Çorap Söküğü
DUVARDAKİ RESİM
“Canaran” diye seslendi.
-Buyurun benim!
Buyurdu: Önce T yaz; yanına İ ekleyince etti Tİ; P’yi sona yerleştirdiğinde o biziz işte. Oku bakim: TİP
Ardından emir kipi kullanmadan (!), lafını esirgemeden iskeleye halat bağladı: Gel!
Gelgelelim, diyene “gel” demek kolaydır ama muhatabın gitmemesi güçtür.
Hatırına toz konduramam… Üç harflik bodur bir sözcükle, bir seslenişle bana bir anda gazetecilik anılarımı sandık odasından çıkartan da kimdi? Kimdi o?
Meslek büyüğümüzdü… Efsane Çınar gazetesindeki “Seyirlik” köşesinde köşe kaptığım şair bakışlı ustamızdı.
Türkiye İşçi Partisi PM üyesi Bülent Ufuk Ateş’ti.
**
Sabah sisi kalkmadan yola çıktım. Öyle bir yerdeyim ki… Yıllanmış şarap gibi bir bina. O binada son kat: TİP Mersin İl Başkanlığı.
Kapıda saçına, sakalına kar yağmış, “Dostum dostum güzel dostum” bir usta.
Küçük Heidi’nin, Alp Dağları’nda yaşayan büyükbabasını hatırlarsınız: Alpöhi.
İşte beni kapıda karşılayan tam da Küçük Heidi’nin büyükbabasının gözlüklü olanıydı, tam da Bülent Ufuk Ateş Alpöhi.
**
TİP’te basın buluşması var.
Salonda çok TİP arkadaşlar ve altı gazeteci var.
Bakın söylemedi demeyin, bu 6 rakamında bir şey var. “Şey” işte, bir şey var: “Altılı Ganyan” var mesela… “Altılı Masa” var… “Emek ve Özgürlük İttifakı Altılısı” var. Var babam var: Fenerbahçe’nin Galatasaray’a 6-0 galibiyeti var… Var babam var: TİP’teki basın buluşmasında da 6 gazeteci var. “Şey” işte, bir şey var…
**
Bir sofra kurulmuş… Sofra TİP, sofrada gazeteci dostlar, sofra düşler sofrası…
Parti Meclisi üyesi Bülent Ufuk Ateş, Yenişehir İlçe Başkanı Elif Taşar, İl yöneticisi Eser Kutsi, çok TİP gençler, çok TİP arkadaşlar… Bir de fotoğraf çeken bir TİP var, bir genç kadın. Sordum, vaktiyle meslek tozu yutmuş Ayşenur Önal…
Sofra TİP, sofrada gazeteci dostlar, sofra düşler sofrası… Çaylar demli. Sohbet koyu, koyu ve sıcak, çok sıcak…
“Yoldaş” diyor biri diğerine, diğeri berikine… Yoldaşlar imece yapmış. Bir yoldaş mesela evden yeşil mercimekli börek getirmiş. Diğeri yumurta haşlamış, öteki yeşil zeytin, sele zeytin, üçgen peynir getirmiş. Beriki ise domates, salatalık, kek, helva… Bülent abi, şair bakışlı Bülent Ufuk Ateş fırından pide alıp getirmiş. Sıcacık.
Biz?
E bizim kulağımız var dinledik. Ne demek istediğimi şimdi şıp diye anlayacaksınız: Ağzımız vardı…
Dedikodu yapmış olmayayım. Aramızda sır kalsın: Kaşar peyniri de olaydı iyiydi (!)
**
“Ne güzel de duruyor resmi duvarda...”
Duvarda asılı olan bir fotoğraftı aslında ama haydin şuna bu kez resim diyelim. Duvardaki Resim: Behice Boran…
Faşist 1980 darbesiyle kapatılan Türkiye İşçi Partisi’nin son Genel Başkanı…
“Ne güzel de duruyor resmi duvarda...”
Ben duvara, duvardaki resim bana bakmakta... Şimdi gel de şarkıya kulak kabartma: “Soruyorum seni bütün kuşlara. Belli ki dönülmeyen uzak yerdesin...”
**
Kapılmış gidiyorum bahtımın rüzgârındayken ben, sen ne duruyorsun Bülent abi, var anlat âleme derdini, halini…
Önce spotlar:
“Eşit, Özgür, Adil Bir Ülke Bizimle Mümkün!
Eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, barışın ve kardeşliğin ülkesini yaratmak için Türkiye’nin dört bir yanındayız. Yarınlar bizim!”
Şimdi iç ses:
“Gerçekçi romantikleriz. Hayalci değiliz. Türkiye’de ve elbette Mersin’de gönül bağı kurduk; herkese, her kesime ulaşmaktır çabamız... Yoğun emek sömürüsü ve vahşi kapitalist düzenin hüküm sürdüğü Mersin’in makûs talihini değiştirmektir amacımız...” Bir…
“Siyaset meslek değildir. Günlük hayatta herkesin buluştuğu bir ilgi alanı yaratmaktır uğraşımız…” İki…
“Devrimci, sosyalist, yalansız dolansız, işçi sınıfının, emekçi sınıfın partisiyiz. Bir yılda alacağımız mesafeyi bir haftada katettik Mersin’de. Bir hafta içinde 18-35 yaş arasında 200’e yakın gönül dostu TİP çatısında buluştu.” Üç…
“Mersin kimilerine göre turizm, ticaret, sanayi ve tarım kenti… Oysa ne hazindir ki Mersin artık yoksul kitlenin, yoksul sınıfın kenti. Serbest Bölge ve de liman Mersin’e değil, emekçiye değil, bir avuç kişiye değer katmakta!” Dört…
“Bu sözüm de “yüzde 3” oy hedefimizi düşük bulanlara: 2023 seçimlerinde hedefimiz 1965 yılında alınan yüzde 3’lük oy oranına ulaşmak ve hatta bu oranı da aşmak. Yüzde 3 oy oranı Türk siyasetine çivi çakmaktır. O çiviyi çakmaya kararlı olan biz, sadece oy oranıyla bakmıyoruz meseleye. Emekçileri siyasetin öznesi yapmaktır meselemiz. Bunu başardığımızda -ki başaracağız- vahşi kapitalizm son bulacak!” Etti beş…
**
Zaman hiç sezdirmeden geçmiş... Ben duvara, duvardaki resim bana bakarken şarkı bitmiş…
TİP PM üyesi Bülent Ufuk Ateş son tümcesini çatmış:
“Dileriz, umarız, en kısa sürede Emek ve Özgürlük İttifakı’nın da görüşleri alınarak herkesin etrafında toplanacağı bir aday açıklanır. Duyanlara duymayanlara: Cumhurbaşkanlığı seçiminde işi ilk turda bitireceğiz!” Bu da altı…
Söylemiştim, bu 6 rakamında bir şey var. “Şey” işte, bir şey var…
**
Bitirirken…
Sofra TİP, sofrada gazeteci dostlar, sofra düşler sofrasıydı… Çaylar demli, sohbet koyu, koyu ve sıcaktı.
Memlekette işe yarar, kulak verilecek insan kıtlığı varken misafir gibi durmayacak olanlara duyurayım: TİP Genel Başkanı Erkan Baş bir de İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil Mersin’e geliyor, 28 Ocak’ta halkla buluşmaya geliyor. Hadin gari!
**
Akşam oldu güneş battı haydi Tülay bitsin artık bu yazı:
Serde hasretlik olunca sen düştün aklıma ve Orhan Veli düştü yine aklıma.
Bir şey var bu havalarda, “şey” işte, bir şey…