erel kelimelerin ne kadarını tam biliyorum bu tartışılabilir. Genellikle Göksu vadisindeki köylerde kullanılan kelimeler. Farklı kelime bilen okurlarımız yorumlarını yazının altında yaparlarsa o kelimeleri de kayıt altına almış olur, kültürümüzü devam ettirebiliriz.
Burada kullandığımız kelimeleri bazı ufak tefek farklılıklarla bütün Türk dünyasında kullanılmakta olduğunu bilin yeter. (ng: Genizden gelen n sesi yerine)
SIMSIKI: Sıkıca, sağlamca bir şeyi tutmak veya bağlamak.
Banga güven elingi sımsıkı dut.
Odunları sımsıkı sarda yolda dağılıp dökülmesing.
SIRF: Sadece
Sırf duzu basmışsıng oyunu gı.
Sırf seni görmeye gelinmez mi agbuydayım.
SIYIRMA: Ülübü. Ülübünün haşlanarak tuz ve eşki (goruk, nar ekşisi, limon, sumak veya olmamış nar suyu) dökülerek yapılan soğuk yiyecek.
Sıyırmanıng gartlarını tohum idelim bari.
Sıyırmanın tazeciglerini toplada boğazımıza kılçığı dakılmasıng.
SIZAK: Çok az bir su pınarı.
Sızağın önüne havuz yapdım amma bahçayı tam sulayamayyom.
Sızagda eyi gözel yarpızlar bitmiş.
SIRTLANGIÇ: Bukalemun. Kirkele.
Neci oldu sanga gı temelli sırtlangıç gibi olmuşsun.
Bağın arasında sırtlangıcı görünce tüylerim diken diken oldu.
SİLKMEK: Çıpmak, temizlemek tozunu almak için sallamak.
Apartumanda pencereden sofra silkilmezimiş.
Ayşa gonşu hura beriğelde benim çulu bi silkeleyelim.
SIVIŞMAK: Çaktırmadan, bulunulan yerden ayrılmak.
Solguyu ikide sen vuruvuraydın nireye sıvışdıng gayrı.
Yumuş buyrulur dii sıvışdı.
SÖBÜ: Yuvarlak olmayan, biraz ince uzun olan.
Söbü söbü sarıgabaklar döküşegalmış.
Hendee bezeleri ıycığ daha yovalla oneci öyle söbü söbü.
SÖYKENMEK: Bir yere dayanıp oturmak veya dirseğe dayanarak uzanmak.
Hendere söykenip durucağınga beriğelde hu işing ucundan sende dut. Biran evvel bitsing.
Ardıca söykenivirdiydim özüm geçivirmiş.
SÜNMEK: Bir şeyi almak için uzanmak.
Sening boyung yetişir hoo dala sünüvide olgun yeşilleri deşirivir.
Arkayanınga sünüvirde oklayı bi alıvir.