim.   Mevzubahis gazetecilik olduğunda, meslektaşım Kıymet Gökçe’yi çok katlı, çok fazlı, pek çok severim; ‘ev zencisi’ yazar Ali Yedigöz’ü azıcık severim. Niye? Çünkü Kıymet’in arabası var! Yüzümde maske yok. Noktalı virgülsüz konuşmayı bol bulamaç severim. Çok zengini pek çok severim, az zengini az çok severim.   *   Mesleğim kelimler… Türkçeyi çok severim. Türkçe’miz hem deyimler hem de atasözleri yönünden oldukça zengin bir dildir zira.   Şu söyleyeceklerime itiraz eden varsa ya şimdi konuşsun ya da sonsuza dek sussun! Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır.       Zenginin malı züğürdün çenesini yorar. Zengin giyerse sağlıcakla, fakir giyerse nereden buldu ki derler. Zengin helvasını baldan pişirir, züğürt derman için pekmez bulamaz. Zengin kesesini, züğürt dizini döver. Zengin silkinse fakir bay olur. Zengine bir kıvılcım, güzele bir sivilce yeter. Zengine dokun geç, züğürtten sakın geç. Zenginin azığını, kürk giyer yaz günü. Zenginin basması ipekli görünür. Zenginin horozu bile yumurtlar. Zenginin iki dünyası da mamurdur. Zenginin kağnısı dağdan aşar, fakirin eşeği düz yolda şaşar.   Daha uzatabilirim ama bu kadar yeter, zira laf kalabalığını, yuvarlak beyanları zamanı boşa harcamak, israf sayarım! Bitirirken, giderayak, ‘tabiki de’ şunu bilir şunu söylerim: -Dünya kötü bir yer değil, siz fakirsiniz!  
Ekleme Tarihi: 15 Ağustos 2024 - Perşembe

Noktalı virgülsüz…

Çorap Söküğü

 

Noktalı virgülsüz…

Meslektaşım Kıymet Gökçe ile bağdaş kurmuş, oturmuşuz; sağdan soldan, şuradan buradan konuşuyoruz. Kıymetlim, arada bir ünlem çıksa da yeri geldikçe iki nokta üst üste koysa da “noktalı virgülsüz” konuşamıyor. Anlıyor ama konuşamıyor. E, her güzelin bir kusuru vardır.

 

*

 

Kıymetlimle şurup tadında sohbetimizin beklenmedik yerinde, beklenmedik bir tartışma konusu açılıverdi.  

Yaşı kemale erenler şıp diye hatırlayacaktır. Vaktizamanında “Benim memurum işini bilir” ünlemesiyle tarihe çentik atan, liberal-muhafazakâr siyasetçi Turgut Özal, bir zaman sonra avazı çıktığı kadar şöyle ünlediydi:

“Ben zengini severim.”

 

*

 

Sevginin bu türlüsü o tarihte çok tartışılmış, Turgut Özal epey eleştirilmişti.

Ben eleştirmemiş, bilakis göğe merdiven dayayıp alkışlamıştım (!) Zira, şu sebeple, çünkü zengini sevmek suç değil.

Batı cephesinde yeni bir şey yok. Yüzümde maske yok. Repertuvarımda mavra, martaval, palavra yok. O gün neredeysem bugün de aynı yerdeyim: Zengini hep sevdim, zengini pek çok sevdim, tomar tomar sevdim. Severim.

Şu da var: Çok zengini çok, az zengini az severim.

 

*

 

Bol bulamaç sevdiklerim de vardır…

Örneğin mesela, söz gelişi bilfarz:

  • Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’i büyük severim, ilçe belediye başkanlarını küçük severim. Uçan kuşa borçlu belediye devralan Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut’u mesela hem küçük hem az severim (!)

 

  • Deniz Ticaret Odası Başkanı Cihat Lokmanoğlu’nu bir tabur; kahvenin yanında portakallı çikolata ikram eden Borsa Başkanı Abdullah Özdemir’i katbekat severim de “Çay söyleyeyim mi, içer miyiz?” diye soran Ticaret Odası Başkanı Hakan Sefa Çakır’ı az çok severim.

 

  • TBMM’de mesela… İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’i bir hayli severim, Mersin Milletvekili Havva Sibel Söylemez’i az hayli severim.

 

  • Mevzubahis gazetecilik olduğunda, meslektaşım Kıymet Gökçe’yi çok katlı, çok fazlı, pek çok severim; ‘ev zencisi’ yazar Ali Yedigöz’ü azıcık severim. Niye? Çünkü Kıymet’in arabası var!

Yüzümde maske yok. Noktalı virgülsüz konuşmayı bol bulamaç severim. Çok zengini pek çok severim, az zengini az çok severim.

 

*

 

Mesleğim kelimler…

Türkçeyi çok severim. Türkçe’miz hem deyimler hem de atasözleri yönünden oldukça zengin bir dildir zira.

 

Şu söyleyeceklerime itiraz eden varsa ya şimdi konuşsun ya da sonsuza dek sussun!

  • Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır.      
  • Zenginin malı züğürdün çenesini yorar.
  • Zengin giyerse sağlıcakla, fakir giyerse nereden buldu ki derler.
  • Zengin helvasını baldan pişirir, züğürt derman için pekmez bulamaz.
  • Zengin kesesini, züğürt dizini döver.
  • Zengin silkinse fakir bay olur.
  • Zengine bir kıvılcım, güzele bir sivilce yeter.
  • Zengine dokun geç, züğürtten sakın geç.
  • Zenginin azığını, kürk giyer yaz günü.
  • Zenginin basması ipekli görünür.
  • Zenginin horozu bile yumurtlar.
  • Zenginin iki dünyası da mamurdur.
  • Zenginin kağnısı dağdan aşar, fakirin eşeği düz yolda şaşar.

 

Daha uzatabilirim ama bu kadar yeter, zira laf kalabalığını, yuvarlak beyanları zamanı boşa harcamak, israf sayarım!

Bitirirken, giderayak, ‘tabiki de’ şunu bilir şunu söylerim:

-Dünya kötü bir yer değil, siz fakirsiniz!

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Tevfik Ovacık
(15.08.2024 14:09 - #1641)
Dünya kötü bir yer değil hepimiz fakiriz... Hatta dilenciyiz .... Hep bekleriz... Kurtarılmayı, anlaşılmayı,sevilmeyi, taktir edilmeyi, iltifat görmeyi... Sahip olmadığımıza ya da hak etmediğimiz şeyleri bile versinler diye bekler dururuz... Gördüğümüz, duyduğumuz her şeyi bekleriz...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3