GAM YÜKLÜ KERVAN
O kervan geldiğinde ne mi yaparım? Bir çay demler, pencere kenarına geçer ve bu güzelim türküyü dinler ya da söylerim: Yine gam yükünün kervanı geldi/Çekemem bu derdi de yavrum bölek seninle.
Sivas Divriği’nin gönül tellerimizi titreten bu uşşak türküsünü illa ki rahmetli Muzaffer Akgün ile günümüzün sevilen sanatçılarından Aysun Gültekin’in sesinden dinlemek lâzım. Muzaffer Sarısözen’in derlediği Nuri Üstünses’ten alınma bu muhteşem türkünün sözleri ise “Deli Derviş Baba” lâkaplı Feryadî’ye ait.
“Bardağa dem, yüreğe gam mevsimi”
Klavye başına geçip bu türküyü yorumlamama sebep bir dostumun sosyal medyada paylaştığı pencere ve çay bardağı görselli o etkileyici metin oldu;
“Kış geliyor buralara yavaş yavaş;
Pencere önlerinde çay vaktidir.
Hasretle bakılır yağmur çiseleyen sokaklara…
Uzaklara süzülür gözler buğulu camlardan.
Bardağa dem, yüreğe gam vurma mevsimidir artık!”
Bu şiirsel metni okuduğumda ben de Taşucu’ndaki tek katlı mütevazı evimin mutfak penceresinin kenarında, fırtınayla -zikreden dervişler gibi- sallanan zeytin, incir, hurma ve nar ağaçlarını seyrederek çay içiyordum. Özellikle metnin sonundaki “bardağa dem, yüreğe gam mevsimi” beni çok etkiledi. Hemen bu türküyü dinleme gereği hissettim. Çayımı yudumlarken kendimi, türkü ve ilahilerini severek dinlediğim Hafız Murat’ın yorumuyla baş başa buldum.
Yine gam yükünün kervanı geldi
Çekemem bu derdi de yavrum bölek seninle
Eremem Lokman’a çaresiz kaldım
Çekemem bu derdi de yavrum bölek seninle
Bağımıza gazel düştü de güz oldu
Geçti bu vakitler yavrum ne tez kış oldu
Derdim bin bir iken bin beş yüz oldu
Çekemem bu derdi de yavrum bölek seninle
“Bölek” ama kiminle…
Âşık Feryadî çok güzel söylemiş. Acıyı bal eylemek, derdini “yavrum” diye hitap ettiği sevdiceğiyle paylaşıp bölüşmek istemiş. Gel gelelim şimdi kalabalıklar içinde yalnızlıklar çekilen bereketsiz bir dönemdeyiz. Yanlarındayken bile kendimizi yapayalnız hissettiğimiz kişilere mi dert yanacak, onlardan mı medet umacağız? Derdini dökebileceğin hatta bölüp paylaşabileceğin gerçek anlamda eş, kardeş, dost veya arkadaşı ara ki bulasın.
Rabbim hepimize üzerimizdeki derdi alabilecek, en azından bölüp paylaşabilecek güzel insanlar nasip etsin. Taşıyamayacağımız ağır maddi ve manevi yükleri de sırtımızdan tez zamanda alsın. Nihayetinde “Mevlâm birçok dert vermiş/beraber derman vermiş.”
Malatya yöresinin yine çok sevilen bu Hüseynî türküsünün hikâyesini de başka bir zamanda yorumlarız inşallah.
Unutmayalım ki; “Mevla görelim neyler/Neylerse güzel eyler.”
Not: Bu güzel türküyü aşağıdaki linkten dinleyebilirsiniz.