Çorap Söküğü
Şunun şurasında…
Toplu sözleşme pazarlığından çıkan sendika başkanı, salonda toplanan işçilere nutuk çeker:
- Yoldaşlar! Yönetimle yeni bir sözleşme yaptık. Bundan böyle haftanın altı günü çalışmayacağız!..
Kalabalık gürler:
“Yaşasın!”
- Mesaimiz beşte değil dörtte bitecek!
“Yaşa!”
- Çalışmaya sekizde değil on birde başlayacağız!
“Helal!”
- Maaşlarımız yüzde 150 artacak!
“Varol!”
- Ve yalnızca çarşambaları çalışacağız!
Bu sözün ardından derin bir sessizlik olur. Peşi sıra arkalardan bir ses duyulur:
“Her çarşamba mı?”
*
Tamamlanması yılan hikâyesine dönen Çukurova Uluslararası Havalimanında yaşananlar, yetkililerin davranışları, biperva beyanlar, Mersinlilerle alay edercesine yapılanlar hatırlattı bu fıkrayı bana.
Bilmem biliyor musunuz?
Roma’nın Kartaca’yı yerle bir ettiği günden beri (!) kalplerde yaradır, Çukurova Uluslararası Havalimanı.
“Bugün bugün, yarın yarın…”
“Ha bitti ha bitecek…”
“Çoğu gitti azı kaldı” der de bekleriz ama ne yandan bakarsak bakalım, yakarmak nafile bugün.
Cekli caklı beylik laflar, öyle çok, öyle çok masal dinledik ki artık dünyanın yuvarlak olduğunu unuttuk!
Hazin olan, 13 yılda 8 bakan eskitmesine karşın bitmeyen havalimanı için dediği dedik, öttürdüğü düdük kimileri, şimdi de “sabır” telkin edip diyorlar ki: “Şunun şurasında ne kaldı!”
*
Sesim ulaşır mı bilmiyorum ama:
“Koyun kaval dinler gibi dinlediğimiz ‘fasa fisolar Mars’a köprü oldu, huuuu!”
Bitirirken…
“Ölme eşeğim ölme, yonca bitecek!” diyeyim ve “şunun şurasında” şuracıkta soruvereyim: “Çukurova Uluslararası Havalimanı ne zaman hizmete girecek, çıkmaz ayın son çarşambası mı?”
Ölüm var dirim var. Israrla sormaya devam edeceğim:
“Çıkmaz ayın son çarşambası mı?”
Huuuu!