Çorap Söküğü
NEDEN HIYAR DEĞİL DE PIRASA?
Gazetecilik mesleğinde yeteri kadar demlenen herkes er ya da geç kendi payına düşen belayı bulur.
Ajans’tan okurum, sosyal medyadan takipçim mesaj atmış soruyor:
“Neden tüm Türk filmlerinde sevişme sahnesi başlayacakken duvardaki tabloya zum girilir?”
Ve sözlerinin arkasını şöyle getiriyor: Kameraman hatası mıdır, yönetmen i.neliği mi?
Okur bu, takipçi, velinimet, “Git işine yahu, bana da mı lolo?” diye tersleyemem ama neden hep kötü yazgım çıkagelip de çeker paçamdan?
Ok yaydan, macun tüpten çıkmışken soruya bir tabur soruyla yanıt verdim:
Neden “Sandıkta oyunuzu pırasa gibi doğramayın” demişti 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel?
Neden hıyar değil de pırasa?
Neden Sezar’ın “Sen de mi Brütüs” lafından söz edilir de Brütüs’ün ettiği laf söylenmez?
Bilen var bilmeyen var; kendini Tanrı-İmparator olarak görmeye başlayan Sezar’ı bıçaklayan Brütüs, ‘Üzgünüm Baba ama Cumhuriyet için!’ demişti.
**
Siz bu yazının baba fikrini düşünedururken ben kederimi şarkıya gömeyim.
Kemani Sarkis Efendi, o nihavent bestede az şey söylemiş ama söylediğini herkesten iyi söylemiş:
“Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben halime
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime.”