SEÇİM GEÇİM PAYLAŞIM
Seçimleri kazasız belasız demokrasi anlayışımıza göre tamamladık. Kaybedenler üzüldü. Kazananlar 15+5 yılın beklentisiyle “İstanbul’u fethetme” edasıyla hışımla belediyeye “çöktüler”.
Sevinmek mutlu olmak, kazanmış olmak elbette güzel şeyler. Hele birde nasıl olsa “kazandık” neticeye bakalım anlayışındaysanız önünüzde kimse duramaz.
Kazananlar nasıl kazandık, kaybedenler niye kaybettik muhasebesini yapmaktan çok uzak gözüküyorlar. Bizimkisi yorum. Gözlemleyerek vardığımız sonuç.
Liyakat, ehliyet, sosyal demokrasi, işçi ve emeğe saygı sloganlarıyla kazananların sırf siyasi tercihlerinden dolayı en alttaki “işçiler” ile uğraşarak, bayram arifesinde kapı dışarı edilmesini anlayan beri gelsin.
Birim müdürlerini değiştirebilirsiniz. O sizin tercihiniz olur. Ancak bazı birim müdürleri vardır ki belediyenin hafızası ve mutfağıdır. Siz bunları tahsilata veya “çöpe” verirseniz onların beceriksizliği değil, sizin kaliteniz veya siyasi anlayışınız olur.
Siyasilerle gelen yöneticilerin siyasilerle gitmesi son derece normal. Ancak devlet memuru olan belediye personeline psikolojik şiddet uygulayarak, ekip kurmaya çalışmak ve başarı ummak hayalciliktir. Üstelik bu durum daha önceki beş yıllık sürede denenmesine rağmen.
Belediye başkanın değişmesiyle “arpalık” tabir edilen belediye şirketlerindeki yönetici sayısı ve hele birde biri eski iki ilçe başkanının şirket yöneticisi yapılmasını nasıl açıklanacak acaba?
Yeni belediye binasında yetince oda var. Partinin talepleri doğrultusunda herkesin gönlü alınır. Sorumsuz sorumlulardan sorumlu bir yetkiliye de bir oda tahsisi yapılır.
Hizmet mi, “hallederiz” kafanızı yormayın. Mersin Büyükşehir yönetimi de “bizde” yahu!..
Uyum içerisinde “memnuniyetle”!..