BÜYÜK ZAFERİN 100.YILINDA ASKERİN HAKKI TESLİM EDİLMELİDİR
M.S.B. Emekli Orgeneral Hulusi Akar diyor ki:
“…Türk Silahlı Kuvvetleri; binlerce yıllık şanlı tarihinden süzülüp gelen millî, manevi mesleki değerleriyle ruh köküne bağlı olarak asil milletimizin sevgisi güveni ve duasından aldığı ilhamla Anayasa çerçevesinde, yasalar doğrultusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri ile sıralı Amir ve Komutanların emir ve komutasında milletinin emrinde, görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Sultan Alparslan’dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e kadar bu toprakların bin yıldır bize vatan olması için bu seneye gelmesi için emek harcayan bütün devlet büyüklerimize bütün komutanlarımıza bütün mensuplarımıza bütün çalışanlarımıza emeği geçen herkese saygılarımızı ve şükranlarımızı sunuyoruz; onları minnetle anıyoruz.
Şehitlerimiz, bu başarıda geldiğimiz nokta da bizim operasyonlardaki başarılarda en büyük pay aslan pay şehitlerimizin. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz; gazilerimiz var, gazilerimize ve onların aileleri var, şehitlerimizin ve gazilerimizin aileleri var. Onlara da bu büyük fedakârlıktan dolayı saygılarımızı ve şükranlarımızı burada ifade etmek istiyoruz.
…Büyük zaferin 100’üncü yıl dönümünde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, bütün vatandaşlarımın, bütün silah ve mesai arkadaşlarımın 30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutluyorum, hepinize sevgiler saygılar sunuyorum, sağ olun var olun…”
***
Kuşkusuz bu Zafer, Milletimizin zaferidir. Ama Zaferin bir numaralı kahramanı Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür…
Ve onun emrinde savaşan, Er’den, Orgenerale kadar rütbe taşıyan TSK (Türk Silahlı Kuvvetleri)’dir…
Dünyanın gelişmiş her ülkesinde silahlı kuvvetler için düzenlenmiş, Askeri Hastaneler bulunmaktadır. Yakın bir zamana kadar, ülkemizde de vardı. Örneğin bir de Gülhane Askeri Tıp Akademimiz ve hemen her ilimizde tam teşekküllü askeri hastanelerimiz bulunuyordu.
Sonra bir emir ya da yasa ile bu hastanelerin tamamına yakın bir kısmı, MSB’ndan Sağlık Bakanlığı’na devredildi. Kuşkusuz o günden bu yana gerek muvazzaf, gerekse emekli askerler huzursuz ve alınan yanlış karara tepkilidirler.
Bir süre önce Sağlık Bakanlığı'na devredilen askeri hastanelerin tekrar Milli Savunma Bakanlığı'na devredilmesi konusu gündeme geldi ve o arada MSB E. Orgeneral Hulusi Akar, televizyonda katıldığı bir canlı yayında bu konuda şöyle dedi:
"Bu konuda hem Cumhurbaşkanı'mızın çözüm oluşturulması için direktifleri var hem de Sağlık Bakanı'mızın olumlu yaklaşımları var. İnşallah onları da önümüzdeki günlerde yola koyacağız."
***
Sağlık Bakanlığı'na devredilen askeri hastanelerin yeniden TSK’nin kullanımına sunulması, sadece emekli ve muvazzaf askerlerin arzusu değil, tıp dünyasında da çok sayıda hekimin tavsiyesidir. Örneğin Milletvekili Dr. Fikret Şahin de yaptığı bir açıklamada “kamu hastanelerinin can çekiştiği bir dönemde bir de ordunun, sağlık probleminin içine sürüklenmesi büyük risk doğurmaktadır. Kamu hastanelerindeki yoğunluk nedeniyle askeri personelin tedavisinde de aksamalar yaşanmaktadır… Muayene randevusunun alınamadığı, tetkiklerin ileri tarihlere verildiği ve ameliyatların dahi yapılamadığı kamu hastanelerindeki yoğunluk düşünüldüğünde, askeri personellerimiz nerede ve nasıl tedavi olacaklar? Daha fazla zaman kaybedilmeden ve halen belirli sağlık kuruluşlarında askeri akademisyenler görev yapmaktayken, bu akademisyenlerin tecrübelerinden faydalanarak asker hastanelerinin yeniden hizmete açılması gereklidir. Askerlerin tedavileri harp cerrahisi ve psikolojisi alanında uzman olmayan hekimler tarafından yapılmaktadır. Terör bölgelerine yakın kamu hastanelerine sivil hekim görevlendirmek, ileriye dönük kayıplarımızı da artıracaktır.”
Bu makul ve mümkün önerilerin, Devletimizi ve Milletimizi yönetenler tarafından dikkate alınması gereklidir. Umarım ve temenni ederim ki, daha fazla zaman geçirmeden, askeri hastaneler, tekrar askerlere teslim edilir…
Ankara’daki Gülhane Asker Hastanesi, sahiplerine iade edilmelidir!..