Necdet CANARAN
Köşe Yazarı
Necdet CANARAN
 

BİRAZ TATLI BİRAZ SERT

Çorap Söküğü   Güney gazetesinin 50’nci yılında, hoşgörü şehrinin reisi, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile açık kaynaklar üzerinden biraz ondan biraz bundan… Biraz lirik biraz didaktik… Biraz amor biraz humor…   BİRAZ TATLI BİRAZ SERT   Bu tür işlere pek aklım ermez. Gündoğusu mu, karayel mi? Keşişleme mi yoksa gün batısı mı bilemedim. Ne yönden estiyse esti, nasıl estiğini bir türlü anlayamadığım o rüzgâr beni ve beraberimdeki yakın arkadaşlarımı aldı götürdü. Nereye? Mersin şehrinin kalbinin attığı yere, Mersin Büyükşehir Belediyesine elbette. İkindiden biraz sonraydı, radyoda bizim şarkımız çalıyordu. Ceketimi yağmurlara astığımdan beri Tülay'la dinlemekten, birbirimize söylemekten bıkmadığımız şarkı…   * Girişte, kapıya bilgi verilmiş. Danışmadaki kadınlı erkekli güler yüzlü görevliler, “solo” değil “koro” hâlinde geldiğimizi görünce, telefonu kaldırıp en tepeye sordu hâliyle. En tepeden “olur” çıkınca en aşağıdan asansöre tıklım tıkış doldurup en tepeye ışınladılar bizi. Tam 11 karakter: Ben, Şahsen, Bizzat Kendim, Keyfim ve Kâhyası, Paşa Gönlüm, Gözümün Nuru, Elimin Körü, Tepemin Tası, Burnumun Direği bir de Burnumun Diki.  * Bizi makam katında daha ilk kapıda Burcu Tekgül karşıladı. Burcu Hanım, biraz esmerce biraz kumral biraz sarışın; yarı ortanca, biraz uzunca; hepsinden yarı biraz ve dahi aklı tam ayar bir Özel Kalem Müdiresi. Benimle konuşunca az biraz deli olduğuma kanaat getirdi, afalladı ama hakkını teslim edeyim serin durdu. Antropolojide buna “tecrübe” diyorlar. * Derken diğer kapı açıldı… O kapı bir kalabalık bir kalabalık ki sormayın. Kalabalık dağılır gibi olunca biz daldık o kapıdan içeri. Söylemiştim sanırım: Ben, Şahsen, Bizzat Kendim, Keyfim ve Kâhyası, Paşa Gönlüm, Gözümün Nuru, Elimin Körü, Tepemin Tası, Burnumun Direği bir de Burnumun Diki. Neyse ki hepimize yetecek kadar koltuk, sandalye vardı içeride. * Yerel seçimde Türkiye rekoru kırarak tekrar seçilen Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız Vahap Seçer, -Allah var şimdi niye yalan söyleyeyim- bizi güler yüzle karşıladı. Buyur etti. Biz koltuklara buyurunca, o da çay buyurdu. Kahve isteyecektim ama, fakat, lakin birden tasarruf tedbirleri(!) geldi aklıma, “hık” demedim. E, bizde aile terbiyesi var. “Hık” demeyeceksin misafir gittiğin yerde. * Vahap Başkan, pratik çözümler üreten, nüktedan ve humor nedir bilen, güngörmüş bir siyasetçi. Benimle “solo” görüşmek için hazırlanmış olsa da kapıdan bizim “koro” olarak geldiğimiz haber verilince o da kendi kadrosunu ara transferlerle takviye etmiş hemen... Kimler kimler… Öyle böyle değil, yıldızlar geçidi. * İlk soruyu ben sordum. Ben, Şahsen, Bizzat Kendim usulca sordum: “Sizi sizden dinlesek.” Vahap Başkan lafı iskeleye bağlarken şaşırdım, afalladım. Sanki “Süper Baba”nın reisi, ailenin güvencesi Fiko (Şevket Altuğ) konuşuyordu: “Ben bu kentin belediye başkanıyım. Herkesin güvencesiyim, abisiyim, kardeşiyim ve herkese hizmet götürmekle mükellefim.” * Ben, Şahsen, Bizzat Kendim kazasız belasız sıramı savınca, Keyfim ve Kâhyası münasebetsizce söz aldı, “Size amca diyebilir miyim?” İşte o vakit tam da o vakit Keyfim ve Kâhyası ağzının payını aldı: “(…) Uyarmak zorundayım. Eğer şamata istiyorsanız şamatanın en kralını yaparız. Ben kurduğum her cümleyi, kelimeleri itinayla seçiyorum, sizden de bunu bekliyorum, ölçülü olalım.” Neden sonra… Burnumun Direği sızladı, mızladı. Bunu hisseden Burnumun Diki, “Ben de sorayım” dedi, dikine dikine sordu. “Keşke” demek ne zaman işe yaramış ki şimdi yarasın. Burnumun Diki keşke diklenmeyeydi! Vahap Başkanın ağzından sanki Ramiz Dayı (Tuncel Kurtiz, ) sözcükleri döküldü: “Eğer laf gönderme, kol bükme istiyorsanız en kralını yaparız o konuda da antrenmanlıyız.” Burnumun Direği suspus oldu, Burnumun Diki sindi, oturdu. * Vaktizamanında tepside çaylar geldi. Çayın hararetiyle ortam da biraz ısınır gibi oldu. Paşa Gönlüm, yatay ve dikey geçiş yapıp lafı pişirdi. “Daha daha nasılsınız?” dedi, kel alaka bir laf geveledi: “Mersin’in gençleri de bir harikaymış!” Buzlar birden eridi, gönüller şenlendi. Vahap Seçer değil de Yeşilçam’ın babacanı Hulusi Kentmen konuşuyordu sanki: “Mersin’in tüm kızları prenses, tüm delikanlıları prenstir.” Paşa Gönlüm bana; Elimin Körü, Gözümün Nuruna baktı. Biz birbirimize bakmakla meşgulken Vahap Başkan cümle sonuna üç kalple gülücük bıraktı. * Ne olduysa işte o vakit oldu. Tam 11 karakter 1 bardak çaya talim ederken Tepemin Tası kaçak inşaatlara kafa attı. Pencereden baktığımda gün kavuşmak üzereydi. “Bizim Aile”nin reisi Yaşar Usta kapıyı çarparak daldı içeri, Tepemin Tasını bir güzel payladı: “Bak beyim, sana iki çift lafım var… Ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben…” Tepemin Tası “hık mık” edecek olduysa da… İç kulvardan atağa kalkan “Kabadayı” filminin efsane karakteri Ali Osman’ın (Şener Şen) davudi sesi duyuldu: “Eğer bu âlemde Ali Osman’a meydan okuyacaksan…” Bir süre sessizlik oldu. Sessizliğin matemini Seçer dağıttı: “Ben buradan bir kez daha uyarıyorum; usulüne uygun yapılmayan binalar ve yapılar varsa indiririz aşağı. ‘3 kat fazla çıktım günahtır, af çıkar, lütfen yıkmayın’ diyenlerin hiç gözünün yaşına bakmayız.” * 11 karakterdik. Gözümün Nuru ve Elimin Körünün neyse ki verilmiş sadakası varmış da bu bal kaymak sohbette taraf olmadı. Taraf olmadıkları için de bal kaymak sohbette bertaraf olmadılar hâliyle. * Akşamın alacası çökünce…   Güney gazetesinin siyosu olan Ben, Şahsen, Bizzat Kendim hiç düşünmeden ayaklanıp Vahap Başkana Güney gazetesinin 50’nci Yıl Özel Sayısını sundum. Keyfim ve Kâhyası, Paşa Gönlüm, Gözümün Nuru, Elimin Körü, Tepemin Tası, Burnumun Direği bir de Burnumun Diki alkış tuttu. Vahap Başkanla fotoğraflarımız çekildi. * El sıkıştık, vedalaştık. Girdiğim kapıya tırıs giderken Vahap Başkan ardımdan seslendi: Çayını bitirmemişsin Canaran, yarım kalmış! O dakikaya kadar kuzu kuzu oturan Gözümün Nuru vaziyet aldıysa da Elimin Körü, Gözümün Nurunun ağzını kapadı. Meğer Gözümün Nuru “Canımıza okudun, bizde çay içecek hâl mi bıraktın?” diyecekmiş Vahap Başkana. (Aslı faslı şu: 11 karakterdik. 11 karakter o son yudumu bir diğerine bıraktı. E, bizde aile terbiyesi var!) * Söz uçtu yazı kaldı. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Vahap Seçer’in açık kaynaklarda yer eden muhtelif konuşmalarından (Meclis toplantısı, sosyal medya, basın bültenleri, gazete haberleri, açılış töreni vd.) derlediğim tümceler üzerine… Hoşgörü şehri reisinin biraz da hoşgörüsüne sığınarak inşa ettiğim biraz lirik biraz didaktik bu sohbet yazısı, bu “dedim dedi” Güney gazetesinin 50’nci yıl hatırası olsun. Olsun gözüm olsun ne olacaksa olsun!   * Bitirirken… Vahap Seçer nüktedan bir siyasetçi. Yüzünde, zihninde humor barındıran güngörmüş bir siyasetçi. Hoşgörü şehri Mersin’in Belediye Başkanı. Umarım hoş görür. Yoksa elinden çekeceğim var. 11 karakterin de benim elimden çekeceği olacak elbette!   E, sonra! Yazı bitti Tülay. E, sonra! “Sen şarkımızı söyle Canaran” dedim, gazeteye yürüdüm. Zaten iyi ki müzik var. İyi ki türküler iyi ki şarkılar var. Yoksa çekilir mi bayat ekmekten de bayat bu hayat bu meslek! Sen şarkımızı söyle Canaran: Hambalaley yambaleylo. Yarabbim!  
Ekleme Tarihi: 08 Ocak 2025 - Çarşamba

BİRAZ TATLI BİRAZ SERT

Çorap Söküğü

 

Güney gazetesinin 50’nci yılında, hoşgörü şehrinin reisi, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile açık kaynaklar üzerinden biraz ondan biraz bundan… Biraz lirik biraz didaktik… Biraz amor biraz humor…

 

BİRAZ TATLI

BİRAZ SERT

 

Bu tür işlere pek aklım ermez.

Gündoğusu mu, karayel mi?

Keşişleme mi yoksa gün batısı mı bilemedim. Ne yönden estiyse esti, nasıl estiğini bir türlü anlayamadığım o rüzgâr beni ve beraberimdeki yakın arkadaşlarımı aldı götürdü.

Nereye?

Mersin şehrinin kalbinin attığı yere, Mersin Büyükşehir Belediyesine elbette.

İkindiden biraz sonraydı, radyoda bizim şarkımız çalıyordu. Ceketimi yağmurlara astığımdan beri Tülay'la dinlemekten, birbirimize söylemekten bıkmadığımız şarkı…

 

*

Girişte, kapıya bilgi verilmiş. Danışmadaki kadınlı erkekli güler yüzlü görevliler, “solo” değil “koro” hâlinde geldiğimizi görünce, telefonu kaldırıp en tepeye sordu hâliyle. En tepeden “olur” çıkınca en aşağıdan asansöre tıklım tıkış doldurup en tepeye ışınladılar bizi.

Tam 11 karakter: Ben, Şahsen, Bizzat Kendim, Keyfim ve Kâhyası, Paşa Gönlüm, Gözümün Nuru, Elimin Körü, Tepemin Tası, Burnumun Direği bir de Burnumun Diki. 

*

Bizi makam katında daha ilk kapıda Burcu Tekgül karşıladı. Burcu Hanım, biraz esmerce biraz kumral biraz sarışın; yarı ortanca, biraz uzunca; hepsinden yarı biraz ve dahi aklı tam ayar bir Özel Kalem Müdiresi. Benimle konuşunca az biraz deli olduğuma kanaat getirdi, afalladı ama hakkını teslim edeyim serin durdu. Antropolojide buna “tecrübe” diyorlar.

*

Derken diğer kapı açıldı… O kapı bir kalabalık bir kalabalık ki sormayın. Kalabalık dağılır gibi olunca biz daldık o kapıdan içeri. Söylemiştim sanırım: Ben, Şahsen, Bizzat Kendim, Keyfim ve Kâhyası, Paşa Gönlüm, Gözümün Nuru, Elimin Körü, Tepemin Tası, Burnumun Direği bir de Burnumun Diki. Neyse ki hepimize yetecek kadar koltuk, sandalye vardı içeride.

*

Yerel seçimde Türkiye rekoru kırarak tekrar seçilen Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız Vahap Seçer, -Allah var şimdi niye yalan söyleyeyim- bizi güler yüzle karşıladı. Buyur etti. Biz koltuklara buyurunca, o da çay buyurdu. Kahve isteyecektim ama, fakat, lakin birden tasarruf tedbirleri(!) geldi aklıma, “hık” demedim. E, bizde aile terbiyesi var. “Hık” demeyeceksin misafir gittiğin yerde.

*

Vahap Başkan, pratik çözümler üreten, nüktedan ve humor nedir bilen, güngörmüş bir siyasetçi. Benimle “solo” görüşmek için hazırlanmış olsa da kapıdan bizim “koro” olarak geldiğimiz haber verilince o da kendi kadrosunu ara transferlerle takviye etmiş hemen... Kimler kimler… Öyle böyle değil, yıldızlar geçidi.

*

İlk soruyu ben sordum. Ben, Şahsen, Bizzat Kendim usulca sordum: “Sizi sizden dinlesek.”

Vahap Başkan lafı iskeleye bağlarken şaşırdım, afalladım. Sanki “Süper Baba”nın reisi, ailenin güvencesi Fiko (Şevket Altuğ) konuşuyordu:

“Ben bu kentin belediye başkanıyım. Herkesin güvencesiyim, abisiyim, kardeşiyim ve herkese hizmet götürmekle mükellefim.”

*

Ben, Şahsen, Bizzat Kendim kazasız belasız sıramı savınca, Keyfim ve Kâhyası münasebetsizce söz aldı, “Size amca diyebilir miyim?”

İşte o vakit tam da o vakit Keyfim ve Kâhyası ağzının payını aldı:

“(…) Uyarmak zorundayım. Eğer şamata istiyorsanız şamatanın en kralını yaparız. Ben kurduğum her cümleyi, kelimeleri itinayla seçiyorum, sizden de bunu bekliyorum, ölçülü olalım.”

Neden sonra… Burnumun Direği sızladı, mızladı. Bunu hisseden Burnumun Diki, “Ben de sorayım” dedi, dikine dikine sordu. “Keşke” demek ne zaman işe yaramış ki şimdi yarasın. Burnumun Diki keşke diklenmeyeydi!

Vahap Başkanın ağzından sanki Ramiz Dayı (Tuncel Kurtiz, ) sözcükleri döküldü:

“Eğer laf gönderme, kol bükme istiyorsanız en kralını yaparız o konuda da antrenmanlıyız.”

Burnumun Direği suspus oldu, Burnumun Diki sindi, oturdu.

*

Vaktizamanında tepside çaylar geldi. Çayın hararetiyle ortam da biraz ısınır gibi oldu. Paşa Gönlüm, yatay ve dikey geçiş yapıp lafı pişirdi. “Daha daha nasılsınız?” dedi, kel alaka bir laf geveledi: “Mersin’in gençleri de bir harikaymış!”

Buzlar birden eridi, gönüller şenlendi. Vahap Seçer değil de Yeşilçam’ın babacanı Hulusi Kentmen konuşuyordu sanki:

“Mersin’in tüm kızları prenses, tüm delikanlıları prenstir.”

Paşa Gönlüm bana; Elimin Körü, Gözümün Nuruna baktı. Biz birbirimize bakmakla meşgulken Vahap Başkan cümle sonuna üç kalple gülücük bıraktı.

*

Ne olduysa işte o vakit oldu. Tam 11 karakter 1 bardak çaya talim ederken Tepemin Tası kaçak inşaatlara kafa attı.

Pencereden baktığımda gün kavuşmak üzereydi. “Bizim Aile”nin reisi Yaşar Usta kapıyı çarparak daldı içeri, Tepemin Tasını bir güzel payladı: “Bak beyim, sana iki çift lafım var… Ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben…”

Tepemin Tası “hık mık” edecek olduysa da… İç kulvardan atağa kalkan “Kabadayı” filminin efsane karakteri Ali Osman’ın (Şener Şen) davudi sesi duyuldu: “Eğer bu âlemde Ali Osman’a meydan okuyacaksan…”

Bir süre sessizlik oldu. Sessizliğin matemini Seçer dağıttı:

“Ben buradan bir kez daha uyarıyorum; usulüne uygun yapılmayan binalar ve yapılar varsa indiririz aşağı. ‘3 kat fazla çıktım günahtır, af çıkar, lütfen yıkmayın’ diyenlerin hiç gözünün yaşına bakmayız.”

*

11 karakterdik. Gözümün Nuru ve Elimin Körünün neyse ki verilmiş sadakası varmış da bu bal kaymak sohbette taraf olmadı. Taraf olmadıkları için de bal kaymak sohbette bertaraf olmadılar hâliyle.

*

Akşamın alacası çökünce…

 

Güney gazetesinin siyosu olan Ben, Şahsen, Bizzat Kendim hiç düşünmeden ayaklanıp Vahap Başkana Güney gazetesinin 50’nci Yıl Özel Sayısını sundum. Keyfim ve Kâhyası, Paşa Gönlüm, Gözümün Nuru, Elimin Körü, Tepemin Tası, Burnumun Direği bir de Burnumun Diki alkış tuttu. Vahap Başkanla fotoğraflarımız çekildi.

*

El sıkıştık, vedalaştık.

Girdiğim kapıya tırıs giderken Vahap Başkan ardımdan seslendi: Çayını bitirmemişsin Canaran, yarım kalmış!

O dakikaya kadar kuzu kuzu oturan Gözümün Nuru vaziyet aldıysa da Elimin Körü, Gözümün Nurunun ağzını kapadı. Meğer Gözümün NuruCanımıza okudun, bizde çay içecek hâl mi bıraktın?” diyecekmiş Vahap Başkana.

(Aslı faslı şu: 11 karakterdik. 11 karakter o son yudumu bir diğerine bıraktı. E, bizde aile terbiyesi var!)

*

Söz uçtu yazı kaldı.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Vahap Seçer’in açık kaynaklarda yer eden muhtelif konuşmalarından (Meclis toplantısı, sosyal medya, basın bültenleri, gazete haberleri, açılış töreni vd.) derlediğim tümceler üzerine…

Hoşgörü şehri reisinin biraz da hoşgörüsüne sığınarak inşa ettiğim biraz lirik biraz didaktik bu sohbet yazısı, bu “dedim dedi” Güney gazetesinin 50’nci yıl hatırası olsun.

Olsun gözüm olsun ne olacaksa olsun!

 

*

Bitirirken…

Vahap Seçer nüktedan bir siyasetçi. Yüzünde, zihninde humor barındıran güngörmüş bir siyasetçi.

Hoşgörü şehri Mersin’in Belediye Başkanı. Umarım hoş görür. Yoksa elinden çekeceğim var.

11 karakterin de benim elimden çekeceği olacak elbette!

 

E, sonra!

Yazı bitti Tülay.

E, sonra!

“Sen şarkımızı söyle Canaran” dedim, gazeteye yürüdüm.

Zaten iyi ki müzik var. İyi ki türküler iyi ki şarkılar var. Yoksa çekilir mi bayat ekmekten de bayat bu hayat bu meslek!
Sen şarkımızı söyle Canaran: Hambalaley yambaleylo. Yarabbim!

 


Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 blossomtips.com deneme bonusu veren siteler yeni En iyi deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler