Çorap Söküğü
Mersin’in birleştirici gücü!
Meğer herkes pusuda beklemiş.
Fırsatkollayangiller…
Fırsatıganimetbilengiller…
Siyasetçigiller…
Küsküngiller…
Çıkarçobanıgiller
Haksızlık karşısında ses çıkarmayan süklümpüklümgiller…
Muhalefete muhalefet eden muhalifgiller…
Kayyımgiller…
Yağmurgiller…
Hepsi ama hepsi aynı cephede, aynı mevzide, aynı pusuya yatmış, herkes…
Höykürmek istedikleri rüya şu: Mersin boğuldu!
Dilaltındaki şarkı bu:
“Yağmur yağacak, seller akacak, Arap kızı camdan bakacak.”
*
Gel zaman…
Yağmur yağmış. Arap kızı camdan bakmış ki büyüğünden küçüğüne dek herkes…
Sel olsun, afet olsun deyi sevinçten göbek atan halazadegiller de dâhil herkes ama herkes “Hıhh!” çekip algı yaratmaya çalışıyor: Mersin boğuldu!
Ahlak yoksa insaf yok, vicdan suskun!
*
Yarım saat… Tam yarım saat gök delindi.
Caddeler göl, sokaklar ırmak…
Meteoroloji, “çok kuvvetli sağanak yağış” diye özetledi olanı biteni. Ne çok az ne çok fazla sadece bir tık üzeri afetti!
Şehir drenajı, o şiddete direndi.
Şehir drenajı, caddelerdeki gölü, sokaklardaki ırmağı yarım saatte yuttu, kuruttu.
Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi. Gökten gelen geldiği gibi gitti.
*
Git zaman…
Arap kızı camdan bir daha bakmış. Bakmış, görmüş ki şehir boğulmamış.
Bakmış, görmüş ki “Belediye çöksün, Mersin boğulsun” deyi sevinçten göbek atan halazadegiller, fırsatıganimetbilengiller, “Allah’ım bitmesinburüyadiyengiller” morarmış.
Aa Aa…
*
Ey Aziz Nesin!
Seneler evvel “Az gittik uz gittik” derken sanki Mersin’i tarif etmişsin:
“Herkes pusuda bekliyor, büyüğünden küçüğüne dek herkes...
Çöpçüsü, bekçisi, tüccarı, biletçisi, kadını, erkeği ‘Hıhh!’ diyeceği saati bekliyor.
Herkes birbirine diş biliyor. Hayat boyu çektiklerinin acısını çıkaracakları günü bekliyor. O gün geldi mi, ‘Hıhh!’ diyecekler.
Herkes böyle, herkes… Yoksa birbirimize bu kadar kaba, sert, düşmanca davranır mıydık?”
Ey Aziz Nesin, ruhun şad olsun!
*
Ey Vahap Seçer!
Herkesin ‘Hıhh!’ diyeceği saati beklediği büyükşehrin belediye başkanı!
Meğer sen ne menem bir “güç”müşsün.
Fırsatkollayangillerle, fırsatıganimetbilengilleri…
Siyasetçigillerle, küsküngilleri…
Süklümpüklümgillerle, muhalefete muhalefet eden muhalifgilleri…
Kayyımgillerle, çıkarçobanıgilleri…
Herkesi ama herkesi, afetten medet uman “hıh” deyici, “hınk” deyici herkesi aynı cephede, aynı mevzide, aynı pusuda birleştirdin!
Ey arkadaş!
Yani, ne diyeyim ki şimdi ben sana: Mersin’in birleştirici gücü!