Çorap Söküğü
Haberin var mı?
“Aşk ağlatır, dert söyletir” demişler.
Yalanım yok. Dertliyim.
Ruhuma hicranımı sardım. Hicranımı da şarkılara…
Uzaklarda solan gün gibiyim. Şarkılardan fal tutup, ıssız gecelerde sorarım ha bire:
- Kaç kere soyulduk?
- Kaç kere yolunduk?
- Kaç kere ütüldük?
- Kaç kere haşlandık?
- Kaç kere yandık?
- Kaç kere kavrulduk?
- Kaç kere donduk?
- Kaç kere titredik?
- Kaç kere döküldük?
- Kaç kere kırıldık?
- Kaç kere doğrandık?
- Kaç kere inandık ve yüz üstü bırakıldık?
- Alavere dalavere cacık olduk kaç kere?
*
Uzaklarda solan gün gibiyim ya ruhumu hicranıma, hicranımı şarkılara sardım yine.
Dediler zamanla hep:
- Zam değil, fiyat ayarlaması.
Dediler zamanla hep:
- Vergi değil, katılım payı.
Dediler zamanla hep:
Demokrasi, özgürlük, adalet, liyakat, fırsat eşitliği, aydınlık yarınlar şu bu...
İyi, güzel, kabul, tamam, gözün aydın gülüm: Türkiye dünyada özgürlüklerin en fazla gerilediği ilk 10 ülke arasında.
Dediler zamanla hep:
- Bir Türk dünyaya bedeldir.
İyi, güzel, kabul, tamam da gülüm:
1 Amerikan doları 36,40 lira!
Ee!
E’si şu: Ah bu şarkıların gözü kör olsun!
*
Yaşımız ilerledi. Saçlar ağardı, döküldü. Kalan kaldı, giden gitti. Ayrıca dar geliyor beğenmiyoruz, bol geliyor giyemiyoruz artık. Durum vaziyet böyle böyleyken, içimden gelen ses şöyle diyor:
Keşke hayat cep telefonu tarifesi gibi olsaydı da tarife değiştirebilseydik.
Keşke hayat televizyon kumandası gibi olsaydı da zaplaya zaplaya kanal değiştirebilseydik.
Gelgelelim hayat ne telefon ne uzaktan kumanda. Ne o, ne o.
Geçebileceğimiz, değiştirebileceğimiz tarife değil hayat!
Haberin var mı taş duvar?
Dediler zamanla hep:
- Ver yetkiyi, gör etkiyi.
Verdik yetkiyi, gördük etkiyi.
Haberin var mı taş duvar?
- Ge-çi-ne-mi-yo-ruz!
Haberin var mı taş duvar?
- Kan ter içinde uykularımızdan uyanıyorsak eğer her gece özgür değiliz hiçbirimiz.
- Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya hiçbirimiz!