TIKAMAK
Nefes alamazsanız tam tıkanma olur. 2-3 dakika içerisinde ilkyardım müdahalesi olamazsa ya beyninizde hasar oluşur ya da imamın kayığı ile yolcu olursunuz.
İnsan bedeninin yapısı gibidir her şey. Nefes tıkanması, güç, takat tıkanması, düşünce tıkanması gibi çeşitleri çoğaltmak mümkün.
Bugünlerde toplumun sorunlarına çare üretmekle görevli olanlar da bir tıkanma hissediyoruz. Dış kaynaklı tıkayanlar var. İçerden tıkayanlar var. Çare üretmekle görevli olup, güç ve muktedirlik makamında olanlar da “rüsubat” haline gelmişler. Demokrasilerde tıkanıklığı vatandaş çözüyor. 2002 seçimlerinde olduğu gibi “rüsubat” olarak gördüklerini sandığa doldurup tarihin derinliklerine gömüyor.
Sosyal ve ekonomik hayatın tıkanmalarında da hep böyle olmuştur. Özellikle vatandaşın geçim derdine düştüğü dönemlerde güvenlik, sağlık, eğitim gibi konuların çok başarılı olmasının bir anlamı kalmıyor. Yani tam tıkanmadaki nefes alamayınca olacaklar gibi düşünmek lazım.
Bazen de insan veya iktidar veya muktedir olanlar; kendi kararları, yandaşların gazları, kibirleri, dünyalık hırsları gibi sebeplerle “güç körlüğü” sonucu kendi geçecekleri köprüler dahil birçok şeyi tıkayabilirler.
Bizde zaman zaman yazan çizen vatandaş olarak bizlemek zorunda kalıyoruz.
Latif TAŞÇI