SULTANIN KÖPEĞİ
Nizamül Mülk öğütlerinden birkaç örnek.
“Herkese kifayeti, fazileti ve liyakati ölçüsünde bir makam buyrulmalıdır.”
“Birlikte çalıştığı kişilerin sadâkâtını önceleyen yönetici, günü kurtarır; liyakatini önceleyen ise tarihte kalıcı izler bırakır.”
“Sultanın köpeği sultandan daha tehlikelidir. Çünkü sultan ısırmaz ama köpeği ısırabilir.”
Siyasi yapılarda ise durum siyasi cümlelerle izah edilebilmektedir. Yani yukarda bahsettiğimiz beylik sözler meydanlarda, mitinglerde, esnaf ve meslek kuruluşları ziyaretlerinde en üst perdeden dile getirilir. Seçim kazanılır, vaatleri uygulama aşamasına gelindiğinde “efendim memleketimizde bu işi yapanlar varken dışarıdan birinin yapması ne kadar doğru olur”, “seçim kazanmamızda gece gündüz bizim için çalışan memleketimizin ve partimizin insanları varken adam mı arayacağız”, diyerek kıvırmaya başlarlar.
Makama oturduktan sonra partiye bırakılmış özgeçmişlerin içerisinden referans ağırlıklarına göre elemanları işe alıp ekibi oluşturarak, vatandaşa en doğru hizmetleri sunmada birinci adımı başarıyla atmış olurlar.
Zamanla pasta paylaşımlarında yaşanan menfaat çatışmaları ya da rahat bir makama getirilemeyen partili yakınlarıyla sürtüşmeler çarkları kilitlemeye başlar. Başkanlar rahatsızdır. Parti yöneticileri rahatsızdır. Sakal bıyık hikâyesi tekrar eder yani…
Birde keskin sirkeler vardır ki düşman başına dersiniz! Her partide böyle tipler vardır. Bakın etrafınıza onları hep konuşurken göreceksiniz. Ağızlarıyla konuşurlar, elleriyle konuşurlar, ayaklarıyla konuşurlar. Sultanın köpeği oluverirler! Son günlerde her partide böyle tipler gündemden düşmüyorlar, düşmeyecekler. Siz en ufak eleştirinizde hain olacaksınız, satılmış olacaksınız, dönek, ajan olacaksınız.
Bu tipleri kapı önüne de koyamıyorlar! Bak bir daha yapma yoksa ağzına acı biber süreriz diyorlar.
Latif Taşçı