LOJMAN-FALAN-FİLAN
1969 Göksu Vadisinde heyelan yılı. Bir aylık bir yağış sonrası yaşanan heyelanlar.
O yıllarda doğan çocukların ön adı hep “heyelan” dır.
Konumuz bu değil. Ancak heyelan senesi başlanan Kayraktepe Barajı projesi diye bir proje vardı. Devletimiz yıllarca araştırdı, toprağın altını, üstünü inceledi bitirdi. Buraya baraj yapılabilir. Haydi başlayalım, denildi.
Bir tabela asıldı.”Kayraktepe baraj aks yeri”…
DSİ renklerinde yeşil.
Kocaman bir baraj yapılacak, burada binlerce insan çalışacak. Özellikle üst düzey insanların mağdur olmaması lazım. O zaman hemen lojmanların yapılması gerekiyor. Kazma kürek takır tukur yanılmıyorsam 36 adet iki katlı 4 daireli lojmanların inşasına başlandı. Konutlar % 60-70 seviyesinde bir şeyler oldu inşaatlar yarım kaldı. Hala o günkü haliyle öylece sessizce çürüyorlar. Yazık! Milli servet…
Kayraktepe barajı projesi tozlu raflardan ara sıra indirildi. Tozu alındı. Seçim malzemesi yapıldı, tekrar itina ile yerine kondu.
Şimdilerde devletimizde böyle bir yatırıma harcayacak para yok. Yap işlet modeline bir çaba harcandı, netice alınamadı. Bir daha ki seçime kadar yine rafa kondu, tozlansın bakalım.
Kayraktepe lojmanlarına geri dönersek. Günümüzde lojman anlayışı bitti artık. Devlet milletvekili lojmanlarını bile sattı. Bu lojmanlarında çürümesine bir el atan olsa. Satın demek istemiyorum. Zaten orada Mersin Üniversitesine bağlı yüksekokullar ve fakülte var. Gelecekte il olacaksak buranın üniversite olma imkanı var. Bu lojmanlar ve bulunduğu alan direk Mersin Üniversitesine tahsis edilse “deniz bilimleri fakültesi” veya taş, toprak, sanayiye yönelik bir enstitü için girişim olsa fazla ukalalık yapmış olmam herhalde.
Siyasilerimizin çok işleri var(!) Tayin torpil işlerinden başlarını kaldıramıyorlar! Bu memleketin müdürleri, müdür yardımcıları, yeğen tayinleri daha önemli efendim..! Kadro meselesi yani!
Sahi, bu yıl Silifke’deki üniversite bölümlerine gelen öğrencilerin, kalacak yer sorunundan dolayı acaba ne kadarı kayıt yaptırmadı?